Kuzey ve Doğu Suriye’de Türkiye’nin kontrolünde bulunan bölgelere ilişkin yaptığı araştırmayı açıklayan HRW, özellikle Girê Spî’de Türkiye destekli silahlı gruplar tarafından ciddi hak ihlalleri ve savaş suçları işlendiğini duyurdu
İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), Kuzey ve Doğu Suriye’de Türkiye’nin kontrolünde bulunan bölgelere ilişkin yaptığı araştırmayı 28 Mart’ta Lübnan Beyrut’ta açıkladı. Türkiye yetkililerinin binlerce Suriyeliyi ülkenin kuzeyinde Türkiye denetimi altındaki Girê Spî’ye gönderilmek üzere sınır dışı ettiğini açıklayan HRW, Girê Spî sınır kapısı idaresi isimli sanal medya hesabının verilerine de değindi. Bu sayfada Ocak-Haziran 2023 arasında geri dönen Suriyelilerin aylık ve günlük sayıları yayınlanırken, hepsi “gönüllü” olarak etiketlemiş durumda. Sayfanın çözümlemesinde, 2022’nin aynı dönemine kıyasla iki kattan fazla artış görülüyor.
Türkiye’nin bu göçlerin gönüllü olduğunu belirttiği vurgulanan raporda, Türkiye güçlerince en az 2017’den bu yana binlerce Suriyeli’nin tutuklandığını ve gözaltına alındığını ortaya çıkardı. Raporda, Türkiye’nin binlerce Suriyeli mülteciyi topluca sınır dışı ettiği ve “gönüllü” geri dönüş formlarını imzalamaya zorladığı vurgulandı. Türk yetkililerin HRW’nin 1 Şubat’ta araştırma bulgularını paylaştığı ve bilgi talep ettiği mektubuna cevap vermediğini belirtildi.
Cinayet ve hak ihlalleri
Bu bölgelerde başta Türkiye destekli yerel silahlı gruplar tarafından işlenen ciddi insan hakları ihlalleri ve potansiyel savaş suçları belgelediği aktarılan raporda, ayrıca TSK ve istihbarat teşkilatlarının mensuplarının da ihlallerin gerçekleştirilmesinde ve denetlenmesinde rol oynadığı kaydedildi. Girê Spî’nin 2019’da Türkiye işgali altına girmesinden bu yana Suriye’nin diğer bölgelerine yönelik hiçbir geçiş noktası bulunmadığı belirtilen raporda, sınır şeridinden geçmek için tek uygun seçenek olarak pahalı ve tehlikeli kaçakçılık yollarının olduğu ifade edildi.
Girê Spî’de sınır dışı edilenlere geçici barınma sağlayan örgütün bir yardım görevlisinin görüşleri verilen raporda, “Bölge sakinleri iş bulmakta zorlanıyor ve birçoğu geçimlik tarıma bel bağlamak zorunda. Sınır dışı edilenlerin çoğu sınırlı dış yardıma mahkum” derken, sınır dışı edilen bir Suriyeli ise “Burada günde bir öğün yemekle hayatta kalmaya çalışıyorum, tabii masrafları karşılayabilirsem. Günlerin çoğunda aç uyuyoruz” dedi.
Araştırma bulguları
HRW raporunda şu tespitler yer aldı:
* İnsan Hakları İzleme Örgütü, Türkiye’den Suriye’ye sınır geçiş istatistiklerinin konuya vakıf bir kaynak tarafından sağlandığını belirledi. Bu istatistikler, geri dönüşlerin sınıflandırılmasında üç operasyonel sınır geçiş idaresinin resmi Facebook sayfalarında yayınlanan verilerle tutarsız.
* Sağlanan istatistikler, Ocak-Aralık 2023 arasında Türkiye yetkililerinin, 16 bin 652’si Girê Spî kapısından olmak üzere 57 bin 519 Suriyeli ve diğer uyrukluları sınır kapılarından sınır dışı ettiğini ortaya koyuyor.
* Resmi sayfa verilerinin analizi, raporlama uygulamalarında farklılıklar olduğunu gösteriyor; tek geçiş olan Bab el-Hawa/Cilvegözü, geri dönenler ile sınır dışı edilenler arasında ayrım yapıyor ve bu da İnsan Hakları İzleme Örgütü ile paylaşılan istatistiklerle örtüşüyor, Bab el-Selam/Kilis ve Girê Spî/Gire Sîpi geçişlerinde ise durum böyle değil.
* Her üç sınır idaresindeki personel geri dönen herkesle görüşüyor ve geri dönüş nedenleri de dahil olmak üzere veriler topluyor, ancak Türk yetkililer baskıyla Bab el-Selam/Kilis ve Gire Sîpi sınır idarelerinin sınır dışı sayılarını yayınlamalarını önledi. Bu durum, Bab el-Selam/Kilis’in en azından Eylül 2022’den bu yana tüm geri dönüşleri basitçe “geri dönüş” olarak kategorize etmesine, Girê Spî’nin ise en azından Ocak 2021’den bu yana tüm geri dönüşleri “gönüllü” olarak sınıflandırmasına neden oldu. Eylül 2022’den önce Bab el-Selam/Kilis, genel geri dönüşlerin ne kadarının gönüllü olduğunu yayınlıyordu. Gire Sîpi, Haziran 2023’te geri dönüşlerle ilgili verileri yayınlamayı durdurdu.
* Türkiye, 2019’dan bu yana Türkiye destekli Suriye Ulusal Ordusu’nun kontrolü altında olan Gire Sîpi üzerinden “güvenli bölgelere” geri gönderdiği Suriyelilerin sayısını 2023’te artırdı. Türkiye, Gire Sîpi de dahil kuzey Suriye’deki bölgeleri kontrol altına almayı hedeflediğini söylüyor, ancak gerçekte bu alanlar insan hakları ihlalleriyle dolu. Türkiye’nin Rakka ve Haseke illeri arasındaki 150 kilometrelik bölgede gerçekleştirdiği operasyon, yüzbinlerce insanı yerinden etti ve evlerini terk etmek zorunda bıraktı.
Coogle: Türkiye’nin taahhüdü boşa çıktı
HRW Orta Doğu ve Kuzey Afrika direktör yardımcısı Adam Coogle, “Türkiye’nin ‘gönüllü’ dediği geri dönüşler çoğunlukla tehlike ve umutsuzluk çukuru olan ‘güvenli bölgelere’ zorla geri dönüşlerdir. Suriyeliler Girê Spî’deki insanlık dışı koşullardan kaçmak için tehlikeli yolculuklara çıkmak zorunda kalırken, Türkiye’nin ‘güvenli bölgeler’ oluşturma taahhüdü de boşa çıkıyor” ifadelerini kullandı.
‘Türkiye’nin sorumlulukları’
Sınır Tanımayan Doktorlar’ın (MSF), Haziran 2023’te buradaki insanî durumu “endişe verici” olarak nitelendirdiği belirtilen raporda, “Girê Spî’deki işgalci güç olarak Türkiye’nin, kaynağı ne olursa olsun asayişi, kamu yaşamını ve oradaki Suriyelileri şiddetten koruma yükümlülüğü var. Türkiye, kendi yetkililerinin ve emri altındakilerin uluslararası hukuku ihlal etmemesini sağlamak, iddia edilen ihlalleri soruşturmak ve sorumluların uygun şekilde cezalandırılmasını sağlamak konusunda hem uluslararası insancıl hukuk hem de uluslararası insan hakları hukuku yükümlülüklerine uymakla yükümlü. Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS), Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi’ne (ICCPR) ve 1951 Mülteci Sözleşmesi’ne taraf olması dolayısıyla ve uluslararası teamül hukuku gereği, herhangi biri kişinin gerçek bir zulüm, işkence veya diğer zalimane muamele riskiyle ya da kendisine yönelik bir tehditle karşı karşıya kalacağı bir yere geri gönderilmesini yasaklayan geri göndermeme ilkesine saygı göstermek zorundadır” ifadeleri yer aldı.
Kaynak: MA