Hong Kong’da yaklaşık bir haftadır kopan kıyameti anlamak için galiba tarihine ve yakın geçmişe bakmak anlamlı olacak. Buranın statüsü diğer Çin şehirlerinden hep farklıydı. Çin’in güney ucundaki Hong Kong adası 1997 Temmuz’una kadar yaklaşık 150 yıl İngiltere’nin kolonisiydi ve İngiltere tarafından atanan bir genel vali tarafından yönetiliyordu. 1842 yılında Çin’den ayrılmış ve daha sonra da 99 yıllığına Çin tarafından İngiltere’ye kiralanmıştı. Asya kıtasındaki en işlek ticaret limanı haline gelen Hong Kong’un ekonomisi 1950’lerden itibaren atağa kalktı ve çok gelişti. Bu dönemde Hong Kong, kötü ekonomik koşulları yüzünden ülkelerini terk etmek zorunda kalan göçmen işçilerin ve siyasi baskılar nedeniyle Çin Halk Cumhuriyeti’nden kaçan rejim kaçaklarının akınına uğradı.
Protestoların nedeni ne?
Geçen pazar günü yaklaşık bir milyon kişi (nerdeyse Hong Kong’un nüfusunun yedide biri) sokaklara döküldü ve “olası şüphelilerin Çin’e iadesi yasa tasarısını” protesto etti. Çarşamba günü ise protestolar devam etti ve polis göstericilere göz yaşartıcı bomba ve plastik kurşun sıktı. 2’si ağır toplam 72 gösterici yaralandı. Pekin’in anti-demokratik ve katı yönetim yanlısı 1200 delege tarafından seçilen Hong Kong’un lideri Carrie Lam’ın gösterilere rağmen yasa tasarısından ödün vermesi beklenmiyor.
Eylemler sürebilir
Arkasına Çin’in katı yönetimini alan Lam, muhtemel suçluların ana kıtaya iadesi konusundaki yasa tasarısını sonuna kadar götürmeye kararlı gözüküyor. Bazı gözlemcilere göre söz konusu yasa tasarısının reddedilmesi teknik olarak mümkün ama Hong Kong yasama meclisinde Çin yönetimi tarafından atanan Temsilciler çoğunlukta. Ama, protesto gösterilerinin de devam etmesi bekleniyor. Yerel bir gazetecinin ifadesiyle “Protesto etmek Hong Kongluların DNA’sında var.’’ Nitekim, 2003 ve 2011 yılında Hong Kong halkı beğenmediği için iki yasa tasarısı geri çekilmişti ama o zaman Çin’deki yönetim daha ılımlıydı.
DIŞ HABERLER
* Bu haber BBC dünya servisinde yayımlanan yazıdan kısaltılarak alınmıştır