Dibistan, bêmamoste, bêxwendewan û bêkurd-bêermenî, bêsûryanî, bêçerkez, bêlazi, bêelewî, bêêzidî, …hwd vebûn. Eğer okullar halklar-sız, inançlar-sız ve diller-siz açılıyorsa artık okul değil faşizm yuvalarıdır, tehlikelidir, her biri saatli bombadır.
Herkes kendi diliyle varsa okullarda yok sayılmanın ne anlama geldiğini en iyi bilenlerden biri olarak dili yok sayılan her çocuğu hissediyorum. Hayatım boyunca okulların açılışını yas başlama günüm olarak yaşadım. Okula başlayan milyonların işkence çığlıklarına alışmamaya direndim.
Hiçbir zulüm dilin yasaklanması kadar vurucu, yaralayıcı, parçalayıcı olamaz. Hegemonlar insanlığını yitirdiği için asimilasyonu insanlığa karşı en ağır işkence suçu olarak insan hakları bildirgesine eklemezler. Önce asimile etmek için iliklerinden, hücrelerine kadar bıçaklar, çiviler, elektrikle damarları patlatır, ters askıya bağlar, testerelerle keser tüm işkence çeşitlerini uygular. Sonra asimile olduğun için aynı saldırıları katmer katmer baştan alır, bu kez hücrelerini bıçaklayıp bırakmaz paramparça eder. En dayanılmaz acı da asimile edenin amacına ulaştıktan sonra ağzından akan salyasıyla ağdalı iğrenç ‘benim…’ hitabıdır.
Sömürgeciler her sömürgeleştirdikleri yaşam alanlarına bu aşamaları uygular. Birinci aşamada; dilini yani seni öldürüp sonra seni, sana parayla pazarlar (dil kursları) toplumdan çaldıkları demokrasiyle de hırsızlığı geliştirir. Kürdistan coğrafyasında beyaz Türk üstünlüğünü ırksal bir çerçeveye okullu olmakla yerleştirip ideolojik alt yapısının hazırlandığı gizli bir haritaya çevirir. Asimile ettikçe haritadan siler özerinden ırkçılığı inşa eder. Asimilasyonun haritası üzerinde ikiyüzlü siyasetini sergiler.
ikinci aşamada müzelerde ırkçıların (sömürgeci) geçmişi, asimile edilenlerin geleceği olarak sıralanır. Üçüncü aşamada araştıranların deyimiyle canlılar aleminden en çok insanın kendi türünü imha ettiği bilinmesine rağmen hayvanlara hakaret ederek vahşetlerini örtbas eder, yani ırkçılarla dikey, dünyayla yatay, hayvanlarla çapraz dizayn eder.
Dördüncü aşama ise kitle imha silahlarından daha keskin antropolojiyle üçüncü dünyayı yaratır.
Beşinci aşaması etnografyayla bir halkı camekânların arkasına koyup eğlenmeyi öğrenmek olarak yaratır. Yoksa neden Kurdistanı, bakur, başûr, rojhilat, rojava diye bölsün, ABD-Rus-İngiliz-Alman-Ak-TC-Fransız-AB-Irak-İran (soçi, astena, canev, antap…vb) da dünya hegemonları dokuz bin dokuz yüz doksan dokuz kez toplansın ve sonuç çıkmasın(?) Kadınların ve halkların camekânların arkasına girmemek için başlattıkları öz savunmalarına devlet terörüyle yedi yirmi dört kim daha çok bombalama hakkına sahip olsun diye toplanıyorlar.
Bu sebeptendir ki öğrenmenin okul olmadığını en iyi dili yok sayılanlar bilir. Yoksa her gelen iktidar neden ilk ‘okulları düzelteceğim’ diye yola çıksın. AKP-MHP faşist iktidarı da cinsiyetçilik, dincilik, militarist zihniyetini önce ‘okullu’ yaptığı bebelerden başlar, sonra kız- oğlan okullarını ayırmayı güncelleştirir.
Anadil okullu değildir, çalışma mekanıdır, evdir, sokaktır, ulaşımdır, iletişimdir, öğrenimdir, sağlıktır, adalettir, eşitliktir, alış-veriştir özcesi yaşamdır var olmaktır. Herkes sömürgecilerin yok saydığı anadil öz savunmasını birbirine öğreten-öğrenen olsun.