Saha Derneği ve Kültür İçin Alan’ın katkılarıyla düzenlenen ‘Müşterek İşler’ sergisine’ Anıtnakış’ çalışmasıyla katılan Aytaş, katledilen kadınların isimlerini nakışlara işliyor
Saha Derneği ve Kültür İçin Alan’ın katkılarıyla “Müşterek İşler” sergisi 8-29 Kasım tarihleri arasında sanatseverlerle buluştu. Serginin ana teması mekânın kullanım pratikleri iken özellikle içinden geçmekte olduğumuz salgın süreci nedeniyle bireylerde gelişen içe dönme, eve çekilme, evde kalma halleri. Tamamı kadınlardan oluşan “Müşterek İşler” Diyarbakır’da A4 Atölyesi’nde ziyaretçilere açık. Sanatçı Pelda Aytaş sergiye “Anıtnakış” çalışmasıyla katıldı. Aytaş, kadının mücadelesini ve direnişinden yola çıkarak, katledilen kadınların isimlerini nakışlara işliyor.
Dijital bir uygulama
Dijital bir anıt platform olan “Anıtsayaç”tan etkilenerek “Anıtnakış” çalışmasına başladığını söyleyen Pelda Aytaş, çalışmasında istatistik verileri göstermeksizin, dijital bir uygulamayı nakış sanatına dönüştürdüğünü belirtti. Erkek şiddeti sonucu katledilen kadınların istatistik verilerle gösterilmesinin o insanın bir ismi ve hikâyesi olduğunu unutturduğunu belirten Aytaş: “Çalışmam erkek şiddetiyle öldürülen kadınların anısına bellek yaratıyor. Öte yandan bir isme odaklanırken, öldürülen diğer kadınların isimleri gözden kaçırılabiliyor. Bilhassa trans bir kadınsa birey adını hiç duymayabiliyoruz. Bu sebeple çalışmada, embriyodan cenine, bebekten çocuğa, erişkinden yaşlıya kadar tüm kadın ve kadın olmaya yönelmiş (trans kadın) bireylerin cinsiyetlerinden dolayı ya da toplumsal cinsiyet kimliği algısına aykırı eylemleri bahane edilerek bir erkek tarafından öldürülen ya da intihara zorlanan bireyler yer alıyor” dedi.
‘Kadın kimliği hedef alınıyor’
Çalışmasına 7 Şubat’ta başladığını söyleyen Aytaş, başladığı günden geriye doğru isimleri nakışlamaya başladığının altını çizdi. Nefretle işlenen bu katliamlarla kadın kimliğinin hedef alındığını dile getiren Pelda Aytaş şöyle devam etti: “Öldürülen kadınlara bakarken, katilinin yakınlık derecesine, çoğunun sevdiği erkekler tarafından öldürüldüğünü gördüm. Ve bu beni çok sarstı. Bu insanlar severek, umut ederek ne hayallerle paylaşmışlardı hayatlarını. Bu paylaştıkları hayat ellerinden alındı.”
‘Direniş sanatının örneğidir’
Aytaş, nakışın aynı zamanda bir direniş sanatının örneği olduğunun altını çizerek, “Güzel sanatlar, sanat alanında kadınları yok sayan, çalışmalarını görmezden gelen sisteme karşılık kadın sanatçılar bir direniş örneği sağlamışlardır” dedi. Aytaş, nakışın performans ve enstalasyon sanatlarının da yenilikçileri olduğuna değinerek, “Evlerimizde hazırlanan ve her köşede yer alan nakış pratiğini direniş sanatının örneği olarak uygulamadır” diye konuştu.
‘Cinayetler meşrulaştırılmasın’
Kadın katliamlarında faile iyi hal ve saygınlık indiriminin uygulanmaması gerektiğini belirten Aytaş, eğitim sisteminde ve iş yaşamında cinsiyetçi anlayışın ortadan kalkmasını istediğini vurguladı. Aytaş: “Medya, kadına uygulanan şiddete karşı sorumluları sorgulasın. Kadının davranışlarına odaklanmak yerine faile odaklanmalı. Şiddetin ve cinayetin haklı sebeplerini aramasın, cinayeti magazinleştirip, meşrulaştırmasın” dedi.
Safiya Alağaş / Diyarbakır – Jinnews