PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan mutlak tecridin kaldırılması talebiyle başlayan açlık grevi eylemleri devam ediyor. Cezaevlerinde yaklaşık 7 bin tutuklunun açlık grevinde olduğuna dikkat çekmek isteyen tutuklu aileleri bulundukları her yerde çocuklarının, eşlerinin, babalarının, annelerinin sesine ses katmak için direniyor. Bu ailelerden bir kısmı 9 Nisan’dan bu yana Gebze M Tipi Kadın Kapalı Cezaevi önünde süresiz oturma eylemi başlattı.
Aileler, 19 Nisan’da polisin coplu tacizi ve şiddetine maruz kaldığı görüntülerin basına yansımasıyla sağcısından, solcusuna birçok kesimin gündemine girdi. Anneler bu görüntülerin ardından “Biz eyleme başladığımız günden beri bu saldırılara maruz kalıyoruz” diyerek tepki göstermişti. Anneler eylemlerinin ilk gününden bu yana yaşananları JinNews’ten Safiye Alağaş’a anlattı. 23 yıldır cezaevinde olan Selim Çiftçi’nin ablası Cemile Çiftçi, polisin saldırılarına dikkat çekerek, “Bize ‘gidin, kalkın buradan’ diyorlar. Benim kardeşim 23 yıldır cezaevinde şu an açlık grevinde. Biz de diyoruz ‘onların taleplerini kabul edin.’ Siz talepleri kabul ederseniz onlar da açlık grevi eylemini bırakır. Onlar açlık grevi eylemini bırakmadığı sürece biz de eylemimize devam edeceğiz” diye belirtti. Taleplerini dile getirmek için oturma eylemi yaptıklarını belirten Fehime Ekmez, “Bizi yerlerde sürüklüyorlar. Ellerim şişti. Gözaltında bana ‘buraya niye gelmişsin’ diye sordular. Ben de dedim ‘Oğlum cezaevinde açlık grevinde.
Oğlum açlık grevinde olduğu sürece ben oradan gitmem. Bakın ben şimdi gözaltındayım. Beni bırakırsanız yine Gebze Cezaevi önüne gideceğim. Kalkmayacağım oradan. Öldürseniz de kalkmam. Oğlumun bedeni eriyor. Arkadaşlarının bedeni eriyor. Boğazından kan geliyor. Uyuyamıyorlar. Biz onlardan daha kıymetli değiliz. Ben bunları söyleyince ses çıkaramadılar. Bir şeyler yapılana kadar orada oturmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. “Çocuklarımız açlık grevinde olduğu sürece biz de cezaevi önünde bu çileyi çekmeye devam edeceğiz” diyen açlık grevi eylemcisi İsmet Taş’ın annesi Hazal Taş da şöyle konuştu: “Çocuklarımızın açlık grevini bırakması için bir çare bulsunlar. Onların açlık grevini bırakması için bir şeyler yapılmasını talep ediyoruz.”
‘Çözüm masası oluştursunlar’
Her gün cezaevi önüne gelmek için yollara düştüklerini söyleyen açlık grevi eylemcisi Özlem Söyler’in annesi Hatice Söyler ise, şunları dile getirdi: “Biz daha oraya varmadan TOMA, polis, asker etrafımızı kuşatıyor. Onlar bizim etrafımızı sardıklarında biz de olduğumuz yerde oturma eylemi yapıyoruz. Bu şekilde yerlerde sürüklenerek gözaltına alınıyoruz. Her gün gideceğiz. Çocuklarımız açlık grevinde olduğu sürece biz eylem yapmaya devam edeceğiz. Bir çözüm masası oluştursunlar. Bütün partilerin içinde yer alacağı açlık grevlerin bitmesi için bir çözüm masası oluştursunlar. Herkes elini taşın altına koysun. Ellerini vicdanlarına koysunlar. Biz anneyiz ‘artık yeter yeter’ diyoruz.”
‘Tabut çıksın istemiyoruz’
Tekirdağ Cezaevi’nde açlık grevinde olan Ali İlhan Bayer ve Ruşen Bayer’in annesi Zeynep Bayer, ilk günden bu yana oturma eyleminde. Günlerdir gözaltına alınıp ardından serbest bırakılanlardan olan Bayer, “Çocuklarım için her şeyi yapmaya hazırım. Eyleme devam edeceğim. Başka şansım yok” dedi. Çocukları için eylemde olduklarını söyleyen Hanife Bayer de, şunları dile getirdi: “Biz onlar için buradayız. Tek istediğimiz adalettir. Biz sadece çocuklarımızın talebinin kabul edilmesini istiyoruz. Biz cezaevinden tabutların çıkmasını istemiyoruz.”
Açlık grevleri kaçıncı günde?
PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle DTK Eşbaşkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in başlattığı açlık grevi eylemi 169. gününde. Güven’in ardından 66 cezaevinde 300’ün üzerinde tutuklunun başlatmış olduğu açlık grevi eylemi 131. gününde. Yine 1 Mart’ta tüm cezaevlerinde yaklaşık 7 bin tutuklunun başlatmış olduğu eylem de devam ediyor. Şimdiye kadar 7’si tutuklu 8 kişi tecridi protesto etmek amacıyla yaşamına son verdi. HDP milletvekilleri Dersim Dağ, Tayip Temel ve Murat Sarısaç’ın partilerinin Diyarbakır İl Örgütü binasında başlattığı eylem de 3 Mart’tan bu yana devam ediyor. Açlık grevi eylemleri Güven ve cezaevleriyle sınırlı kalmayarak dünyanın birçok yerinde yankı buldu. Irak Federe Kürdistan Bölgesi’ne bağlı Hewler’de bulunan Nasır Yağız eyleminin 156. gününde. Fransa’nın Strasbourg kentinde 14 kişinin ve Birleşik Krallık Bölgesi’ne Bağlı Galler’de İmam Şiş’in eylemi 129. gününde devam ediyor.
‘Dışarıdaki eylemler güç veriyor’
Özgürlükçü Demokrasi Gazetesi’ne 28 Mart 2018’de kayyum atanmış, ardından 8 Temmuz tarihinde çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılmıştı. Gazetenin Yazı İşleri Müdürü İshak Yasul’un da aralarında bulunduğu 6 kişi tutuklanırken 14 kişi hakkında dava açıldı. Davanın 4. duruşmasında mütalaa veren savcı, Hicran Urun ve İshak Yasul tahliye edilirken, gazetenin İmtiyaz Sahibi İhsan Yaşar ve editörler Mehmet Ali Çelebi ile Reyhan Hacıoğlu ise hala tutuklu. Tahliye olan Yasul, cezaevinde yaşanan hak ihlalleri ve tecridin kaldırılması talebiyle devam eden açlık grevlerindeki durumu Mezopotamya Ajansı’ndan Ferhat Çelik’e değerlendirdi. Türkiye tüm cezaevlerinde olduğu gibi tahliye edildiği Silivri 5 Nolu Cezaevi’nde de çok sayıda tutuklunun açlık grevinde olduğunu söyleyen Yasul şunları söyledi: “Zindanlarda direniş yürütenlerin güç ve moral aldığı şeyler var. Bunlardan en önemlisi başarıya olan inançlarıdır. Grevler toplumdaki fay hatlarına karşı geliştirilen bir eylemlilik halidir. Tutuklular baskıya karşı ‘Beni baskılayan susturan ve kontrol altına alan pratiklere karşı eylemim bir cevaptır’ diyor. Toplumda kendisine demokratım, aydınım diyen herkesin buna karşı ses vermesi gerekir.” Dışarıda yapılan eylemlerin tutuklulara büyük güç verdiğini aktaran Yasul, son olarak eylemde olan kişilerin demokrasi mücadelesinin öncüleri olduğunu dile getirdi.
Aileleri ile görüşe çıkamayacak haldeler
Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tecride karşı 130 gündür açlık grevinde olan Cihan Tamur, Azim Sökemen, Şahin Öncü, Bahtiyar Kemal Hasan ve Barış Kahraman isimli tutukluların sağlık durumlarının ağırlaştığı öğrenildi. Görme ve işitme kaybı yaşamaya başlayan her 5 tutuklunun şiddetli kas ağrıları çektikleri, iç organlarında sıkıntılar baş gösterdiği ve uyuyamadıkları belirtildi. Yine yüksek ateş dolayısıyla bazı tutukluların el ve yüzlerinde ödemler oluştuğu aktarıldı. Yaşadıkları bu ağır sağlık sorunları dolayısıyla açlık grevindeki tutuklulardan Şahin Öncü ve Cihan Tamur’un 3 haftadır avukat görüşüne çıkamadıkları, Azim Sökemen’in de avukat görüşüne çıkamayacak noktaya geldiği belirtildi. Eylemdeki tutuklulardan Cihan Tamur, “Bu süreçlerde sözler değil, direniş anlamlıdır. Biz zaten başardık, kabul ediyoruz. Moralliyiz, inançlıyız ve kararlıyız.”
Ablukaya rağmen eylem 17. gününde
Çocukları açlık grevinde olan aileler eylemlerin Gebze M Tipi Kapalı Cezaevi’nde başlattığı açlık grevi eylemi 17. gününde. Dün cezaevi önüne ailelerle birlikte HDP milletvekilleri Tülay Hatimoğulları ve Ayşe Sürücü de cezaevi önüne gitmek istedi. HDP Gebze İlçe Örgütü’nün 1 kilometre ilerisinde bir araya gelerek cezaevine gitmek isteyen aileler bir kez daha polis engeline takıldı. Araçlarıyla cezaevinin önüne gitmek isteyen ailelere polis, “Eğer araçlara binerseniz araçlarınızı bağlarız” dedi. Buna rağmen araçlara binmek isteyen aileler polis ablukasına alındı. Gazetecilerin görüntü alması bir kez daha polis tarafından engellenirken, bir süre ablukada kalan aileler, Kocaeli Valiliği ile görüşmek için alandan ayrıldı. Öte yandan Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi önünde ailelerin yapmak istediği basın açıklaması da polislerce engellendi. Engelleme ardından darp edilerek belediye otobüsüne bindirilen anneler, Bağlar ilçesinde bulunan, Barış Anneleri Meclisi binasının önüne getirildi. Burada da polis çemberine alınan anneler, oturma eylemi başlattı.
Polis şiddeti protesto edildi
HDP Sur ve Çınar ilçe örgütleri, İmralı’daki tecridin kaldırılması talebiyle davam eden açlık grevlerine ilişkin basın açıklaması yaptı. Sur’un İskender Paşa Mahallesi’nde partililer adına konuşan HDP Sur İlçe Yöneticisi Yasemin Akengin, son günlerde yaşananlarla en temel insan haklarının dahi ayaklar altına alındığını söyledi. Gebze ve Kızıltepe’de açlık grevinde olan eylemcilerin ailelerine yapılan müdahaleyi kınayan Akengin, şöyle devam etti: “Saldırılara karşı tepkimizi bulunduğumuz her alanda anneler ile dayanışmayı büyüterek ortaya koymalıyız. Bu tepkiyi büyütmek ve annelere sahip çıkmak aynı zamanda açlık grevi direnişçilerinin de gündemleşmesine vesile olacaktır.” Akengin son olarak tecridin sonlandırılması için AKP ve sivil toplum örgütlerine çağrı yaptı.
HABER MERKEZİ