Kürt halkı, her zaman olduğu gibi, yine kendi yaralarını saracak, yine kendi mücadelesini sürdürecek. Çünkü bizler, bu toprakların gerçek sahipleri olarak, her zorluğun üstesinden gelmeyi başaracağız
Hamdiye Çiftçi Öksüz
Gözlerimin önünden gitmeyen bir yangın sahnesi var: Diyarbakır ve Mardin’de yürekleri yakan, toprağı kasıp kavuran, hayatları söndüren bir alev. Bir yangın ki, sadece doğayı değil, umutları, anıları, yaşamları da küle çeviriyor. Şu an içimizdeki yangın, sadece doğada değil, Kürt halkının yüreğinde de yanmakta. 14 can, 14 umut, 14 hayal bu yangında kaybedildi. Bu acıyı hissetmeyen yürek, duymayan kulak kaldı mı?
Devletin müdahalesi ve DEM Parti’nin tutumu
Yetkililer göz göre göre yangına erken müdahale etmedi. Alevlerin içinde çırpınan bu insanların çığlıkları, yangının dumanına karışıp gökyüzüne yükseldi. Ancak ne yazık ki, bu çığlıklar yetkililerin kulaklarına ulaşamadı. Yangınları sıradan bir haber gibi sunan Türk ana akım basını, Kürt topraklarında yaşanan bu trajediyi görmezden geliyor. Kürt coğrafyasında her yangın, her felaket, aslında büyük bir acının, bir trajedinin habercisi.
DEM Parti, bu yangınlar karşısında güçlü bir duruş sergiliyor. Bölgedeki halkla omuz omuza, zarar görenlerin yaralarını sarmak için seferber olmuş durumda. DEM Parti’nin bu çabaları, devletin ve yetkililerin sessizliğine karşı önemli bir direnç noktası oluşturuyor. Ancak yetkililerin yeterli desteği vermemesi, bu yangınların aslında bilinçli olarak Kürt halkını yerinden, yurdundan, kültüründen uzaklaştırma çabasının bir parçası olduğuna işaret ediyor.
Sessiz kalmak ve gerçekleri görmezden gelmek
Yangınların çıkış nedenleri ne olursa olsun, devletin ve yetkililerin müdahalede yetersiz kalması kabul edilemez. Bu olaylar, basit bir yangın olarak gösterilmeye çalışılsa da, işin özünde çok daha derin planlar ve yol haritaları var. Kürt coğrafyasını talan etmek, Kürt halkını yok etmek, bu yangınların arkasındaki asıl amaç gibi görünüyor. Ama Kürt halkı bu oyunlara gelmeyecek, kendi yaralarını kendisi saracak, kendi toprağında, kendi kültürüyle yaşamaya devam edecektir.
Kürt halkının başsağlığı ve mücadelesi
Bu vesileyle, Diyarbakır ve Mardin başta olmak üzere, bütün Kürt halkının başı sağ olsun. Yangınlarda kaybettiğimiz 14 can, bizim için sadece birer sayı değil, her biri birer hikâye, birer umut, birer gelecek. Bu yangınlar, Kürt halkının mücadelesini daha da güçlendirecek, birliğini pekiştirecektir. Sessiz kalanlar, bu acıyı görmezden gelenler, tarih önünde hesap vereceklerdir.
Kürt halkı, her zaman olduğu gibi, yine kendi yaralarını saracak, yine kendi mücadelesini sürdürecek. Çünkü bizler, bu toprakların gerçek sahipleri olarak, her zorluğun üstesinden gelmeyi başaracağız.
Hewar, hewar… Bu çığlıklar, bu acı, bu direniş, asla unutulmayacak.