Biz özgür yaşamı ve öz yönetimi her şeyiyle hak ettik değerli heval. Şimdi onurlu ve adil bir barışın zamanıdır. Süreci, barış için harcadığınız çaba ve çalışmalarınızı sonsuzca desteklediğimizi bilmenizi isteriz
Sultan Oğraş*
Sizi ve yanınızda bulunan arkadaşları sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
On üç yıldır sürgündeyim. Size “sayın’’, Kürt’e “Kürt”, gerillaya “gerilla’’ demekti bağışlanmaz suçum! Malum Türkiye’de eşyayı adıyla çağırmak bağışlanmaz suç kategorisinde sayılıyor… Hele ki siz ve Kürtler söz konusu olunca bu daha da büyük bir suça dönüşüyor. Ama en korktukları, en uğraştıkları kişi onları da değiştiriyor ve dönüştürüyor. Yaşayarak öğreniyorlar!
Ve şu an bile dinmiyor memlekete, toprağa, topluma, çocuklara, suya, havaya ve ait olduğum her şeye olan hasret. Çok ağır geliyor bu sürgün hayat…
Aslen Midyatlı olsak da memleket artık Nusaybin sayılır. Mihelmiyiz. Aynı toprağın başka bir çiçeğiyiz. Çocuklarım Kürtlerin iyi ve sadık birer dostu oldular. Özgür bir yaşam iddiasıyla yol arkadaşlığında karar kıldılar. En küçük oğlum sevgili Serdar-Brusk- ve en büyük, en güzel kızım Sibel-Beritan- bu hakiki ve samimi dostluğun enternasyonal değeri oldular. Ortanca oğlum Nihat 13 yıllık tutsaklıktan sonra ikinci kez, yaklaşık üç yıl da “KCK’’den nasibini aldı. Şimdi devrime harç katmakla meşgul. Ve ben sürgündeyim, 76 yaş halimle…
Bedevilik geni var bünyede. İllaki asidir huyumuz-suyumuz. Ne yapsalar da uslanmıyor tavrımız. Bu ahir ömrümde yüce rabbim, beni, çocuklara ve kadınlara mahcup ettirmeyecektir inşallah. Hakikatle ve anlam gücüyle yaşamak dışında her şey haramdır artık ben ve benim gibilere… Sürgünde kalmak/yaşamak zor. En az tutsak olmak kadar zor hem de. Tutsaklığı da yaşadığım için özgürlüğün kıymetine biraz vakıfım. Yad ellere göçmenliğim bu duyguyla da yakından ilgilidir. Kalsam kendimi yenilmiş, incinmiş sayacaktım. Sürgün yollarına düşerek kadınlık ve analık gururumu kurtardım. Güzel, yaşanabilir bir toplumsallık oluşturmuş buradaki arkadaşlar. Başka türlü dayanmak ne mümkün. Hepsinin gözü, gönlü sizde; Welatta, Rojava’da; topraklarına ve toplumlarına kavuşma ihtimali sunan son dönemeçte…
Biz özgür yaşamı ve öz yönetimi her şeyiyle hak ettik değerli heval. Şimdi onurlu ve adil bir barışın zamanıdır. Süreci, barış için harcadığınız çaba ve çalışmalarınızı sonsuzca desteklediğimizi bilmenizi isteriz. Barış ve demokrasiyi inşa ederek, özveri ve cesaretle mücadele ederek tüm halklarımıza armağan edeceğiz. Dediğiniz gibi “Birlikte özgürleşecek, birlikte yaşayacak ve birlikte başaracağız.’’ Başka türlü var olmak bize haram, bize azap olsun.
O olmaz olası koşullarda daha fazla kalmanıza tahammül göstermeyeceğiz. Bu zulüm, bu kötü kader de bitecek elbet. Biz analar ahdedersek, biz kadınlar azmedersek neleri neleri başarmayız ki… Olmadığınız özgür dünyayı, olmadığınız özgür ülkeyi ve olmadığınız özgür yaşamı yaşanmaya değmeyecek kadar hakikatsiz ve anlamsız sayacağız. Orada, o koşullarda olmanızın hicabını her an hissederek yaşamaktayız.
Biz kadınlar utanca alışamayız. Ahlaklı, onurlu ve anlamlı yaşamımızın olmazsa olmazı özgürlüğünüzdür ve bu hiç de uzak değildir! Hislerimi böyle ifade ederken, bunun gereklerine uygun onurlu, anlamlı yaşayacağımı da belirtmek istiyorum.
Doğurduğum, büyüttüğüm; benim olan, olmayan tüm yiğit oğullarımın ve her biri yüzü ay parçası kızlarımın anılarına ve hayallerine yürekten sadakat hissederek eşlik edeceğim. Başka türlü dinmez zaten acılarım, o sancılı ağrılarım.
Umuyorum ki, yeni bir sürecin işleyebilmesi, ilerleyebilmesi için o çok makul taleplerinize olumlu karşılık verilir de, politik-demokratik mücadelenin sağlam zemini ve ortamı oluşur. Bu ülke, bu toplum özgürlük, eşitlik ve kardeşlik için yeterince bedel ödedi değerli heval. Madem bedel ödemek kaçınılmaz idi, bizler bunun en soylu pratiğini dünya aleme gösterdik. Ve özgür yaşamı her şeyiyle hak ettik. Şimdi tüm ülke ve bölgeye bu hak edilen özgür yaşamı bir arada, öz yönetim demokrasisiyle yaşamak ve paylaşmak istiyoruz.
İnanıyorum ki, Kürdistan’ın şafağındayız. Tarihin durdurulamaz bu emri sizin rehberliğinizde özgürlüğe yazılacak. Size de doğum günü armağanımız bunun başarısını gerçekleştirmek olacaktır. Tekrardan sizi en Arabi, en bedewi duygularımla selamlıyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
* Barış Annesi, Brüksel