Dersim Tağar Çayı üzerinde yapımı devam eden HES’in doğal dengeyi bozduğunu vurgulayan Dersimliler, enerji ve maden projeleri ile bir Kürt-Kızılbaş kimliğinin yok edilmek istendiğini vurguladı
Dersim Dernekleri Federasyonu (DEDEF), Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP) ve İzmir Dersim Dernekleri, Dersim’de Tağar Çayı üzerine yapılmak istenen Hidroelektrik Santrali’ne (HES) yönelik açıklama yaptı. İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi’nde yapılan açıklamada Menemen Dersimliler Derneği Başkanı ve DEDEF Yönetim Kurulu üyesi Gamze Yentür, Kırklar Dağı’ndan doğan ve Kırklar Çayı’ndan beslenen Tağar Çayı’nın, Çemişgezek’ten Keban Baraj Gölüne döküldüğünü belirtti.
Kaçak inşaata son verin
Tağar Çayı Vadisi’nin bitki örtüsü bakımından oldukça zengin olduğunu belirten Yentür, “Bölgeye dair ÇED raporu alınmadan kapasite artışı adı altında Tağar Çayı’nın üzerinde inşaat başlatıldı. Uzmanlar tarafından Milli Park olma kriterleri taşıyan Tağar Çayı ve çevresindeki yaban hayatı, koruma altına alınması gerekirken yok ediliyor. Bern Sözleşmesine göre koruma altına alınan dağ keçileri başta olmak üzere su samuru dahil birçok canlıya ev sahipliği yapan Tağar Çayı’nın üzerine yapılan kaçak inşaata son verilmelidir” dedi.
Devlet eliyle yok ediliyor
Yentür, 90’larda köy yakmaları ve boşaltmalarıyla zarar verilen Dersim’in 2000’li yıllarda barajlar ve maden projeleri ile yok edilmek istendiğini kaydetti. Bu projelerle bölgenin kendine özgün Kürt- Kızılbaş kimliğinin yok edilmek istendiğine işaret eden Yentür, “İnsanlarımız için ziyaretgahlarımız kutsaldır. Kişilerin gidip ibadet ettiği, kurban kestiği, niyaz dağıttığı yerler genelde akarsu kıyılarında bulunan ziyaretgâh alanlarıdır. Bu alanlar yüzyıllardır herhangi bir el değmeden bugüne getirilmiş olsa da bugün sermaye ve devlet eliyle yok edilmektedir” diye belirtti.
Temiz bir dünya için mücadele edeceğiz
Küresel iklim krizi ve bölgede yaşanan kuraklığa da değinen Yentür, “Her gün ülkenin birçok bölgesinde ormanlar yakılıyor, maden aramaları için onaylar veriliyor, HES ve JES’ler yapılıyor. Yurdun dört bir yanı yakılıp yıkılıyor ve tahrip ediliyor. Ancak bölge illerinde bütün bu ranta ek olarak güvenlik gerekçeleri adı altında bahaneler sunularak tahribat katmerleştiriliyor. Kaz Dağları’ndan Akbelen’e, Akbelen’den Dersime bütün doğa kardeştir. Yurt genelindeki doğaya zarar veren her projeye karşı ayrımsız karşıyız ve karşı çıkacağız. Yaşanabilir sağlıklı ve temiz bir dünya için mücadele edeceğiz” diye konuştu.
İZMİR