23 Nisan töreninde Garnizon Komutanı Tuğgeneral Özgür Nuhut’un elini sıkmadığı Kars Belediye Eşbaşkanı Ayhan Bilgen, herkesin seçilmiş iradeye saygı duyması gerektiğini belirterek, ‘Bu manzaranın bir kez daha yaşatılmasına izin vermeyiz’ dedi.
Kars’ta düzenlenen 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı törenine katılan Kars Garnizon Komutanı Tuğgeneral Özgür Nuhut’un HDP Kars Belediye eşbaşkanları Ayhan Bilgen ve Şevin Alaca’nın elini sıkmaması tepkilere neden olmuştu. Bilgen, o anı ve kendilerine karşı geliştirilen bu politikaları Mezopotamya Ajansı’ndan Adnan Bilen’e değerlendirdi. Kars’ta seçim kampanyası sırasında ortaya çıkan yaklaşım, polemikler, kutuplaştıran siyaset tarzını 31 Mart’tan sonra bitirdiklerini belirten Bilgen, toplumda bir arada yaşama iradesini, kimseye ayrımcılık yapmadan, dışlamadan bir şehri yönetme pratiğini birkaç haftadır ortaya koyduklarını söyledi.
‘Biz mevzuatın gerektirdiği tavrı ortaya koyduk’
Kars’ta herkesin huzur ve güven içerisinde yaşadığını, kendilerinin de bu huzur güven ortamında hizmet etme çabasında olduklarını söyleyen Bilgen, “23 Nisan protokolündeki tutum şehirde yeniden gerilimi tırmandırarak, şehrin bu boyutuyla haber olmasına neden oldu. Yurt dışı, uluslararası basına bile bu şekilde haber olmak galiba bu şehrin hak ettiği bir şey değil. Herkesin bu konuda sorumlu olması gerekiyor. Bu şehirde herkesin seçilmiş iradeyi tanıması ve saygı duyması gerekiyor. Biz bu manzarayı, bu tabloyu elbette ki bir polemik konusu yapmak, uzatmak istemiyoruz. Ama bu tutum, bu tavır bize karşı değil, halka, seçmene karşıysa o zaman bu durum çok farklı oluyor. O şahıs da maaşını bize oy veren vermeyen Karslıların vergilerinden alıyor, ben de oradan alıyorum. Dolayısıyla herkesin bundan sonra daha dikkatli olması gerekiyor. Biz mevzuatın gerektirdiği tavrı ortaya koyduk. Ama bu tavır, bu kurallar herkesi kapsıyor. Herkesin bu konuda üzerine düşeni yapması gerekiyor” dedi.
‘Eski alışkanlıklar hala devam ettiriliyor’
Askerin törendeki tavrını “büyük bir tahammülsüzlük” olarak yorumlayan Bilgen, “Halk gereken değerlendirmeyi yaparak, sosyal medya ve farklı platformlarda tepkisini ortaya koydu. Şehir gün boyunca bunu konuştu. Biz bu durumu şahsımıza yönelik bir tavır olarak görmüyoruz. Halk kendi tutumunu elbette ortaya koyar, kendi iradesine yönelik tutumu, saygısızlığı değerlendirir. Ama bunların amirleri var, üstleri var. Bunu nasıl değerlendirecekler, normal mi görürler bilmiyoruz. Bu eski Türkiye değilse, yeni Türkiye nedir? Yani geçmişte bunun çok manzarasını yaşadık. Refah Partisi ilk iktidara geldiğinde bu durumlar yaşanmıştı. Başka yerlerde de böyle şeyler yaşanmıştı. Ama belli ki eski alışkanlıklar hala devam ettiriliyor. Dolayısıyla alt-üst hiyerarşisi içerisinde bu kişi kime bağlıysa bizim muhatabımız da odur. Siyaset yapmak istiyorlarsa Mustafa Kemal’in Cumhuriyetin ilk yıllarında yaptığı gibi, savaşı yürüten komutanların bile üniformalarını çıkarıp siyaseti tercih etmeleri elbette bir alternatiftir seçenektir. Yerelde de böyle düşünenler varsa gayet tabi seçime girebilir, yarışabilir, bize kızabilir, bizi eleştirebilir. Ama memursa ve şehrin bir tane garnizon komutanı varsa, alternatif bir seçeneği yoksa o zaman herkesin memuru, herkesin yetkilisi gibi davranma sorumluluğu ve zorunluluğu var” dedi.
‘Aynı manzarayı bir kez daha asla yaşatmam’
Bu tutumun üstünün kapatılmaması gerektiğini belirten Bilgen, konuşmasına şöyle devam etti: “Gayet tabi bu sonucun tutumunu göreceğiz. Bu tutum üstü örtülecekse, unutulacaksa ben bir kez daha aynı manzarayı asla yaşatmam. Sonuçta bu benim şahsımla ilgili bir şey değildir. Bu bir makamla ilgili tavırdır. Bu şehrin belediye başkanının reva görüleceği muamele şamar oğlanı muamelesi değildir. Ben asla bir daha kimseye böyle bir şey yaşattırmam. Dolaysıyla törendeki manzarayla ilgili yapılacak işlemi göreceğiz. Ben bir etkinliğe katıldığımda protokolde bulunanlara el uzatmama gibi bir davranış içerisine giremem. Yani şahsı tekrar karşımda gördüğümde ne benim elimin havada kalmasına izin veririm ne de ben aynı şekilde birine muamelede bulunurum. Bu durumu da kendi kişisel ahlakımla, siyasi nezaketimle bağdaştırmam. Yine mevzuatın izin verdiği çerçeve ne ise onun gereği yapılır. Yoksa biz asla bu manzaranın bir kez daha yaşatılmasına izin vermeyiz. Biz halkın yoğun talebi üzerine bu şehirde yeni bir gerilime fırsat vermemek, bizimle ilgili ön yargıları, ezberleri boşa çıkarmak için bu duyarlılığı, anlayışı gösterdik. Halk da zaten bunun takdirini yaptı. Şehirde herkes bunun farkında ama bir yanlışı iki kez yaptırtmayız.”