PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecrit politikasının bilinçli olduğunu söyleyen DEM Parti Milletvekili Ömer Öcalan, ‘Her Kürt ayağa kalkıp Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü istemeli’ dedi
İmralı’da 34 aydır süren mutlak tecride tepki gösteren DEM Parti Milletvekili Ömer Öcalan, “Abdullah Öcalan’ın sağlığı ne durumda bilmiyoruz. Özgürlüğünün sağlanması için görüşmeler gerçekleşmeli. Gidiş gelişler olmalı” dedi.
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan ile diğer tutsaklar Ömer Hayri Konar, Veysi Aktaş ve Hamili Yıldırım’dan haber alınamama hali, 35’inci ayına giriyor.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Riha Milletvekili ve Abdullah Öcalan’ın yeğeni Ömer Öcalan, İmralı tecrit sistemi ve haber alınamama halini değerlendirdi.
Haklarımız ortadan kalkmış durumda
Kanun ve yasal olarak ailelerin ve avukatların PKK Lideri ÖCalan ile görüşmeye hakkı olduğunu vurgulayan Ömer Öcalan, “Bunun karşısında bir engel yok ama şu an Türkiye’de hukuki olarak, insani olarak haklarımızı kullanamıyoruz. Bu konudaki bütün haklarımız ortadan kalkmış durumda. Aileler olarak bu durum karşısında kaygılıyız ve her geçen gün kaygımız artıyor” diye konuştu.
Ortadoğu’daki misyonunu biliyorlar
Abdullah Öcalan’ın Ortadoğu açısından misyonunun ortada olduğunu belirten Öcalan, “Bunun için Sayın Öcalan’ın sesinin dışarıya ulaşmasını istemiyorlar. Şu an Sayın Öcalan’ın sağlığı, yaşamı, güvenliği ne durumda bilmiyoruz. Bu konuda bilgi almamızın önü kapatılmış durumda” diye konuştu.
Tutuklandığından beri tecrit uygulanıyor
İktidarın aile yoluyla bile İmralı Adası’ndan hiçbir şekilde ses çıkmasını istemediğini ve bu yüzden görüşmelerin engellendiğini belirten Öcalan, “Sayın Öcalan’a sadece 35 ayda değil, tutuklandığı günden beri ağır bir tecrit uygulanıyor. Bazı dönemlerde tecridin boyutu azaltılıyor ama daimi bir şekilde devam ediyor” dedi.
Uluslararası sessizlik
Uluslararası devletler ve kurumların tecrit sistemindeki rolüne dikkat çeken Öcalan, uluslararası devlet ve kurumlara da çağrı yaptı. “Bu belalı dönemlerde insan hakları kurumları, insan hakları örgütleri, Avrupa Birliği sessizdir. Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi görmüyor. Kürtleri görmüyor. Ortadoğu’daki katliamları görmüyorlar. Türkiye her gün Kürtler üzerinde kanunsuzluk uyguluyor ama görmüyorlar. Türkiye NATO üyesidir. CPT üyesidir. AİHM üyesidir. Avrupa’daki birçok kurumda yer alıyor. O nedenle Avrupa Birliği’ne, Amerika’ya, ‘Abdullah Öcalan üzerinde ve Kürt halkı üzerinde yaşanan bu haksızlıkları sonlandır’ diyebiliriz.”
Her şey İmralı Adası’nda saklı
“Kürt halkının hakikati de gerçeği de İmralı Adası’nda saklıdır” diyen Öcalan, “Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit kırılmadan, Amed’deki, Efrîn’deki, Kobanê’deki, Şehba’daki, Mêrdîn’deki, Duhok’taki Kürt kurtulamaz. Bu nedenle her şey orada saklıdır. Türkiye’nin Kürtlere karşı yürüttüğü siyaset İmralı Adası’nda gizlidir. O nedenle diyoruz ki tecrit her şeyi ortaya koyuyor. Türkiye İmralı Adası’nda bütün Kürt siyasetini boğmak istiyor. Bunun için Rojava’ya, Hewlêr’e saldırıyor, suikastlar yapılıyor. Türkiye bütün siyasetini adım adım yürütüyor. Önce ‘Abdullah Öcalan’ın sesini keserim, sonra paradigmasını unuttururum, Rojava’ya saldırırım, DEM Parti siyasetini boğarım. Kurdistan dağ ve ormanlarını bombalarım. Kürtleri güçten düşürürüm’ diyor. Ama burada Kürtler birliğini sağlarsa, birlikte hareket ederse, kendi aralarında demokrasiyi sağlarsa, büyük bir model olurlar” şeklinde konuştu.
Kürdistan siyaseti tecrit altında
Kurdistan’da siyasetin bir bütünen tecrit altında olduğunu vurgulayan Öcalan, “Kürtler arasında konsolidasyon, birliktelik ve beraberlik şart. Her Kürt bu birliği sağlamalıdır. Kimse benim siyaset ve bu durumla işim olmaz dememeli. Her Kürt, bir yurtsever olarak, bir siyasetçi olarak çalışarak birliği sağlamalıdır. Devlet Abdullah Öcalan’ı unutturmak istiyor. Kürtlerin değerlerini unutturmak istiyor. Kürtler 21’inci yüzyılda kazanmak için her şeyin hesabını yapmalıdır” dedi.
Abdullah Öcalan büyük bir şans
“Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm” kampanyası kapsamında cezaevlerinde binlerce tutsağın sürdürdüğü açlık grevlerine değinen Ömer Öcalan, tutsakların sesinin her yere duyurulması gerektiğini söyledi. Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünün sağlanması için her Kürt, her yerde rol ve misyonunu oynamalı diyen Öcalan, “Ayağa kalkarak Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için mücadelesini yürütmelidir. Bütün gücünü bu yönde konsolide etmelidir. Abdullah Öcalan bugün Kürt milleti, Kurdistan halkı ve Ortadoğu halkları içinde büyük bir şanstır. Modeli en doğru modeldir. Ortadoğu’ya göredir. Bütün farklılıklar bu model içinde yaşıyor. Model yaşatılırsa, yaşamın kapısı herkese açılacaktır. Bu yaşam için her Kürt, Kürt dostları hangi halktan olursa olsun rolünü oynamalıdır. Özgür bir lider, özgür bir ülke, özgür Kurdistan’da birlikte, beraberce yaşayalım.”
Müjdat Can / Ma – Amed