Her kesimden adalet talebinde bulunan isimlerin bir araya gelerek oluşturduğu sivil hareket “Adalet Dayanışması” kuruluşunu ilan ederek ortak mücadele vurgusunda bulundu
Birçok dernek ve platform, “Birleşik Adalet Girişimi” başlığıyla Yenimahalle Pazaryeri Kapalı Sosyal Tesisleri’nde bulunan Yenimahalle Kent Konseyi salonunda bir toplantı gerçekleştirdi. Yeşil Sol Parti, 10 Ekim Barış Derneği, Devrimci 78’liler Federasyonu, Engelli Kadın Derneği, Ankara KHK’lılar Platformu, İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi, Fikri Sönmez Yerel Yönetimler ve Demokrasi Derneği, Yenimahalle Kent Konseyi, Ankara Gökkuşağı Aileleri Derneği (Galader), Vicdan Vakfı, 15 Temmuz 2016’da yaşanan darbe girişimi sonrasında oğulları tutuklanan aileler ve Bilim, Adalet, Vicdan Derneği’nin (BAV-DER) katıldığı toplantıda katılımcıların ortak kararı ile “Adalet Dayanışması” adını alan sivil hareket kuruluşunu ilan etti.
Engelliler için yapılması gerekenler
Toplantının moderatörlüğünü, Aziz Gülhan ve Nurcan Gümüş yaparken hareketin içinde yer alacak isimlerden bazıları yaşadıklarını aktardı.
Engelli Kadın Derneği üyesi Elif Gamze Bozo, aynı zamanda bir gazeteci olarak da engelli haklarına ilişkin haberler yaptığını ve ayrımcılıkla mücadele ettiğini belirtti. 2011 yılındaki TÜİK verilerine göre Türkiye’de yüzde 6,9 engellinin yaşadığını ve kadın engelli bireylerin daha fazla olduğunu söyledi. Bozo, engelli kadınların hem kadın olarak hem de engelli olarak daha fazla eşitsizliğe maruz kaldığını kaydederek, “Bunun nedeni ataerkil sistemin koyduğu kurallar, toplumsal baskı, önyargı gibi pek çok şeyle karşı karşıya kalmaları. Türkiye’de 750 bin işitme engelli kadın yaşamakta. İşitme engelli kadınlar kendilerini yeterince anlatamadığı için, işaret dili ve kolluk kuvvetlerinin bulunduğu yerlerde erişilebilir mekanlar olmadığı için adaletsizlikle karşı karşıya kalıyorlar. Uğradıkları şiddeti veya tacizi yeterince anlatamadıkları için adalete erişmekte zorluklar yaşıyorlar. Engelli bireyler, devlete, aileye, topluma bağımlı hale getirilmiş durumda” dedi.
Bozo, engellilerin istihdam edilmediğini ve eğitim, sağlık haklarına erişmekte sorunlar yaşadıklarını belirterek devamında şunları kaydetti: “Bunun çözümü, engelli bireylerin politika üretme süreçlerine dahil edilerek bağımsız yaşam haklarının önündeki engellerin kaldırılması olmalıdır. Ne yapmalıyız? Engelli bireylerin siyasete katılımdaki engellerin kaldırılması gibi toplumsal ayrımcılığı önleyecek çözümler getirilmelidir. Bizler gibi ailelerin daha görünür olması için erişilebilirlik yasasının gündeme getirilmesi, daha çok çözüm üretmek için kent konseyleri iş birliği yapılmalı, engelli bireylerin kendi haklarını anlatabilecekleri somut adımlar atılarak adaletin peşinde ayrımcılığı ortadan kaldırarak önümüzdeki engelleri aşmalıyız.”
‘Böyle bir kitleyle olmak bize çok iyi gelecek’
10 Ekim Barış Derneği’nden söz alan dernek yöneticilerinden Can Ateş, 2015 yılında yaşanan Gar Katliamı’nda ağır yaralanan oğlunun engelli olduğunu söyledi. Katliamdan sonra Türkiye’nin 49 iline cenazenin gittiğini ifade eten Ateş, dava sürecinde yaşanan hukuksuzlukları anlattı. Ateş, “Maalesef 16 tane firari sanık var. Bunlardan bazılarının öldüğü söyleniyor ama ölüp ölmediklerini bilmiyoruz. Geriye kalan firari sanıklardan isimleri belli olmayanlar da var. Bizim ve avukatlarımızın ısrarla sürdürdüğü bir dava. Kamu görevlilerinin hiçbirine soruşturma dahi açılmadı. Böyle bir kitleyle birlikte olmak bize ve ailelerimize çok iyi gelecek. Çünkü biz tek başına olmak istemiyoruz” dedi.
Devrimci 78’liler Federasyonu’ndan yazar Ethem Dinçer de 10 Haziran 1981 tarihinde Antep’te idam edilmiş ancak mezarına ulaşılamamış Veysel Güney hakkında yazdığı kitabı, “Darbenin kaybettiği bir devrimcinin izinde, sizin Veysel” kitabından söz etti.
‘Öldürülmek LGBTİ+’lar için yeni bir şey değil’
Galader üyesi Atilla Dirim, LGBTİ+ ebeveynleri olarak bir araya geldiklerini söyleyerek, “Biz ebeveynler her gün çocuklarımız sokağa çıktığında, ‘Geri dönecek mi, başına neler gelecek, hakarete mi uğrayacak, dövecekler mi, öldürecekler mi’ diye düşünüyoruz. Öldürülmek LGBTİ+’lar için yeni bir şey değil. Kadın cinayetleri ile baş başa gidiyor. Bu cinayetlerin büyük bir kısmı basına yansımıyor. İntihar oranları da çok yüksek” dedi.
‘Her zaman adalet arayanların yanındayız’
Fikri Sönmez Yerel Yönetimler ve Demokrasi Derneği Yönetim Kurulu üyesi Aydın Şimşek, 1979 yılında Fatsa’da Bağımsız Belediye Başkanı olan Fikri Sönmez’den söz etti. Şimşek, “Fikri Sönmez, komünist bir yönetim kurduğu gerekçesiyle 11 Temmuz 1980’de yapılan bir askeri operasyonla tutuklanıp, yargılanarak ağır hapis cezasına çarptırıldı. 4 Mayıs 1985’te cezaevinde öldü. Fikri Sönmez’den söz eden Şimşek, “’Başka bir hayat mümkün’ü hayata geçirmenin koşullarının ne kadar zor olduğunu gördük. Hak gaspına uğrayanların, adalet arayanların her zaman yanında olacağımızı söylüyoruz” dedi.
‘8 yıldır adalet arayışındayız’
15 Temmuz 2016’da yaşanan darbe girişimi sonrasında oğlu tutuklanarak müebbet hapis cezası alan Kezban Kalın, oğlu stajyer teğmen Alper Kalın dahil olduğu Akıncı davasından söz etti. Kalın, “Henüz eğitim süreçleri başlamadan çocuklar tutuklandı. O gün sadece orada olmaları suç olarak kabul edildi. Suç teşkil eden bir faaliyetleri yok. Çocukları ifade almaya çağırdılar. ‘Kurs döneminiz başlamadı, orada bir faaliyete katılmadınız. Sizi serbest bırakırlar’ dedik. Ama öyle olmadı. Apar topar, ifadeleri alınmadan gözaltına alındılar. Çocuklar tutuklandı ve bir kısmı müebbet, bir kısmı ağırlaştırılmış müebbet aldı. Bizler de 8 yıldır sizler gibi adalet arayışındayız. Sizlerin yanında olmaktan da mutluyuz” diye belirtti.
Konuşmaların ardından sivil hareketin adı “Adalet Dayanışması” olarak belirlendi. Hareket üyeleri ilerleyen zamanlarda yönetim kurulu üyelerini de duyuracaklarını belirterek toplantıyı sonlandırdı.
ANKARA