‘Her Hafta Bir Film’ köşemizde bu hafta İran’da katledilen Jina Emini için başlayan protestolardan yola çıkarak, İran’da kadınların günlük hayatta yaşadığı zorlukları konu eden ‘Kadın Olduğum Gün’ filmine odaklandık
İran’da son zamalarda Jina Emini’nin (Mahsa Amini) katledilmesinin ardından başlayan protestolarda yine en çok iktidarların kadın üzerine tahakküm sürmesi ve yaşam alanlarını yok etmesi gündeme geldi. Bu hafta “Her Hafta Bir Film” köşemizde, İran’da yaşayan kadınların sorunlarına değinen “Kadın Olduğum Gün” filmini irdeleyeceğiz.
Marziyeh Meshkiny’nin yönetmen koltuğunda oturduğu filmde, İran’da kadın olmanın zorlukları üç kadın karakter üzerinden izleyiciye sunuluyor. Birbirinden bağımsız üç bölümü olan filmde, karakterlerin yaşamları bir şekilde birbiriyle kesişiyor.
Üç kadın hikayesi
İlk bölümde yer alan Havva karakteri 9 yaşında bir kız çocuğudur. Havva için adet (regl) gördüğü günden sonra tüm yasaklar başlar. Gülmesi, erkeklerle sokakta oyun oynaması gülmesi dahi yasaktır. Sinematografı ve diyaloglar ile beslenmiş bu bölüm bir çocuğun adet görmesiyle birlikte hayatının radikal olarak değişmesine odaklanıyor.
İkinci hikâyede, evli ve genç bir kadın olan Ahu’nun evli olduğu erkek ve onunla birlikte kan bağının olmadığı erkeklerin yaşattığı baskıları görüyoruz. Ahu, sadece ev işleri yaparak hayatını devam ettirmekten bıkınca radikal bir karar alarak bisiklet yarışmasına katılmak ister ancak İran’da bir kadının bisiklet sürmesi tehdit ve zorbalıkla engellenmeye çalışılır.
Son hikâyemizde ise yaşlı bir kadın olara Hura var. Hiç evlenmediği için toplum onu anormal olarak görür ve baskı altına almaya çalışır. Her kadın gibi onun da günlük yaşamını sürdürmesi İran’da tüm gelenekleri ve yasakları baltalar. Ancak Hura, tüm baskılara karşı devrimci bir tavır sergileyerek kuralları yıkmaya çalışır.
Künye:
Yönetmen: Marziyeh Meshkiny
Senarist: Mohsen Makhmalbaf
Oyuncular: Fatemeh Cherag Akhar, Shahr Banou Sisizadeh, DAHA FAZLA
Yapımcı: Muhsin Mahmelbaf
Yıl: 2004 / Almanya / Drama
KÜLTÜR SERVİSİ