Kültür ve dilin korunması amacı etrafında çalışma yapan Kürt Enstitüsü, 1992’den beri çalışmalarına devam ediyor. Enstitü eğitmenleri, sokakta ve okulda süren asimilasyon politikalarına karşı ‘Her ev Kürtçe için bir okul olmalı’ dedi
Kürtçe sistematik asimilasyon politikalarına karşı güçlü bir mücadele veriyor. Bu mücadelenin önemli bir ayağını da İstanbul Kürt Enstitüsü oluşturuyor. Kürt dilinin ve edebiyatının yaşaması, geliştirilmesi, Kürt kültürünün korunması amacı etrafında araştırmalarını gerçekleştiren enstitü, 1992 yılında kuruldu. Ancak kurum, 15 Temmuz’da gerçekleşen girişiminin ardından 31 Aralık 2016 tarihinde ilk hedef alınan kurumlardan biri olarak Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatıldı. 2017 Mart ayında yeniden açılan enstitü, çalışmalarına kaldığı yerden devam etti. Kürt dilinin yaşaması ve gelişmesi için daha fazla mücadele verilmesi gerektiğini ifade eden İstanbul Kürt Enstitüsü eğitmenleri, Kürtçe’nin kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını söyledi. Jinnews’ten Safiye Alağaş Kürt Enstitüsü’nden Özlem Kurt ve Fevziye Uçar ile konuştu.
‘Kürtçe konuşmalıyız’
Kürtlerin bunun farkında olup diline daha güçlü sahip çıkması gerektiğini vurgulayan eğitmenlerden Özlem Kurt, Kürtçe’ye sahip çıkılmaması durumunda dilin kaybolacağına dikkat çekiyor. “Türkiye’yi yöneten bütün iktidarlar Kürtçe üzerinde büyük bir baskı politikası uyguladı. Kürtçe için bütün asimilasyon yöntemlerini kullandı. Hala da kullanıyor” diye ekleyen Kurt, “Bütün bunlara karşı en büyük eksikliğimiz çocuklarımızla Kürtçe konuşmamak. Dört parça Kürdistan’da devletler asimilasyon metotlarını kullanıyor. Bunun olanakları da var. Biz onların okullarında eğitim görüyoruz. Onların iş yerlerinde çalışıyoruz. Bu nedenle asimilasyon için bu yerleri iyi kullanıyorlar. Son yıllarda televizyonu da asimilasyon aracı olarak kullanıyorlar” ifadelerini kullandı. Asimilasyon için kullanılan bütün yöntemler karşısında yapılması gereken tek şeyin günlük yaşamda, evde çocuklarla Kürtçe konuşmak olduğunun belirten Kurt, dilin ulusal varlığın temelini oluşturduğunu söyledi.
Dil ve kültür ilişkisi
Her halkın kendi diliyle tanındığını ifade eden enstitü eğitmenlerinden Fevziye Uçar, dilin halkın varlığını sürdürme aracı olduğunu vurguladı. Kültürün ve sanatın da dil üzerinden aktarıldığını hatırlatan Uçar, Kürtçe’nin yaşamasında ve bugüne kadar gelmesinde dengbêjliğin büyük bir etkisi olduğunu söyledi. Dilin kendini dengbêjlikte yaşattığını ifade eden Uçar, “Eğer dengbêjlik bugüne kadar gelmeseydi dil erirdi. Bütün bunlara rağmen dil kendini dengbêjlikte yaşatıyor. Dengbêjlik dilin temeli olarak kaldı. Bu yüzden dil ve dengbêjlik birbirine bağlıdır. Aralarında güçlü bir bağ var” dedi. Kürtçe’nin son yıllarda hızlı bir kayıp yaşadığını belirten Fevziye, bu nedenle ailelerin hızlı bir şekilde evlerinde Kürtçe konuşma kararı almaları gerektiğini vurguladı.
İSTANBUL