Ege Bölgesi’ndeuzun yıllardır ekoloji mücadelesinin odağında bulunan EGEÇEP Kurultayı yapıldı
Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP), pandemi koşulları nedeniyle 26-27 Şubat tarihleri arasında online yaptığı 16.Kurultayı’nın sonuç bildirgesini bir basın toplantısı ile açıkladı. İzmir Mimarlık Ofisi’nde gerçekleşen toplantıda dayanışma ödülleri de sahiplerini buldu. Sonuç bildirgesini ise EGEÇEP Eş Sözcüsü Berna Babaoğlu okudu. Açılış konuşmasını yapan EGEÇEP Eş Sözcüsü Doğu Işık, “Doğal ve kültürel varlıkların korunması, sağlıklı çevrede insanca yaşam mücadelesini, 17 seneden bu yana; ilkelerimizden bir an bile ayrılmaksızın, bileşenlerimizle birlikte sürdürmeye devam ediyoruz” dedi.
İnsanca yaşam mücadelesi
Işık konuşmasının devamında, “Efemçukuru’nda, Çaldağı’nda, Bergama’da, Çukuralan’da, Kışladağ’da, Yarımada’da, Harmandalı’da, Gördes’te, Aliağa’da… ve Ege’nin ötesinde Akkuyu’da, Sinop’ta, Cerattepe’de, kısaca Doğal ve kültürel varlıkların, sermayeye kurban edilmek istendiği her yerde; EGEÇEP, 17 senedir olduğu gibi, ivmesini yükselterek, sağlıklı çevrede insanca yaşam mücadelesini sürdürmeye her zaman devam edecek” ifadelerini kullandı
On altıncı kurultay
Basın toplantısında sonuç bildirgesini okuyan EGEÇEP Eş Sözcüsü Berna Babaoğlu, “26 – 27 Şubat 2022 tarihlerinde, pandemi koşulları nedeniyle online olarak toplanan EGEÇEP 16. Bileşenler kurultayımız, Ege Bölgesi’ndeki bileşen örgüt temsilcileri, bireysel katılımcılar ve bileşen adayı kuruluşların katılımlarıyla gerçekleştirilmiştir. Kurultayımızda, öncelikli olarak içinde bulunduğumuz ekolojik yıkımın sebep ve sonuçları değerlendirilmiş, geleceğe yaşanılabilir bir dünya bırakmanın yol ve yöntemleri tartışılmış ve mücadele programı belirlenmiştir” diye belirtti.
Su kıtlığı!
Enerji politikasının canlıya, doğaya, kamuya değil; sermayeye hizmet ettiğine dikkati çeken Babaoğlu, “2021 yazı bizlere göstermiştir ki iklim krizinin bir sonucu olarak kuraklık ve su kıtlığı, acil önlem alınması gereken mücadele başlıklarından biridir. Bölgemizdeki tarımsal faaliyet ve içme sularının önemli ölçüde karşılandığı, yüzlerce endemik bitkiye ve hayvana ev sahipliği yapan Marmara Gölü kuruma tehlikesi altındadır. Su sorununu sürekli gündem maddesi olarak değerlendireceğiz” diye belirtti.
Mücadeleye ses olacağız
Yeni yönetmelikler, ÇED muafiyet kararları, acele kamulaştırmalar ve usulsüz uygulamalar ile doğal yaşam, kültürel varlıklar, bir bir sermayenin emrine sunulmakta olduğuna işaret eden Babaoğlu, “Buna karşı yürütülen hukuki mücadele, sürecin yarattığı toplumsal hareketlilikle birlikte büyüyen bir direniş hattını ortaya çıkarmaktadır. Ekolojik yıkıma karşı başta yaşadığımız alan olmak üzere, bölgemizde ülkemizde ekoloji mücadelesine ses olmaya devam edeceğiz. Kurultay sonucu olarak oluşturacağımız çalışma gruplarıyla, her alanı birer ekoloji direniş alanına dönüştüreceğiz. Bu amaçla yeni dönemde, başta ‘iklim krizi ve küresel ısınma’ olmak üzere, ‘su kıtlığı’, ‘tarım ve su havzaları’ konularının başlıca çalışma alanları olmasına karar verilmiştir” ifadelerini kullandı.
Dayanışma ödülleri
Kurultay sonuç bildirgesinden sonra ise dayanışma ödülleri takdim edildi. Ödülü almaya hak kazanan kurum ve kişiler şu şekilde: Dikili Eski Belediye Başkanı Osman Nuri Özgüven, Şehir Plancılar Odası İzmir Şubesi, Caferbey köy halkı, Dağyeni köy halkı, İkizköy köy halkı, Küçükkale köy halkı.
EKOLOJİ SERVİSİ