İlaç piyasasında yaşanan krize dikkat çeken Wan-Bedlis-Colemerg Eczacı Odası Yönetim Kurulu Başkanı Fikret Baransel piyasada her 4 ilaçtan birinin bulunmadığını, yeni ilaçların yüzde 82’sinin Türkiye’ye gelmediğini belirtti
Meclis Genel Kurulu’nda 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi görüşmeleri sürerken, görüşmelere savaş ayrılan bütçe damga vurdu. Öyle ki yeni bütçeye dair söz alan iktidar sözcülerinden AKP Genel Başkan Yardımcısı Nurettin Canikli, “Türkiye 3 ülkede toprak bütünlüğünü sağlamak için bugün asker bulundurmak zorunda ve güvenlik için çok büyük paralar harcanıyor” itiraflarında bulundu.
Savaşa ayrılan bütçe nedeniyle diğer alanlarda olduğu gibi sağlık politikalarında da sınıfta kalan AKP iktidarı, hem sağlık çalışanlarını, hem de halkı mağdur etmeye devam ediyor. Sağlıkta artık kronik hale gelen ilaç yoksunluğu iktidar politikaları nedeniyle “ilaç kıtlığına” döndü. Birçok hayati önem taşıyan ilaç piyasada bulunmazken, bulunan ilaçlar ise fiyat artışından dolayı alınamıyor.
Wan-Bedlis-Colemerg Eczacı Odası Yönetim Kurulu Başkanı Fikret Baransel, yaşanan “ilaç kıtlığının” nedenlerine ilişkin Mezopotamya Ajansı’ndan(MA) Berivan Kutlu’ya konuştu.
‘Yeni ilaçların yüzde 82’si Türkiye’ye gelmiyor’
İlaç krizinin birkaç boyutuyla değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Baransel, “Birincisi lokal çapımızda yaşadığımız bir kriz var. Şu an Türkiye’de piyasada olan her 4 ilaçtan biri bulunmuyor. Özellikle çocuk sağlığında kullanılan ilaçlar piyasada yok. Bunların yanı sıra antibiyotikler, bazı ağrı kesiciler, kronik hastalıklarda kullanılan ilaçlarda maalesef bulunamıyor. Her 4 ilaçtan birinin olmaması sonucu çok geniş yelpazede sorun yaşamamıza neden oluyor. Yakın zamanda yapılan bir araştırmaya göre, piyasaya sürülen yenilikçi ilaçların yüzde 82’si Türkiye’ye gelmiyor. Biz, aslında ilaç yoksunluğu derken bunu kast ediyoruz” şeklinde konuştu.
Her dör ilaçtan biri yok
Medikal tedavi için halkın ilaca ulaşmasının olmazsa olmaz olduğunu vurgulayan Baransel, tedavi olacak ilacın artık bulunamadığına dikkat çekti. Baransel, “Biz zaman zaman yazılan ilacın yerine geçebilecek ilaçlar buluyoruz ama şuan içerisinde bulunduğumuz durumda çözüm bulamadığımız ilaç sayısı çok fazla. Bu yoksunluk, toplumun sağlığını etkileyecek hale geldi. Artık ilaç yokluğunun adını ilaç kıtlığı olarak değiştirebiliriz. Bir ülkede her dört ilaçtan birinin olmaması çok ciddi bir oran ve sorun. Söz konusu kıtlık önümüzdeki süreçte tüm toplumun sağlığı üzerinde önemli sorunlar yaratacaktır” dedi.
‘İlaca zam sorunu çözmez’
İlaç kıtlığındaki temel nedenin uygulanan ilaç fiyat programı olduğunu söyleyen Baransel, En son 2009’da bir güncelleme olduğunu belirtti. Bu yıl içinde yapılan güncellemeler ise ihtiyacı karşılamaktan çok uzak olduğunu ifade eden Baransel, “İlaç fiyat politikasının temelini oluşturan kararname var ve bu kararname büyük sıkıntılara yol açıyor. Burada bir sabit kur belirleniyor ve yıl içinde ilaçlar ve tıbbı malzemeler bu kura göre alınıyor. Anlaşılan kur 7,86 ama şuan Euro 19 TL civarlarında. Dolayısıyla ilaç firmaları, makas bu kadar açıldığı için ilaçları getiremez hale geldi. Firmalar ülke içinde üretim yapsa bile ham maddeler dışardan geleceği için sorun yine çözülemiyor. Bunun yanında ambalaj maddeleri de dışa bağlı olduğu için bu durumu etkiliyor. Bir çocuk şurubunun şişe maliyeti, ilaç maliyetinin üzerine çıktı. Bu durumda ilaca zam yapılarak sorun çözülemez” diye konuştu.
‘Cepten ödenen yüzde elliyi geçiyor’
İlaç krizi ve eczacıların sorunlarının çözülmesi için 27 Kasım’da Ankara’da miting yaptıklarını hatırlatan Baransel, eczacıların görmezden gelindiğini belirterek, “Hastaların ödediği fiyat farkları şu an yüzde 50’lilere ulaşmış durumda. Yani bir hastanın cebinden ödediği para yüzde 50’yi geçiyor. Dolayısıyla artık ilaç eczacılığı sürdürülebilir bir şey değil. İlaç bulamıyoruz, ilaç fiyatlarıyla ilgili sorunları çözemiyoruz” ifadesinde bulundu.
Serhat bölgesinde ilaç krizini etkileyen bir diğer faktöründe lojistik olduğunu belirten Baransel, “Yereldeki ilaç depoları lojistikle ilgili şimdiden önlem almaya çalışıyor. Çünkü akaryakıt fiyatlarının artmasıyla birlikte servis sayısı azalmaya başladı. Servis sayısının düşmesi hastanın ilaca erişmesinde sorun yaratıyor. Bölgedeki eczacıların tüm günü telefonda ilaç bulmaya çalışmakla geçiyor. İlaç olmayınca hastalar bütün nöbetçi eczaneleri bir ilaç bulmak için geziyor. Bir ilacı buluyor, birini bulamıyor ve diğer eczaneleri gezmek zorunda kalıyor. Bu bir kriz halidir ve bunun çözülmesi gerekiyor” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
HABER MERKEZİ