Cuma günkü ‘sokağa çıkma yasağı’ skandalının ardından bakan Soylu’nun istifası ve istifanın reddi, iktidar içindeki ittifakların çatırdaması olarak yorumlanırken, bunu ‘tek adam’ rejiminin çöküşü olarak adlandıran HDP, ‘suç işlediniz’ hesap verin dedi
Hekimleri, bilim insanlarını, hukukçuları hiçe sayarak koronavirüs salgınını zaptiye kafasıyla yönetmeye çalışan ve herşeyi tek kişinin kararlarına bırakan iktidar, önceki gün yaşanan ‘sokağa çıkma yasağı’ skandalının ardından krizlerle çalkalanıyor. Çeşitli güçlerin ittifakına dayanan iktidar yapısı, en son iç hesaplaşmasını ‘Cuma gecesi skandalı’ vesilesiyle İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun istifası ve geri dönüşüyle yaşadı. Soylu’nun istifasının birkaç saat sonra Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından reddedilmesi ve krizin bir süreliğine ertelenmesi ise, eski İçişleri Bakanı ve kontrgerilla örgütleyicisi Mehmet Ağar’ın “Bir tuğla çekilse bütün bina yıkılır” deyişini hatırlattı.
Hareketli bir gece
İçişleri Bakanı Soylu’nun, 10 Nisan gecesi 31 ilde ilan edilen sokağa çıkma yasağıyla ilgili açıklamanın yaklaşık 2 buçuk saat önce yapılması ve marketlerde yaşanan “izdiham” görüntüleri nedeniyle aldığını belirttiği istifa kararı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan döndü.
Soylu’nun istifa kararını duyurmasından yaklaşık 2 buçuk saat sonra Cumhurbaşkanlığı’ndan, “Bir makam sahibinin istifasını sunması kendi takdiridir, fakat nihai karar sayın Cumhurbaşkanımıza aittir. İçişleri Bakanımızın istifası kabul edilmemiştir, kendisi görevine devam edecektir” açıklamasıyla istifanın kabul edilmediği duyuruldu. Sokağa çıkma yasağı kararını açıklarken “Akşamüstü sayın cumhurbaşkanımızın talimatı çerçevesinde hafta sonu itibariyle 30 büyükşehir ve Zonguldak’ta sokağa çıkma yasağı ilan edildi” diyen Soylu’nun sonradan bütün suçu üzerine alması ve af dilemesi ise dikkat çekti.
Soylu’dan geri dönüş
Dün öğle vakitlerinde ise Soylu, “Milletimizin hizmetinde yola devam inşallah” diyerek, istifa açıklamasını kaldırdı. Sosyal medya hesabından açıklama yapan Soylu, “Sokağa çıkma yasağı ile ilgili sorumluluğumuzun gereği aldığım karar üzerine milletimizin ve Sayın Cumhurbaşkanımızın tutumu, beni mahcup etmiştir. Devlet ve milletin emanetinde atılan adımlarda eksikliğimizin bu iki irade tarafından insani bir durum olarak kabul edilip onarma hakkı verilmesi, sorumluluğumuzu arttırmıştır. Allah mahcup etmesin. Milletimizin hizmetinde yola devam inşallah” dedi.
MHP ağırlığını koydu
Bu arada, işin başından beri ağırlığını Soylu’nun arkasına koyan MHP ise Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ağzından bir kez daha desteğini yineledi. Soylu’nun istifa niyetinin “sürdürülen mücadele ruhunu sekteye uğratma” riski taşıdığını kaydeden Bahçeli, “Elbette takdir ve tasarruf Sayın Cumhurbaşkanımıza aittir. MHP mezkur istifanın kabul edilmemesinden ziyadesiyle memnundur” dedi.
HDP: Yargılanacaksınız
Gelişmeler üzerine bir basın açıklaması yapan HDP Merkez Yürütme Kurulu (MYK), “Soylu, felaketin çıplaklığı karşısında geri adım atmış, suçlu olduğunu ve süreci yönetemediğini kabul etmiştir. Bu itirafı, istifa mektubunda da tekrarlamıştır. Aslında yapılması gereken. İçişleri Bakanı’nın istifa etmesi beklenmeden görevden alınmasıydı. Bu yapılmadığı gibi, istifa da kabul edilmedi. Soylu’yu görevde tutan, istifayı kabul etmeyen Saray, bütün bu süreçteki sorumluluğu üstelenmiş ve yaşanan beceriksizliğin kaynağı olduğunu açıkça göstermiştir” dedi. Soylu’nun çabasının Erdoğan’ı temize çıkarma hamlesi olduğunu belirten HDP, “Halk sağlığını hiçe sayan, adeta salgını yaygınlaştıran bu beceriksiz ve sorumsuz yaklaşımların yarattığı krizin temel sebebi Saray yönetimi ve onun talimatlarını yerine getiren İçişleri Bakanlığıdır. Bunu da fırsatçılıkla değerlendiren, Soylu’nun istifasını bile bir siyasi şova çevirmeye çalışan iktidar anlayışı yaşadığı siyasi iflası gizleyemeyecektir” dedi.
Hesabını verin
HDP açıklamasında sonuç olarak, şöyle denildi: “Hiçbir öneriyi dikkate almayan, toplumun hiçbir kesimiyle ortaklaşmayan, siyasi geleceğinden başka bir şey düşünmeyen iktidarın içine düştüğü bu acizlik, istifa meselesiyle bir kez daha gün yüzüne çıkmıştır. Ortada aynı zamanda çok ciddi bir siyasi sorumluluk ve suç vardır. İktidar bir bütün olarak bu sorumluluğun hesabını vermelidir. Halkın sağlığıyla oynayan bu pratik aynı zamanda yargılanmalıdır.”
Daha önce de yaşanmıştı
İstifa kararı Erdoğan tarafından kabul edilmeyen Süleyman Soylu’yla ilgili ilk istifa iddiası, 25 Şubat 2018’de gündeme gelmişti. Soylu, Trabzon’da yaptığı konuşmada, istifa sinyali vermiş, daha sonra açıklama yapan Erdoğan, “Arkadaşımızın istifası söz konusu değil. Türkiye’yi troller idare etmeyecek” diyerek iddiaları yalanlamıştı. Kulislerde, Soylu’nun, halen kabinede Maliye Bakanı olan ve o dönem “omuz atma” polemiği ile gündem olan Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’la yaşanan anlaşmazlık nedeniyle istifa kararı aldığı ancak Erdoğan tarafından kabul edilmediği iddia edilmişti.
CHP Milletvekili Tekin Bingöl: Sorumlular ortaya çıksın
“Özellikle cuma akşamı yaşanana büyük kaosun karmaşanın sorumlusunun netleşmesi lazım. Ciddi anlamda alınan tedbirlerin uygulamaların hepsini bertaraf etti. Bir çırpıda yüz binlerce insanın sokağa döktürülmüş olması bir panik havasının hükümet eliyle yaratılması toplumda bir olumsuzluk yarattı. Herkeste hayal kırıklığı yarattı. Bunun sorumlularının ortaya çıkması lazım. Bu bir danışıklı dövüş. Adeta ‘ben sorumluğu üstlendim yerine de getirdim ama Cumhurbaşkanımız kabul etmedi o açıdan görevime kabul edeceğim’ anlayışı. O büyük sorumluluğu bir şekilde tolere etmeye çalıştılar.”
Ferda Koç: Bu bir yönetememe hali
“Cuma akşamı yaşananlar, tam bir krizi yönetememe halidir. Soylu tek başına bir şey temsil etmiyor, iktidar ittifakının kontr-gerilla kanadıdır. Bunu iktidardaki çeşitli kanatlar arasında bir çelişki olarak değerlendirebiliriz. Bana göre Süleyman Soylu bu süreçte elini güçlendirerek çıktı. RAND geçtiğimiz hafta açıkladığı bir raporda Erdoğan iktidarının bu süreçte zorluklara boğuştuğunu yazmıştı. Bunu da göz önünde bulundurduğumuzda önümüzdeki sürecin iktidarı için hiç kolay olmadığını görürüz.”
Nesrin Nas: Suç ortaklığı kolay dağılmaz
“AKP’de bir iç çatışma, bir iç çekişme var ama bu tür rejimlerde doğal yapı budur zaten. Bu son durumdan iktidar içindeki mevcut koalisyonların dağılacağı sonucunu ben çıkarmıyorum. 18 yıldır birlikte olan ve 2015’ten sonra da aşırı milliyetçi kanatla birlikte olan bir iktidar bu. Bir dolu şeyi birlikte yaptılar, beraber karar verdiler. Birbirlerinden ayrılamayacak, kopamayacak şekilde iç içe geçmişlikleri, uygulamalardaki ortaklıkları var. Eğer AKP içindeki farklı eğilimlerin çatışması had safhada olsaydı, infaz yasasıyla ilgili Meclis’te o birlik ve bütünlüğü göremezdik. Çıkarları ortak, suçlar ortak, çok ciddi bir suç ortaklığı var. Kolay kolay dağılmaz.”
Ertuğrul Günay: Fildişi kulelerde kavga
“Bu aşamada Soylu karlı çıkmış görünüyor. Erdoğan, haberi olsun yahut olmasın elini yükseltmeyerek geri adım atmış oldu. MHP’nin sadece iktidarı desteklemediği, ayrıca onu şekillendirdiği, AKP’nin kaderinde geçmişte ona husumet beslemiş yeni AKP’lilerin etkili olduğu görüldü. Ama bu çekişmenin asıl kaybedeni halk! Hafta sonu yaşanan izdihamın salgındaki faturasını görünce, onu daha iyi anlayacağız. Asıl gündem işsizlik, kapanan işyerleri, evine ekmek götürmekte zorlanan, yoksullaşan insanlar; asıl gündem eşitsizlik, hürriyetsizlik, adaletsizlik. Tüm bunlara bir ek bütün toplumu tehlike eden bir pandemi salgını.”
HABER MERKEZİ