Sur’da öldürülen Helin Şen’in faili polis hakkında soruşturma izni verilmeyince yargılamanın durdurulmasını değerlendiren Av. Yılmaz, ‘Sanık polisin işlediği fiilin göreviyle alakası yoktur’ dedi
Diyarbakır’ın Sur ilçesinde uygulanan sokağa çıkma yasağının devam ettiği 12 Ekim 2015 tarihinde ekmek almaya giden 12 yaşındaki Helin Hasret Şen’in zırhlı araçtan açılan ateş sonucu öldürülmesine ilişkin polis Abdullah E. hakkında “Taksirle ölüme neden olmak” suçlamasıyla geçtiğimiz yılın Aralık ayında dava açıldı. Diyarbakır 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde 24 Eylül’de görülen davanın 4’üncü duruşmasında sanık avukatı, olayın “polisin görev ve faaliyetleri sebebiyle işledikleri suçları kapsadığı” iddiasıyla soruşturma izninin alınarak kovuşturmaya devam edilmesini talep etti.
Bunun üzerine mahkeme heyeti, sanık hakkında “4483 Sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun” gereği idari soruşturma izni alınmadığı gerekçesiyle yargılamanın durdurulmasına karar verdi.
Şen’in avukatları, verilen karara karşı Diyarbakır 2’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne itirazda bulunacak.
Mahkemenin kararı ‘hatalı’
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi Hukuk Komisyonu’ndan doğru davayı takip eden avukat Ercan Yılmaz, mahkemenin yargılamayı durdurma kararını değerlendirdi. Aile ve avukatların yıllar süren mücadelesi sonucu fail hakkında kamu davasının açıldığına dikkati çeken Yılmaz, “Mahkemenin böylesi bir karar vermesini beklemiyorduk” dedi.
Sanık hakkındaki soruşturmanın olayın hemen ardından başlatıldığını ancak dosyanın 2019 yılında davaya dönüştüğüne değinen Yılmaz, mahkeme kararının gerekçesi ve valilikten soruşturma için izin istenilmesi kararının “hatalı” olduğunu kaydetti.
‘Eksik karar’
Dosyadaki tanık beyanları ve sanığın disiplin soruşturması kapsamında ceza almasının, olayın yaşandığı yerde herhangi bir çatışmanın yaşanmadığının kanıtı olduğunu dile getiren Yılmaz, “Helin’i öldüren polis memuru olay günü görevi başında olabilir. Ancak, onun görevi asayişi tesis etmektir. Görevi ifa ederken işlediği bir suç değil. Herhangi bir çatışma durumu, meslektaşlarına dönük herhangi bir saldırı yok. Durup dururken kullanılan bir silah var. Helin’e ateş etmeden önce birkaç atış daha yapıyor. Silah tek bir defa kullanılmış değil. Şans eseri sokakta kimse olmadığı için zarar görmüyor. Karar bu yönüyle eksiktir” şeklinde konuştu.
‘Adalet inancını zayıflatan karar’
Yılmaz, idari soruşturma hükmünün yerine getirilmesinin hukuka uygun olduğu, ancak 5 yıl sonrası böylesi bir karar ile ailenin adalete olan duygusunu yıkmaya kimsenin hakkının olmadığının altını çizdi. Yılmaz, “Savcının gerekli bütün soruşturma işlemlerini yapmış olması gerekiyordu” dedi.
2019’a kadar soruşturma dosyası hakkında “gizlilik” kararı olduğunu anımsatan Yılmaz, “Dosyada, belli başlı evrakların dışında herhangi bir şeye ulaşma imkanımız yoktu. O dönem dosyada görevli olan Cumhuriyet Savcısının soruşturma izni için gerekli izni alması gerekiyordu. Savcının dosyayı ne kadar özensiz takip ettiğinin göstergesidir. O nedenle yargı makamlarının, insanların adalete olan taleplerini yerine getirmek yerine adalete olan inançlarının zayıflatan kararlardan biri oldu” dedi.
MA / Mehmet Şah Oruç – Aydın Atay