PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecride sessiz kalınamayacağını belirten kadın aktivist Helene Erin, her alanda mücadeleyi birleştirip, tecride karşı derin bir dalga oluşturacaklarını söyledi
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan, 24 yıldır ağır tecrit koşullarında tutuluyor. 2 yılı aşkındır Abdullah Öcalan’dan haber alınamama hali, mutlak iletişimsizlik haline dönüştü.
İmralı tecrit sistemine karşı Fransa’nın Strasburg kentinde bulunan Avrupa Konseyi (AK), Avrupa Parlamentosu (AP), Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi (CPT) binalarının bulunduğu meydanda 25 Haziran 2012’de başlatılan “Abdullah Öcalan’a Özgürlük” nöbeti eylemi, 11 yıldır kesintisiz devam ediyor.
Eylemde ilk günden beri yer alan ve bir dönem “Özgürlük Nöbeti” eyleminin Dış İlişkiler sorumlusu olan Kürt kadın hareketi aktivisti Helene Erin, İmralı tecridi ve buna karşı eylemlerine dair değerlendirmelerde bulundu.
Öcalan’ın paradigması uyanışa neden oldu
Erin, Abdullah Öcalan’ın uluslararası komplo ile Türkiye’ye getirilmesiyle birlikte İmralı’nın tecrit ve izolasyon haliyle yeniden dizayn edildiğini hatırlattı. Erin, tecridin amacının Abdullah Öcalan ile Kürt halkı arasında bir iletişimsizlik kurulması olduğunu, AKP iktidarının yıllardır Abdullah Öcalan’ın unutturulması için yoğun bir politika yürüttüğünü ifade etti.
24 yıllık süreçte PKK Liderinin fikirlerinin başta Kürtler olmak üzere tüm sistem karşıtı halklar tarafından sahiplenildiğini aktaran Erin, “Öcalan’ın paradigması gelinen süreçte Ortadoğu halkları ve özellikle kadınlar için bir uyanışa neden oldu” dedi.
Öcalan’ın direnişi direnme azmi veriyor
Ortadoğu’da yaşanan gelişmeler ışığında 2 yılı aşkın bir süredir Abdullah Öcalan’a “mutlak” tecrit uygulandığını belirten Erin, “Öcalan’ın yıllardır her türlü saldırıya karşı sergilemiş olduğu direniş, Kürt halkının da direnmesine neden oluyor. Öcalan direndikçe, Kürt halkı da tarihi bir direniş sergiliyor. Onun direnişi, kendi halkına direnme azmi ve aşkı veriyor. Ortadoğu’da yaşanan gelişmeler ışığında Kürt halkının direnişini sonlandırmak için tecrit derinleştirildi. Öcalan’ın dışarıya yayılan sesi, Türkiye’nin bölgede halkların kazanımlarına yönelik saldırılarının da önüne geçiyor” şeklinde konuştu.
Tecride sessiz kalınmamalı
Tecridin tüm topluma yayıldığını belirten Erin, İmralı’daki hukuksuz uygulamalar bugün tüm cezaevlerine yayıldığını, Türkiye’de özellikle de son 3 yıldır ne basın özgürlüğü ne insan hakları ne de hukukun kaldığını söyledi. Türkiye’nin açık bir cezaevine dönüştüğünü söyleyen Erin, PKK Lideri Öcalan üzerindeki tecride karşı halkların artık sessiz kalmaması gerektiğine dikkat çekti.
Erin, CPT’nin İmralı’ya yaptığı ziyaret ve sonrasında sessizlik haline değinerek, “CPT gibi Avrupa’da bulunan uluslararası kurumların bu sessizliği, tecridi onayladıkları anlamına geliyor. Oradaki tecrit ve insanlık suçuna karşı dahi susuyorsa; dediğim gibi bu tecridi onayladığı anlamına geliyor. CPT konuya dair konuşmasa da biz mücadelemizi sürdüreceğiz” şeklinde konuştu.
Derin dalga oluşturacağız
Erin son olarak Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için Avrupa’da yürütülecek eylemlerin çıtasını yükselteceklerini dile getirdi. Avrupa’da direnen, mücadele eden kesimleri de kendi mücadelemize katmaya çalışacaklarını söyleyen Erin, “Avrupa’da sistem karşıtı olan direnen ve mücadele edenleri kendi mücadelemize katılmaları için ikna edeceğiz. Mücadeleyi birleştirip, tecride karşı derin bir dalga oluşturmalıyız. Eninde sonunda kazanan biz olacağız, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan kazanacak. Bunun için çalışacağız ve çıtamızı daha da yükselteceğiz” dedi.
Haber: MA / Ergin Çağlar