TTB Genel Sekreteri Vedat Bulut ‘sözümüzü, sesimizi alanlarda yükselteceğiz’ diyerek tüm hekimleri 1 Mayıs’ta alanlara çağırdı
1 Mayıs İşçi Bayramı’na sayılı günler kala emek-meslek örgütlerinin hazırlık çalışmaları sürüyor. Türkiye’nin içinde bulunduğu kriz ortamından pandemi ile birlikte en çok etkilenen meslekler arasında hekimler de var. TTB, 1 Mayıs’ta hem pandemi döneminde hem de ekonomik krizin karşısında hekimlerin ve sağlık emekçilerinin seslerini meydanlarda yükseltmeyi hedefliyor.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Genel Sekreteri Vedat Bulut, 1 Mayıs’a hazırlık süreçlerini ve taleplerini MA’dan Fırat Can Arslan ve Berivan Kutlu’ya anlattı.
Ücret ve çalışma koşulları son derece kötüleşti
İstanbul, Ankara İzmir başta olmak üzere Türkiye’de Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Mühendisler ve Mimarlar Odası Birliği (TMMOB) ve Türk Tabipler Birliği (TTB) önderliğinde 1 Mayıs alanlarına tüm üyelerini ve bileşenlerini çağırdıklarını vurgulayan Bulut, “Alanlar önceki yıllardan çok daha dolu olacak çünkü emekçilerin geçinme, ücret ve çalışma koşulları son derece kötüleşti. Artık bıçak kemiğe dayandı. Meydanlarda hakkımızı arayıp sesimizi yükselteceğiz” dedi.
Yüzde 80 açlık sınırında
Alanlarda vergi dilimleri ve ücret artışı da dahil olmak üzere tüm taleplerini yükselteceklerini aktaran Bulut, 2000’li yıllara nazaran 2022’de alım gücünün dörtte bir oranında düştüğüne vurgu yaptı. Bulut, “Çalışanların yüzde 80’i açlık sınırının altında maaş almaktadır. Bugün asgari ücret bile açlık sınırının altında kalmıştır. Taleplerimiz karşılık bulmazsa bunun sonuçlarını seçim sandıklarında ödeyecekler. Demokratik bir ülke olarak bütün emekçiler bunun cevabını seçim sandıklarında verecektir. 5, 10 sermayedara rantlar aktarılırken; vergi afları, sigorta prim afları gelirken ya da milyarlarca lira af getirilirken, emekçiler ucuz işgücü olarak kullanılıyor” diye konuştu.
İktidarın baskısı
Sağlık emekçilerinin sorunlarını dile getirdikleri için baskılara maruz kaldıklarına değinen Bulut, özellikle sendikalarda ve meslek örgütlerinde çalışan sağlıkçıların sorunlarını dile getirdiklerinde soruşturmalarla karşı karşıya kaldıklarını ifade etti. Bulut, “Suçlamalar üretiliyor, mahkemeler kuruluyor, kurgu delillerle arkadaşlarımız suçlanıyor ve susturulmaya çalışılıyor. KHK’larla insanların işine son veriliyor. Halbuki masumiyet karinesi doğrultusunda kimse hakkında hüküm olmadan kamu görevinden menedilemez. Bunlar, devletin sağlık çalışanları üzerine uyguladığı şiddet biçimleridir” ifadelerine yer verdi.
Taksim’de kutlamak isterdik..
1 Mayıs kutlamalarında emekçilerin talep ettiği alanlara izin verilmediğini belirten Bulut şöyle devam etti: “İstanbul’da 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamak isterdik ama Maltepe alanı gösteriliyor. Ankara’da Kızılay veya Sıhhiye meydanında eylem yapmak isterken, Tandoğan meydanı bize gösteriliyor. Şüphesiz biz bu alanları yine dolduracağız ama yine de demokratik eylemlerin kısıtlanmaması gerekir. 1 Mayıs’ı ağız tadıyla kutlamamıza engel olmaya çalışanlar hata yapıyorlar. Sözümüzü, sesimizi alanlarda yükselteceğiz. Bu engellemelerin gelecekte hukuki faturaları da olacak. Umarım bu kararları alanlar bunun faturasını da ödemeye hazır olurlar.”
Sağlıkçıların talepleri
Sağlık çalışanlarının maaşlarında en az yüzde 200 oranında artış talep ettiklerini kaydeden Bulut, “Sağlık çalışanlarının 2003 yılında cebinde olan 3 liranın 2’si çalındı. Sağlık çalışanları ucuz işgücüne dönüştürülmüştür. Bir diğer talebimiz ise Covid-19’un meslek hastalığı sayılması. Birçok ülkede bu kabul edilse de Türkiye de edilmedi. İlliyet bağı aranmaktadır. Yani hastalığı hastaneden kaptığını kanıtlamak zorundasın. Bunun vicdani olmadığı ortadadır” ifadelerini kullandı. Sağlıkta şiddete vurgu yapan Bulut, sağlıkçıların en büyük sorununun bu olduğunu söyledi.
Sağlıkta şiddet yasası yeterli değil
Hekimlerin, günde en az 5 ile 10 arasında fiziksel şiddet ve çok sayıda sözel şiddetle karşı karşıya kaldıkları bilgisini veren Bulut, buna karşın caydırıcı cezalar istediklerini, ancak yeterli sonuç alamadıklarını aktardı. Bulut, “Meclis’te bu konuya dair bir düzenleme var ama yeterli değil. Sağlıkta şiddet sağlık çalışanı travma etmekten öte bir şey. Diğer insanların da sağlık hizmeti almasına engel oluyor ve buna bağlı olarak yoğun bakım ve acil servislerindeki insanların ölümüne, sterilizasyonunun bozulmasına ve oradaki insanların hastalanmasına yol açıyor. Bu nedenle Ceza Yasası’nda diğer insanların da canına kasteden bir uygulama olarak ele alınması gerekiyor” dedi.
Ankara’da miting
Bu taleplerini 1 Mayıs’tan sonra da dile getireceklerinin altını çizen Bulut, 29 Mayıs’ta tüm sağlık emekçileri olarak sokağa çıkacakları bilgisini verdi. Ankara’da büyük bir miting düzenleyeceklerini ifade eden Bulut, “Ülkenin her yanından gelen meslektaşlarımız ve bileşenlerimizle birlikte sağlık çalışanlarının haklarını isteyeceğiz” diye ekledi.
Bulut, yaklaşan seçimler öncesi emekçilerin sorun ve taleplerinin yer aldığı raporları tüm siyasi partilere ilettiklerini belirtirken, “Kimler sağlık emekçilerinin sorunlarını çözecekse onlara oy vereceğiz” mesajını verdi.
1 Mayıs’ta meydanlarda sesimizi yükseltmeye çağırıyoruz
Bulut, 1 Mayıs’a dair de şu çağrıda bulundu: “1 Mayıs’ta tüm emekçileri, dostlarımızı ve yoldaşlarımızı meydanlarda sesimizi yükseltmeye çağırıyoruz. Bu emek sömürüsüne ‘hayır’ demek için, emeğimizin karşılığını almak için 1 Mayıs’ta alanlara.”