Müfredata dâhil edildiği 2012 yılında 85 bin öğrencinin kayıt yaptığı Kürtçe seçmeli ders tercihi, ülkedeki siyasal iklim doğrultusunda sonraki yıllarda 20 bine kadar geriledi. HEDEP’li Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, bu düşüşün devlet politikalarından bağımsız olmadığını söyledi
Kürtçenin, Eylül 2012 yılında yayınlanan yönetmenlikle seçmeli ders olarak Millî Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) müfredatına girmesiyle birlikte aynı yıl 28 ilde açılan Kürtçenin Kûrmanci ve Kirmançkî (Zazaca) lehçelerinde açılan derslere 18 bin 847 öğrenci kayıt yaptı. Bu sayı sonraki yıllarda artarak 2013-2015 eğitim-öğretim yıllarında 85 bin öğrenciye çıktı.
Fakat iktidarın oluşturduğu ortamla okullarda başvuru formlarına Kürtçe koyulmaması, Kürtçe dili öğretmenlerinin atamaları yapılmaması, materyal eksikliği gibi nedenlerle birçok merkezde öğrencilerin Kürtçe seçmeli ders talepleri karşılık bulmamaya başladı. 2021-2022 eğitim yılında Kürtçeyi seçmen dil olarak seçen öğrenci sayısı 20 bine kadar geriledi.
Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki 2024 yılı bütçe görüşmeleri sırasında Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Wan Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, bu durumu Milli Eğitim Bakanı (MEB) Bakanı Yusuf Tekin’e sordu.
Tekin, verdiği yanıtta 2022-2023 eğitim yılında 24 bin kişinin Kürtçe ve lehçesi Zazacayı seçmeli ders olarak seçtiğini, 2023-2024 yılında ise 24 bin 998 öğrencinin bu dersleri seçtiği bilgilerini paylaştı. Bakanlığın paylaştı verilere göre; Agirî’de 553, Çewlîk’te 2 bin 485, Bêdlîs’te 351, Amed’te 4 bin 944, Colemêrg’te 3 bin 224, Mersin’de 494, Mêrdîn’de, 5 bin 72, Sîrt’te 511, Dersîm’de 299, Rîha’da 397, Wan’da bin 763, Êlîh’te 3 bin 497, Şirnex’te bin 398 öğrenci Kürtçeyi seçmeli ders olarak seçti.
HEDEP’li vekil Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, devletin Kürtçeye dönük politikalarına dair Mezopotamya Ajansı’na değerlendirmelerde bulundu.
Birçok farklı halkın bir arada yaşadığı Türkiye’deki bu çeşitliliğin büyük bir zenginlik olduğunu söyleyen Sayyiğit, “Bu zenginlikle bu toprakların halklar bahçesi olması gerekirken, maalesef tek bir dil üzerinden eğitim yürütülüyor. Devlet tek dil, tek kültür ve tek bayrak üzerinden politikalarını sürdürmeye çalışıyor” dedi.
‘Sıkıntının temelinde sistemin yürütmüş olduğu politika var’
Her şeyden önce bir insana anadilinin seçmeli olarak verilmesinin doğru olmadığını vurgulayan ayrıca verilen Sayyiğit, “2015’te Türkiye’deki okullarda 85 bin öğrenci Kûrmanci ve Zazakî dillerini seçerken, bu sayı bugün 23 binlere kadar düşmüş. Bunun arkasında devletin izlediği bir politika var” diye konuştu.
Birçok okulda bazı işgüzar eğitimcilerin öğrencileri başka derslere yönlendirmesiyle de ders seçimlerinin düşürüldüğünü belirten Sayyiğit, “Materyal noktasında ciddi eksiklikler var. Özellikle Kürtçe branşında atama sayısı az ve yetersiz. Sistem, ‘evet, seçmeli ders veriyoruz’ diyor ama arka planda da bunu azaltmaya yönelik çalışıyor” dedi.
Seçmeli ders seçimi azalmış gözükse de bunun Kürtçeye olan ilginin azaldığı anlamına gelmediğini vurgulayan Sayyiğit, “Son süreçte anadilde eğitim için yapılan anketlere baktığımız zaman, bu anketlere katılan Kürtlerin yüzde 86’sı anadilde eğitimi talep ediyor. Burada bir çelişki de var. Bir tarafta anadilde eğitime yoğun bir talep varken, bir yandan okullardaki başvurularda ciddi sıkıntılar var. Bu sıkıntının temelinde aslında yine sistemin yürütmüş olduğu politika var” ifadelerini kullandı.
‘Anadilde eğitim bu toprakların zenginliğidir’
Kürtçeye ve diğer dillere dönük engellemelere işaret eden Sayyiğit, “Yüzyıldır tekçilik üzerinden politika yürütülüyor ve başka bir dilin ülkeyi böleceğini zannediyorlar. Oysaki anadil bütünleştiricidir. Tekrar ifade diyoruz; anadilde eğitim bu toprakların zenginliğidir ve her bir çocuğun birincil hakkıdır” diye konuştu.
Anadilinde eğitim görmeyen öğrencilerin başarısız olduklarına dair araştırmalardan bahseden Sayyiğit, “Çünkü çocukların büyük bir çoğunluğu hiç bilmedikleri bir dil ile okula başlıyor. Bir çocuk kendi anadilinde eğitim almadığında çocukta travmaya da yol açabiliyor ve Türkçeyi iyi bilen çocukların yanında eğitimde geride kalıyor” diye kaydetti.
Ailelerin çocuklarına Kürtçe öğretmeleri gerektiğini söyleyen Sayyiğit, “Çocuklar gözlerini açtıkları gibi aileler onlara Kürtçe öğretmeli. Her ne kadar bizler için yeterli olmasa da seçmeli derslere başvurular yoğun olmalı. Yine siyasi partilerin, STK’ler bu konuda daha ciddi adımlar atmalı. Tekrar ifade ediyoruz; biz bir yüzyıl daha Kürtlerin statüsüz kalmasını kabul etmeyeceğiz. Anadilinde eğitim ve Kürtçenin anayasal statüye kavuşturulması konusunda HEDEP olarak ciddi çalışmalar yürüteceğiz” dedi.
‘Kürtçe eğitim veren kurumlarımızı tekrar açacağız’
Belediyelere kayyım atanması ile Kürtçe eğitim veren kurumların kapatıldığına dikkat çeken Sayyiğit, belediyeleri kayyımlardan aldıktan sonra tekrar Kürtçe eğitim veren kurumları tekrar açacaklarını ve dil konusundaki çalışmaları tekrar sürdüreceklerini belirtti.
HABER MERKEZİ