Yeşil Sol Parti kongresine katılan Milletvekili Burcugül Çubuk ve Devrimci Parti Genel Başkanı Elif Torun Öneren kongrede öne çıkan Rojava Devrimi ve tecrit başlıklarına dikkat çekti. Çubuk, ‘Mücadele azmi tekrar kendini tescillemiş oldu’ dedi
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti), Ankara’da binlerce kişinin katılımıyla dün Büyük Kongresi’ni gerçekleştirdi. Partinin ismi Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) olarak değiştirilirken, Tülay Hatimoğulları Oruç ve Tuncer Bakırhan ise yeni eş genel başkanlar seçildi.
HEDEP İzmir Milletvekili Burcugül Çubuk ve Kongreye katılan Devrimci Parti Genel Başkanı Elif Torun Öneren kongrenin atmosferini Mezopotamya Ajansı’na değerlendirdi.
Çubuk, “Mücadele azmi tekrar kendini tescillemiş oldu. Salonda ve etrafında bunu gördük. Halkın kendi politik simgelerine duyduğu güven ve sahiplenmeyi de gördük. Gençler, tecride karşı Sayın Öcalan’ın posterini ‘ne bedel olacaksa olsun’ diyerek açtılar. Bu anlamıyla mücadele hattını örgütleyebileceğimiz yeni bir basamağa çıktık. Kongremiz ‘Özgürlük İçin Yeniden’ sloganıyla örgütlendi. Bu sloganla şunu söylemek istiyoruz; biz tekrar bir adım atıyoruz, ama kendini aşan ve tekrar etmeyen bir adım atıyoruz. Bunun kıymetini sokakta göreceğimize inanıyorum” diye konuştu.
‘Erdoğan barış istemediği için tecridi derinleştiriyor’
Çubuk, İmralı’daki tecridin kongrenin önemli gündem maddelerinden biri olduğuna işaret ederek, “Erdoğan barış istemediği için tecridi derinleştiriyor” dedi.
Tecridin “herkese karşı savaşa devam” mesajı taşıdığına dikkati çeken Çubuk, “Ne zaman ki ‘çözüm süreci’ sona erdi İmralı’daki tecrit de yavaş yavaş arttırılmaya başlandı” dedi.
Öneren: Bu coşku halkın partiye sahip çıktığını gösteriyor
Kongreye katılan Devrimci Parti Genel Başkanı Elif Torun Öneren ise kongre atmosferini şöyle değerlendirdi:
“Bu coşku başta Kürt halkı olmak üzere halkların, sosyalistlerin, yurtseverlerin hiçbir şekilde geriye adım atmadığını ve partiye sahip çıktığını gösteriyor. AKP-MHP gibi bir faşist bloğun bütün baskılarına rağmen buralardayız. Direnişimiz, kararlılığımızı gösteriyoruz.
İmralı’dan başlayarak bütün ülkeye yansıyan bir tecridi yaşıyoruz. Reşit olmamış gençler bile söylemlerinden cezaevine alınıyor. Tutsaklar, insani haklarından yararlanamıyor. Tecridi kırmanın tek yolu mücadeledir. Öcalan’ın üzerindeki tecrit kalkarsa birçok kapının açılacağı ve barışın daha hızlı geleceği inancındayız. İmralı başta olmak üzere bütün cezaevlerinde tecridin kırılması gerekiyor. Tecridi birleşik devrimci mücadele hattıyla kıracağız, bu hattı sokaklarda oluşturacağız.
Rojava Devrimi, iktidarın hazmedemediği bir devrimdir ve oradaki kazanımların geriye alınması için saldırılar şiddetli bir şekilde sürmektedir. Amaçları oradaki direnişi, bütün dünyanın örnek aldığı bu kazanımları yok etmek. Dayanışmayla sürdürülen mücadeleyi bitirmek. Ama bunu başarması mümkün değil.”
ANKARA