Yargıtay’ın AYM’nin Can Atalay kararını hiçe saymasına karşın açıklama yapan HEDEP Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, hukukun uzun süredir rafa kaldırıldığını ifade ederek, bu adımı yeni bir ‘darbe teşebbüsü’ olarak tanımladı
Yargıtay’ın Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Can Atalay kararını tanımaması ve AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmasına tepkiler sürerken, konuya dair Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan da HDP Genel Merkezi’nde toplanan Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı sonrasında bir açıklama yaptı.
Anayasasızlaşma sürecini yaşıyoruz
Yargıtay’ın kararını “darbe teşebbüsü” olarak nitelendiren Bakırhan, “Türkiye hukuk ve siyaset tarihinde darbe mekaniğinin en canlı olduğu bir dönemden geçiyor. Anayasa’nın AKP-MHP ittifakı tarafından askıya alındığı bu dönemde, tarihte görülmediği kadar yargıda kadrolaşmanın olduğu ve kuvvetler birliğinin esas alındığı gerçeğiyle karşı karşıyayız. 2015 yılından sonra adım adım bir Anayasasızlaşma sürecini yaşıyoruz” dedi.
OHAL’in devamı
Anayasa’nın 153’üncü maddesine işaret eden Bakırhan, “Yargıtay 3.Ceza Dairesi ve Yargıtay Başsavcılığı’nın Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunması ve mahkeme üyelerini tehdit etmesi, 2015 yılının Nisan ayından beri fiili bir OHAL rejimine dönüşen Türkiye’nin darbe mekaniği üreten otoriterliği içinde yeni bir darbeye teşebbüstür” diye belirtti.
Yargıya ırkçı, milliyetçi kadrolar yerleştirildi
Bakırhan, devamında bugüne kadar AİHM kararlarının uygulanmamasının birçok örneğini yaşadıklarını ifade ederek, “Yargıda milliyetçi, ırkçı, ulusalcı, iktidar güdümlü kadrolaşma ve bu kadroların cesaretlendirilmesi, bugünkü hukuk faciasının gerekçesidir. Açıktır ki, ortaya çıkan bu hukuk faciasının baş sorumlusu AKP-MHP ittifakıdır. Bu ittifak, hukuk ve adaleti çıkarları uğruna ortadan kaldırmıştır” dedi.
İktidar her hukuksuzlar yargının sırtını sıvazladı
HDP’ye açılan kaptam davasında da hukukun çiğnendiğini hatırlatan Bakırhan devamında şunları dile getirdi: “Binlerce siyasetçi arkadaşımıza verilen adaletsiz ve hukuksuz cezaları onayan, bu cezaları onadıkça siyasi iktidar tarafından sırtı sıvazlanan Yargıtay, 7 yıllık tutukluluk süresini dolduran siyasetçi arkadaşlarımız Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Gültan Kışanak, Sebahat Tuncel ve Leyla Güven şahsında onlarca arkadaşımızı ısrarla rehin tutmaktadır. Yargıtay’ı darbe teşebbüsüne iten ve cesaretlendiren AKP -MHP iktidarının kendisidir. İktidarın küçük ortağı yemiyor içmiyor ‘Anayasa Mahkemesi kapatılmalı’ diyor. Kimse ona ‘Senin yaptığın Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüstür!” demiyor. Oysa bu ifadeler, faşist, popülist bir rejim tesis edeceğiz demenin itirafıydı.”
‘Faşizmin hukuku’ dışa vurdu
“Kobanî Kumpas Davası gibi Kürt ve muhalif siyasetçilere, Kürt gazetecilere, Kürt kadın aktivistlere, halkın hakkını savunan avukatlara, insan hakları savunucularına, aydın ve yazarlara ve elbette Gezi protestocularına yönelik açılan davalarda ‘faşizmin hukuku’ diye niteleyebileceğimiz anlayışın bir kez daha kendisini dışa vurduğunu gördük” diyen Bakırhan, bu “darbeci” zihniyete dur denilmesi gerektiğini vurguladı.
Defalarca uyardık
Yargının bağımsızlığını kaybetmesine karşı yıllardır iktidarı uyardıklarını ifade eden Bakırhan, “Demokratik siyaset ve uzlaşı kanallarının kapatıldığı bir dönemde yargı skandallarının ortaya çıktığı, çetelerin ülkenin başına bela olduğu, yolsuzluk ve hırsızlığın olağanlaştığı, siyasi ve ekonomik krizlerin Türkiye halklarını sarmaladığı gerçeğine defalarca işaret ettik. İktidar, tüm uyarılarımıza rağmen ele geçirdiği vesayet kurumlarını ve bu kurumlarda kadrolaşan iktidara bağlı milliyetçi, ırkçı, ulusalcı klikleri canhıraş şekilde sahiplenmeye devam ediyor” dedi.
Toplumun haklarını ortadan kaldırdılar
Gelinen noktada artık tuzun koktuğunu ifade eden Bakırhan, “Yargıtay’ın bu tutumu biz demokrasiye inanmıyoruz, Anayasal düzeni reddediyoruz demenin itirafıdır. Bu başkaldırı ve darbe teşebbüsüne karşı AİHM ve AYM kararlarının bir an önce uygulanması gerekiyor. Bu durumun gelişmediği her an, ülkedeki istikrarsızlık ve kurumsal çürüme derinleşecektir. Demokrasi nefreti ile dolup taşanların, ‘devlet biziz’ sanrıları ile yatıp kalkanların varacağı son durak toplumun haklarını ortadan kaldırmaktır” dedi.
Atalay kararı derhâl uygulanmalı
Siyasi parti tarihleri boyunca darbelere karşı mücadele ettiklerini ifade eden Bakırhan, ” Bu darbeci zihniyeti çok iyi bilir, tanırız. Bu zihniyetin ancak demokrasiden, insan haklarından, barıştan yana olan siyasal ve toplumsal muhalefetin birlikte ve güçlü mücadelesi ile yenileceğini de biliyoruz. Darbenin panzehiri daha fazla demokrasi, daha fazla adalet ve özgürlüktür. Anayasa Mahkemesi’nin Can Atalay kararı derhal uygulanmalı. Hapishanelerdeki tüm siyasi tutsak yoldaşlarımız derhal serbest bırakılmalıdır” dedi.
Meclis’e çağrı
Bakırhan son olarak Meclis’e çağrı yaparak, “Gelin hep birlikte, hukuk sistemini, Anayasayı ve yasaları yeniden ele alıp bu ülkede adalet, demokrasi ve barışı tesis edelim. Meclis’i ve Meclis Başkanlığı’nı bu darbe teşebbüsüne karşı tutum almaya çağırıyoruz” dedi.
ANKARA