HEDEP Grup Toplantısı’nda konuşan Eş Genel Başkan Tuncer Bakırhan, cezaevlerinde başlayan açlık grevlerine dair ‘Öcalan’a özgürlük Kürt sorununa çözüm talebi dünyanın en meşru talebidir’ diyerek açlık grevlerinin mücadeleyi büyütme çağrısı olduğunu vurguladı
HEDEP Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin Meclis Grup Toplantısı’nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Konuşmasına Amed’in Sûr ilçesinde Dört Ayaklı Minare’nin önünde 28 Kasım 2015’te katledilen baro başkanı Tahir Elçi’yi anarak başlayan Bakırhan, “Onu özlemeye, onu anmaya devam ediyoruz. Halen katilleri bulunmadığı gibi siyasi cinayetlerde cezasızlık geleneği devam ediyor. Kürt sorununun demokrat ve barışçıl şekilde çözülmesini isteyen Tahir Elçi’nin yokluğunu her zaman hissediyoruz” ifadelerini kullandı. Elçi davasının takipçisi olacaklarını vurguladı.
Hrant Dink davasına da değinen Bakırhan, “Hrant Dink’i katledenler ortadadır. Bu konudaki iftiralar, iddianamelerde isimleri geçenleri hepimiz izledik. Evet tetikçiyi serbest bıraktılar. Bu kararı kınıyoruz. Hrant Dink davasının takipçisi olmaya faillerinin açığa çıkarılması için de söz verdik” dedi.
‘Öcalan’a özgürlük Kürt sorununa çözüm talebi dünyanın en meşru talebidir’
İmralı’daki mutlak tecrit ve Kürt sorunundaki çözümsüzlüğe dair cezaevlerinde başlatılan dönüşümlü açlık grevi için “Öcalan’a özgürlük Kürt sorununa çözüm’ talebi dünyanın en meşru talebidir” diyen Bakırhan, sözlerini şu şekilde sürdürdü:‘
“Mahpushanelerde bin bir zorlukla yaşanan büyük bir tecrit ve işkencenin olduğu mekanlardır. Burada tutsakların açlık grevine gitmemesi için aslında bize büyük bir sorumluluk düşüyor. Buna itiraz edecek olan dışarıdakilerdir halkımızdır emekçilerdir. Maalesef bütün zorluklara rağmen cezaevlerinin açlık grevi başlatması da bizleri büyük bir mesaj ve ders olmalıdır. Bu açlık grevleri hepimize mücadeleyi büyütme çağrısıdır. Tutukluların taleplerine sahip çıkmak ve başarıya ulaştırmak hepimizin görevdir. Bizim yapmamız gereken bir çalışmadır. Bu tarihi göreve sahip çıkmak için daha güçlü ses çıkarmalıyız. Kürt sorunundaki çözümsüzlük politikalarını hep birlikte mahkûm etmemiz gerekiyor.”
HEDEP’in asgari ücret önerisi 25 bin lira
Kurdistan ve Türkiye kentlerinde yaptıkları halk toplantılarına değinen Bakırhan, “Türkiye’nin her bölgesinde olduğu gibi Serhat’ta da ekonomik, sosyal ve işsizlik sorunu en başat sorunlardandır. Saraydakiler şatafatlarını sürdürürken, Serhat’ta halkımız işsizlikle boğuşmak zorunda kalıyor. Bölgede tek geçim kaynağı olan hayvancılık can çekişiyor. Bize gelen en büyük taleplerden biri de buydu. İktidar canlı hayvan ve et ürünlerinde de Türkiye’yi dışa bağımlı hale getirdi. Hayvancılığın merkezi olan Ağrı, Iğdır ve Kars’ta üreticiler ve besiciler çok zor durumdadırlar. Bu kentlerde canlı hayvan sayısı her geçen gün düşüyor” diye kaydetti.
“İflas bayrağını çeken 126 bin esnaf var. Bu manzarada 20 milyon icralık dosya var” diyen Bakırhan, ülkedeki ekonomik duruma dair ise şu ifadeleri kullandı:
“Bu bütçe kaynakları doğru kullanılırsa savaş baronları yerine emeklilere 5 bin TL değil 80 bin TL ikramiye verebiliriz. Engelli istihdamını yüzde 3’lerden yüzde 6’lara çıkarabiliriz. 20 bin engelli yurttaşımızı hemen işe alabiliriz. Depremden en çok etkilenen okul ve hastaneleri depreme dayanaklı hale getirebiliriz. Evet hatırlarsanız, birisi ‘faiz sebep enflasyon sonuç’ demişti. Hatta faize ilişkin ‘nas neyi gerektiriyorsa onu yapacağız’ demişti. Fakat ne ekonomist olması ne de dini referansları Türkiye ekonomisini iflasa götürmekten kurtaramadı. Türkiye ekonomisi iflas ederken faiz lobileri gülmeye devam ediyor. 2024 bütçesinin en önemli kalemlerinden birisi de faize faiz lobilerine ödenecek paradır. 1 trilyon 254 milyar lira yeni bütçede faiz ve lobilerine ayrıldığını belirtmek istiyorum. Evet ben ekonomistim diyen Erdoğan yine yanıldı. Eğer gerçekten o ekonomistse bu ülkede kıt kanaat yaşamın sürdüren yurttaşların tamamına Nobel Ekonomi Ödülü verilmesi gerekiyor.”
Bakırhan, 1 Aralık’ta Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun toplanacağını hatırlatarak, ücret önerileri için “Asgari ücret konusunda arkadaşlarımızla birlikte bir çalışma yürüttük. HEDEP olarak diyoruz ki, en düşük asgari ücret 25 bin lira olmalı, yoksulluk sınırının yarısı kadar olmalı. Ve düzenli olarak asgari ücret, yoksulluk sınırına göre her ay düzenlenmesini talep ediyoruz. Gelin hep birlikte bu kanun teklifimizin Meclis’ten geçirelim diyoruz” dedi.
‘Yeniden Refah Partisi’nin adı Refah Partisi’ne benzemiyor mu?’
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, HEDEP olarak belirlenen parti kısa adını HADEP’i andırdığı gerekçesiyle uygun görmemesine de tepki gösteren Bakırhan, şu ifadeleri kullandı:
“Gün geçmiyor ki iktidar ve ortakları partimize kumpas kurmasınlar! 11 parti kapatıldı, dava açıldı. Yerine yenilerini kurduk. Biz büyüdükçe iktidar korkuyor. Hiçbir şey bulamadılar, bu sefer de tam yerel seçime gideceğimiz bir süreçte HEDEP’in ismine kafayı taktılar. Çünkü kafaları hukuksuzluktan başka bir şeye çalışmıyor. Neymiş efendim, HEDEP ismi HADEP’e benziyormuş. Tebrik ediyoruz, şapkadan tavşan çıkarmışlar. Türkiye’de ilk defa mı bir partinin adı ya da kısaltılmış ismi bir başka partiye benziyor! Seçimlerde ittifak yaptığınız Yeniden Refah Partisi’nin adı Refah Partisi’ne benzemiyor mu? Buna benzer onlarca parti olmasına rağmen, yargının tek uğraştığı parti biz olduğumuz için muhtemelen orayı görmüyor.”
Özdağ’ın yayınladığı protokol 100 yıllık inkarın vesikası
Bakırhan, geçtiğimiz günlerde Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ve CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu arasında 28 Mayıs seçimlerine dair yapılan protokol için, “Özdağ’ın paylaştığı belge, 100 yıllık ret ve inkar politikalarının vesikasıdır” dedi.
Bakırhan, konuya dair şu sözleri sarf etti:
“Biz halklarımıza inkar ve imha dayatılan bu güncel ve bir kağıt parçası olan vesikayı kabul etmediğimizi bir kez daha dile getirmek istiyoruz. Bu protokol aynı zamanda bir utanç kaydı olarak tarihe bir not olarak düşecektir. Ne halkta karşılığı var ne gerçekle bir bağı bulunmaktadır. Bu kirli ve ırkçı kağıt parçasını bir paçavra olarak gördüğümüzü halklarımızla paylaşmak istiyoruz.”
Başvurular 10 Aralık’a kadar
Bakırhan, kayyum sistemi ve yerel seçimler için ise “Kürtler yediği ayazı unutmazlar. İradesini yok sayan kayyum zihniyetine sandıkta tokadı vuran Kürt halkı, bu irade gaspını kapalı kapılar ardında devam ettiren ve bu konuda bir çalışma yürütenlere de gerekli dersi vereceğine eminim. HEDEP oldukça ırkçı hayaller gerçek olmayacaktır. Aday başvurularını almaya başladık. 10 Aralık’a kadar başvurulara devam edeceğiz. Bu başvuruların yegâne mercii halkımız olacaktır. Halkımız kimi işaret ederse adaylarımız onlar olacaktır. Adaylarımızı demokratik ve katılımcı bir yöntemle kentin uzlaşısıyla belirleyeceğiz. Halklarımız, üyelerimiz, STK örgütlü toplumsal muhalefetin en geniş katılımıyla adaylarımızı belirleyeceğiz” ifadelerini kullandı.
HEDEP Gençlik Kongresi’nin 24 Aralıkta yapılacağını hatırlatan Bakırhan, kongreye katılım çağrısı yaparak, “Gençlik Meclisimize dönük iktidarın baskısı her geçen gün devam ediyor. Gençlerin dinamizminden kararlı mücadelelerinden korkuyorlar. Hemen her gün siyasi operasyonlarıyla gençleri sindirmeye çalışıyorlar. 24 Aralık’ta da Gençlik Meclisimizin birinci gençlik kongresi var. Her türlü baskıya rağmen gençlik kongremizi güçlü bir şekilde yapacağımızı belirtmek istiyorum” dedi.
HABER MERKEZİ