HEDEP’in hafta sonu düzenlediği ‘Demokratik Yerel Yönetimler Konferansı’nın yayınlanan sonuç bildirgesinde, kayyum politikasına dair özeleştiri verilerek, demokratik bir Cumhuriyet için yerelden demokrasinin halkla birlikte örüleceği vurgulandı
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Yerel Yönetimler Kurulu’nun “Örgütlü toplumla demokratik yerel yönetimlere” başlığıyla Pazar günü düzenlediği “Demokratik Yerel Yönetimler Konferansı”nın sonuç bildirgesi paylaşıldı.
Kürtçe ve Türkçe olarak paylaşılan bildirge, Türkiye ve DAİŞ’in saldırıları sonucu Kuzey ve Doğu Suriye’de hayatını kaybeden kadın ve çocuklara atfedildi.
Mayıs ayında yapılan seçimlerin halkarlın istediği demokratik sonuçlar açısından istenileni vermediği belirtilen bildirgede, çoklu krizlerin tek elden ve merkezi yönetim sistemlerinden kaynaklandığı belirtilerek buna kariı yerelden ve yerinden yönetimlerin güçlendirileceği belirtildi.
Kayyum siyasetine vurgu
Türkiye’de iki kutba sıkıştırılmak istenen siyasetin 3’üncü yolla büyütülebileceği vurgulanan bildirgede, “31 Mart 2019 seçimleri bizler açısından yeni bir dönemi ifade ediyordu. 2016 yılında başlayan kayyım atamaları ile birlikte halkların kentleri, kimlikleri, kültürleri, dilleri topyekûn bir saldırı konseptine tabi tutulmuştu. Bu nedenle 2019 sonrasında belediyelerin yeniden kazanılması hem bizler açısından hem de halklarımız açısından ayrı bir önem taşımaktaydı” denilerek atanan kayyumlara yer verildi.
Halka karşı özeleşirel yaklaşım
Halk iradesinin gasp edilerek kayyum atandığı belirten bildirgede özeleştiri verilerek, “Halkların kazanımına yönelen bu saldırılar karşısında gerekli toplumsal refleksi örgütleyemedik. Kayyımların kentlerimizi talan eden uygulamalarına karşı yeteri düzeyde kamuoyu oluşturamadık. İktidar ortaklarının hepimize sirayet ettirmeye çalıştığı kanıksama halini bu dönem içerisinde de yaşadık” denilerek bu dönemde mücadelenin yükseltileceği vurgulandı.
İkinci 100 yılda mücadeleyi büyütmeliyiz
Toplumsal mücadeleye vurgu yapılan bildirgede, “Cumhuriyetin birinci yüzyılında sürekli hale gelen hukuksuzluklar ve bir halkı yok sayan uygulamalara karşın; Cumhuriyetin ikinci yüzyılını demokratik bir hale getirmek için toplumsal mücadeleyi büyütmek zorundayız” denildi.
Tecrit Türkiye halklarını nefessiz bıraktı
Bildirgede PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride de değinilerek, “Sayın Öcalan’ın ortaya koyduğu Demokratik Cumhuriyet fikri daha eşit ve özgür bir Türkiye’nin mümkün olduğunu ortaya koymaktadır. Sayın Öcalan şahsında sürdürülen İmralı tecridi, bugün tüm Türkiye halklarını nefessiz bırakan bir uygulamaya dönüşmüştür” denilerek tecridi kırmak için mücadelenin yükseltileceği vurgulandı.
HEP’ten HEDEP’e toplumsal belediyecilik
Toplumcu belediye anlayışına vurgu yapılan bildirgede, “HEP’ten HEDEP’e mücadele birikimimizin gücüyle, yerel demokrasiyi geliştiren ve yerinden yönetimi esas alan anlayışımız devam etmektedir. Demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü belediyecilik anlayışına dayanan kazanımlar bu dönemler içerisinde yaşam buldu. Bizlere düşen bugünden itibaren kazanımlarımızı büyütmek ve toplumun tüm alanlarında uygulanabilir kılacak mekanizmalar yaratmaktır” denildi.
Belediyeler halın evi olacak
2014 yılında hazırlanan “Çöktürme Planı’na değinilen metinde, bu planla birlikte belediyere kayyumlar atandığı belirtilerek, atanan kayyumların halkın kaynaklarını gasp ettiği vurgulandı. “Kayyımların kentlerde yarattıkları her türlü tahribatı ortadan kaldıracak ve halkın değerlerine yönelen her saldırıya karşı yeniden inşayı esas alacağız” denilen bildirgede, belediyelerin halkın evi haline getirileceği vurgulandı.
Eşbaşkanlık mor çizgimiz
Eşbaşkanlıktan vazgeçilmeyeceğinin altı çiziline bildirgede, “Geçmiş dönemde eş başkanlık, eşit temsiliyet ve fermuar sistemimizi tartışan, tartıştıran anlayışlarla karşılaşmaya başladık. İktidarın eş başkanlık sistemine suç isnat etmesi üzerine onlarca kadın seçilmişimiz gözaltına alındı, tutsak edildi. Kadın seçilmişlerimiz eş başkanlık sistemini savunmaktan bir adım geri atmadı. Bunca bedel ödenmişken, eril yaklaşımların yerel yönetimlerimize sirayet etmesine karşı her alanda mücadele edeceğiz. Adaylık süreçleri de dahil olmak üzere temel ilkemiz olan eş başkanlık, eşit temsiliyet ve fermuar sistemini uygulamayı sürdüreceğiz. Mor çizgimizden asla taviz vermeyeceğiz” denildi.
Tek alternatif yerel demokrasi
Demokratik bir Cumhuriyet için yerel demokrasinin güçlendirileceği vurgulanan metinde, “Her türlü iktidarcı biçime ve merkeziyetçi dayatmaya karşı toplumu koruyan ve farklılıkların eşit düzlemde katılımını sağlayan kurucu fikirdir. Yerel demokrasi Türkiye’nin yönetim mimarisinin demokratikleşmesi açısından gerçekçi tek alternatiftir” denildi.
Halklar yönetimlerde yer alacak
“Sistem partilerinin belediyeciliği nedeniyle en temel belediye hizmetlerini bile alamayan Türkiye halklarını, belediye hizmetlerinde karar alma ve uygulama sürecinin yerinden, açık, şeffaf ve halkın katılımıyla yapıldığı bir anlayışla buluşturarak halkı belediye yönetimlerine taşıyacağız” denilen bildirgede, “Muhatap ve ölçek fark etmeksizin halkı yönetimde belirleyici hale getiren; açık, şeffaf ve deklare edilmiş ortak mücadele zeminlerini gözeten; toplumcu belediyecilik anlayışını esas alan; hizmetleri eşitlik temelinde ayrımcılığa izin vermeden yoksulları ve dezavantaj grupları gözeten; engelsiz kentler yaratan; anadil başta olmak üzere ulusal ve inançsal farklılıkları tanıyan ilkelerimizi esas alacağız” denildi.
AKP-MHP ittifakını Kurdistan’da göndereceğiz
Bildirgede son olarak Demokratik Cumhuriyet için mücadele edileceği vurgulanarak şunlar dile getirildi: “Kürt halkının iradesini hiçe sayan kayyımları göndereceğiz. Kadın özgürlük mücadelesiyle kazanacağız. Çok sayıda yeni belediye kazanarak AKP-MHP ittifakını Kürdistan’dan göndereceğiz. Tüm Türkiye’de, halkın olduğu her yerde yönetime katılmasını sağlayacak ve Demokratik Yerel Yönetim anlayışını toplumla buluşturarak merkeziyetçi akla en güçlü cevabı vereceğiz. Önümüzdeki seçimler halkın evi olan belediyeleri halka iade etme, siyaseti toplumsallaştırma ve en yerelden başlayarak Demokratik Cumhuriyeti örme seçimleridir.”
ANKARA