AKP-MHP iktidarı, düne kadar lanetlediği Suriye rejimi ile anlaşarak Özerk Yönetimi tasfiye etmeyi amaçlıyor
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Yürütme Meclisi Eşbaşkan Yardımcısı Bedran Çiya Kurd, Şêxmeqsûd ve Eşrefiyê mahallelerine dönük ambargo ve kuşatmadaki son gelişmeler, Türkiye ve Suriye muhaberatı arasındaki görüşme trafiği üzerine ANF’ye konuştu.
* Şêxmeqsûd, Eşrefiyê ve Şehba’ya dönük ambargo ve kuşatmada son gelişmeler neler?
Şu anda büyük bir kriz olarak devam eden kuşatmanın etkileri, Qamişlo ve Hesekê’de de hissediliyor. Özerk Yönetim olarak krizin gelişmesi ve gerginliğin büyümesi taraftarı değiliz. Ancak rejim, bu siyasetiyle gerginliği ve tansiyonu yükseltiyor. Birkaç gündür gerek Şêxmeqsûd ve Eşrefiyê’deki durum, gerekse Qamişlo-Hesêkê’de yaşanan durumun çözülmesi için büyük çabalar olmasına rağmen maalesef rejimin yaklaşımında bir değişiklik yok. Aldığımız son bilgilere göre, rejim 4. Tümen’deki güçlerini arttırmış durumda. Rejim, ‘Benim dediğim olacak’ derse bu kendini kandırmadır. Bu, bizim bazı adımlar atmamıza yol açacaktır. Sorunun daha da büyümesine razı olmasak da farklı tutumları düşünüp konuşacağız. Yaşanacaklardan Suriye rejimi sorumludur.
Halkın iradesini kıramazlar
* Suriye rejimi ne yapmak istiyor?
Halep’in Şêxmeqsûd ve Eşrefiyê Mahallesi ile Şehba’da yaşayan yüzbinler, Suriye rejiminin son siyaseti olan ambargo ve kuşatma ile karşı karşıya. Bu tutum ve siyaset, oradaki halkımızın iradesinin kırılması ve teslim alınmasına dönüktür. Siyasetini ve amaçlarını dayatmak istiyor. Uzun yıllar boyunca bu siyaseti izleyen rejim, Suriye’deki sorunların çözümüne hiçbir fayda sağlamamıştır. Aksine sorunları daha derinleştirerek göçü artırmıştır. Bunun örneği Guta’da, Humus’ta görüldü. Şimdi de Şêxmeqsûd, Eşrefiyê ve Şehba’da aynı siyaseti yürütmek istiyor. Bu siyaset, büyük demografik değişime ve göçe neden oldu.
Bu anlamda rejimin düşündüğü gibi oradaki halkın iradesini kırması mümkün değildir. Özellikle Şêxmeqsûd ve Eşrefiyê halkı yıllardır tüm radikal gruplara karşı siyasi ve savunma mücadelesi yürüttü. O mahallelerde yüzlerce şehit verildi. Varlıklarını korudular ve korumaya da devam ediyorlar. Onun için hiçbir zaman bu tarz siyasetler halkımızın iradesini kıramaz. Halkımızın direnişi karşısında kazanamayacaktır. Tüm halk bileşenleriyle uzlaşması ve siyasetini yeniden gözden geçirmesi gereken rejim, bugün halen eski iktidarcı tekil zihniyetini sürdürüyor. Oradaki halkın özerkliğini ve iradesini tanımayarak ‘Hepiniz bizim gibi olacaksınız’ diyor. Tüm bölgelerde egemenliğini yeniden oluşturmak istiyor. Bu yanlış siyaset, Suriye’de daha derin ve büyük sorunlara yol açacaktır.
Son dönemlerde Arap ülkeleriyle bazı ilişkiler geliştiren rejim, eski durumuna dönebileceğini zannediyor. Suriye rejimi eğer bu şekilde düşünüyorsa kendini kandırıyor. Rejimin eski durumuna gelerek her yeri egemenliği altına alıp eski zihniyetiyle bu ülkeyi idare etmesi mümkün değildir. Ne Suriye halkı ne de bölge ve dünya ülkeleri bunu kabul ediyor.
‘Deraa ve Suveyda’da mevcut sorunları çözdüm’ çerçevesinde düşünen rejim Şêxmeqsûd, Eşrefiyê ve Şehba için de egemenlik oluşturmak istiyor. Rejim ne Suriye’nin güneyinde sorunları çözmüştür ne de bu şekilde Halep ve Şehba’da mevcut sorunları çözebilir.
* Bu kuşatma yeni gelişen bir durum değil. Ancak bu süreçte neden artırılmak istendi? Perde arkasında neler var?
Bu dönemde kuşatmayı artırmak ve yeni bir aşamaya taşımanın iki sebebi öne çıkartılabilir;
Birincisi Suriye rejimi öyle düşünüyor ki tüm dünya Ukrayna-Rusya savaşıyla uğraşıyor, herkesin ilgisi oradadır. Böylesi bir durumda baskısını oluşturarak teslimiyeti onlara farz kılarak bu mahallelere girebilmektir. Bu dönemi egemenliğini kurmak ve halkımızın iradesini kırmak için münasip gördü. İkincisi, öyle anlaşılıyor ki son dönemlerde Türk istihbaratı ve Şam rejimi arasında çokça görüşme yapılıyor. Bu görüşmeler şüphesiz yeni değil. Bir süredir iki rejimin birbirine yaklaşma çabaları var. Şam ve Ankara rejiminin ortak anlaşacağı nokta Özerk Yönetim projesi ile Kuzey ve Doğu Suriye halkının iradesine karşıdır. Türkiye’nin şu anda başlıca isteği halkımızın varlığı ve Demokratik Özerk Yönetimin imhasıdır. Bunun için sürekli görüşme ve tartışma yürütüyor. Bu büyük endişeler yaratıyor.
Efrîn, Serêkaniyê ve Girê Spî’de yine Suriye’nin diğer bölgelerinde yapılanlar göz önünde. Eğer Şam rejimi ittifak yaparsa Türk devletinin bu ihlallerini görmediği ve kulak ardı ettiği anlamına gelir. Türkiye ve destekli grupların Suriye’de yaptıklarına dâhil olur. Bugün iktidar çıkarları için halkımıza karşı ortaklaşıyorlar. Biz bunun başta bölgemizde yaşayanlar olmak üzere Suriye halkları için büyük tehlikeler oluşturuyor.
Suriye tehlikeli oynuyor
* MİT ve Suriye istihbaratı arasındaki görüşmeler konusunda size gelen bilgiler var mı?
MİT ve Suriye istihbaratı arasındaki görüşmeler bir süredir gündemde. Takip ettiğimiz kadarıyla bu görüşmeler gerçektir. Bazı ortak çalışmaları var. Hatta Türk istihbarat yetkilileriyle hiçbir zaman iletişimleri kopmamıştır. Her daim ilişkileri vardır ancak bu son dönemlerde bu istihbarat ilişkileri siyasi ve diplomatik ilişkiler aşamasına getirilmek isteniyor. Bu şekilde bir çalışma yürütülüyor. Bilindiği kadarıyla Rusya buna arabuluculuk ediyor. Şam rejiminin siyasi ve diplomatik kuşatmadan çıkartmak amacıyla Arap ülkeleriyle ilişkilerini iyileştirmek ve Türkiye’yle istihbarat ilişkilerini siyasi ilişkiye dönüştürmek için böyle bir durum gelişiyor.
* AKP-MHP iktidarının Rojava Özerk Yönetimini yıkma şartıyla Şam hükümetiyle görüşmelerin başlayabileceğini söylendi. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?
AKP-MHP iktidarının Rojava’ya dönük planları nettir. Özerk Yönetim ve bölgelerimizin tasfiyesine dönük çalışmaktalar. Şimdiye kadar da bu başlıca planlarıdır. Destek almak için de Şam, NATO ülkeleri, Rusya olsun herkesle bağlantı kuruyorlar. Yeni saldırılar için zemin oluşturmak istiyor. Bunun içinde bu yıl içerisinde Kürt düşmanlığını yapmak için ellerinden geleni yapacaktır.
Herkesin takip ettiği gibi Kuzey ve Doğu Suriye bölgelerine dönük saldırılar hiçbir zaman durmamıştır. Droneler olsun, havanlar olsun her gün saldırılar oluyor ve siviller katlediliyor.
İradesiz kalmamız mümkün değil
* Kuşatma öncesinde Rojava ve Şam arasında görüşmeler var mıydı? Sonrasında görüşmeler oldu mu?
Bir süredir Özerk Yönetim ve Şam arasında hiçbir görüşme olmamıştır. Halep ve Şehba’ya bağlı olarak Qamişlo ve Hesekê’de gelişen durumlarda güvenlik güçlerimiz ve Rusya tarafından sorunun çözülmesi için çabalar oldu. Ancak rejim tarafından şimdiye kadar hiçbir adım atılmamıştır. Kuşatmanın artırılmasıyla halkımızın iradesiz kılınmasını hiçbir zaman kabul etmeyiz. Bunun için istemediğimiz halde bazı tedbirler almak zorundayız.
* Kuzey ve Doğu Suriye’nin genelinde yaşanan saldırı kuşatma durumuna karşı ABD ve Rusya’nın tutumu nedir?
Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük genel bir ambargo ve kuşatma durumu var. Bölge ekonomik olarak daraltılmak, bölgedeki sorunlar derinleştirilmek isteniyor. Rejim tarafından sorunlar var. Yine Rusya’nın Til Koçer Sınır Kapısının açılmasına karşıtı yaklaşımı oldu. Aynı şekilde uluslararası koalisyon ve Amerika tarafından mevcut kuşatmaya ilişkin ciddi pratik bir çaba yok. Birçok kez bölgeyi Sezar ekonomik yaptırımlarından muaf tutacaklarını söylemelerine rağmen pratik bir gelişme yok.
Bu konuda değerlendireceğimiz bir şey yok. Kapılar kapalı ve her açıdan kuşatma durumu sürüyor. Amerika ve koalisyonun söylemlerini takip ediyoruz.
* Bölgeyi bekleyen tehlikeler neler?
Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük ekonomik kuşatma ve Türk devletinin saldırılarının tamamı bölgeyi kaosa sürükleyerek halkı QSD ve Özerk Yönetimle karşı karşıya getirmek istiyorlar. Bu şekilde Özerk Yönetimin birçok konuda geri adım atmasını istiyorlar. Bu durumun bu şekilde devam etmesi ve kriz ortamının oluşması durumunda bundan başlıca fayda görecek olan DAİŞ’tir. Herkes DAİŞ’in kendini nasıl yeniden örgütlediğini ve hortladığını görüyor. Bölgedeki sorunları fırsat görüyorlar. Bu konuda başta uluslararası koalisyon ve Rusya sorumludur. QSD ve Özerk Yönetim karşısı siyaset büyük sorun yaratır. Başta da DAİŞ’i yeniden hortlatır. Bunun için de herkes bu durumu böyle değerlendirip ele almalıdır.
HABER MERKEZİ