Kenan Kırkaya
HDP Milletvekili Erol Katırcıoğlu partisinin kurumsal kimliği ve politikasının dışına çıkarak yaptığı bazı açıklamalarla “Kürtlere güvenilmezcileri” tekrar harekete geçirdi. “Kürtler AKP ile anlaşacak” diye ağıt yakanı mı dersiniz, “Bu Kürtlere güvenilmez” diye göbek atanı mı…
Katırcıoğlu’nun sözleri partisinin içerisinde tartışılacaktır, son 5 yıldır Kürtlere kan kusturan bu rejimin “demokratikleşme, çözüm üretme” ihtimali var mı yok mu tartışılacaktır. Ama burada asıl mesele Katırcıoğlu’nun sözlerinden ziyade, bu sözler üzerinden tepinen çevrelerin tutumudur.
Bu kaçıncı “Kürtler AKP ile anlaşacak” teranesi? AKP’nin tek başına iktidarını kaybettiği 7 Haziran seçimlerinden önce de, 31 Mart seçimleri iptal edildikten sonra da, Kürtlerin desteği ile kazanılan tarihi İstanbul zaferinden önce de aynı şeyi söylediler. Hepsinde de Kürtler temel aktör olarak demokrasiden, barıştan ve özgürlükten yana tavır koydu. Ama her seferinde bu çok “muhalif ve kendine demokrat” kesimler Kürtleri “güven testine tabi” tutmayı kendine hak olarak görüyor. Onlara göre Kürt 7/24 kendini bu çevrelere kanıtlamak zorunda! Kürtlerin derdi şu veya bu parti ile ittifak kurmak, şu veya bu parti ile yol yürümek değil, demokrasiyi kalıcılaştırmaktır, kendi hak ve özgürlüklerine kavuşmaktır. O yüzden “Kürtler AKP ile anlaşacak” diyenlerin tamamı Kürtleri faşizmin önüne atanlardır. Kürtlere karşı her zaman AKP ile anlaşanlardır. 2015 yılından beri Kürtler bu iktidarın sopasını yiyor, katliamlara maruz kalıyor. Kürtlerin, AKP ile ittifak yapmasından kaygılanan çevreler ne yapıyor bu durum karşısında? Çoğu kez sınır ötesi operasyonlara destek veriyor, savaşı körüklüyor. “Anayasaya aykırı ama evet diyeceğiz” diyerek Kürt siyasetçilerin içeri tıkılmasına sebep oluyor. Kürtlerin kentleri yerle yeksan edildiğinde bu çevreler neredeydi? Rojava AKP eliyle çetelere peşkeş çekildiğinde neredeydiler? Hayır, sessiz değildiler. AKP ile yan yana kol kolaydılar! Kürt anasını görmesin diye palazlandırdıkları faşizm ülkeyi yaşanmaz hale getirdi, şimdi kendileri bile nefes alamıyor.
Düşünsenize; bu ülkeyi yaşanmaz hale getiren iktidar muhalefeti “Kürtlerle işbirliği” yapmakla suçluyor. Muhalif olduğunu söyleyip Kürtlere karşı iktidarla iş tutmakta beis görmeyenler “iktidarla işbirliği ihtimali” üzerinden Kürtleri sürekli teste tabii tutma hadsizliğinde bulunuyor. İstedikleri mutlak bir biat, varlığını kabul etmedikleri Kürdün kendilerine her şart ve koşul altında tabii olması.
Kürtler ne yapacağını iyi biliyor. Size rağmen 6 yıldır kesintisiz bir şekilde her türlü baskıya direniyor, size rağmen seçim sonuçlarını ve kaderini değiştiriyor. 7 Haziran’da iktidarını sarstıkları AKP’ye 31 Mart seçimlerinde hiç unutamayacağı ders verdiler, iktidara metropolleri kaybettirme acısı yaşattılar. Bırakın Kürtlerin nasıl siyaset yapacağını, nerede duracağını, kimle görüşüp görüşmeyeceğini, asıl siz ne yapacaksınız? Kürt’ün partisi kapatılırken nerede duruyorsunuz, Kürt sorununun çözümü için ne diyorsunuz? Var mı Kürt’ün derdine derman bir öneriniz, var mı bu ülkeyi bu faşizmden çıkaracak bir projeniz? Eğer yoksa susun, Kürtleri teste tabii tutma çiğliğine girmeyin.