HDP Olağan Kongresi öncesi düzenlenen konferansta konuşan Pervin Buldan, ‘İktidara, sisteme itirazı olan ezilen herkesin itirazı olacağız, onların taleplerinin sesi olacağız’ dedi
Halkların Demokratik Partisi (HDP) 3’üncü Büyük Konferansı “Daha güçlü HDP, Daha Güçlü Mücadele” şiarıyla Ankara’da gerçekleştirildi. 6 bölgede gerçekleştirilen bölge toplantıları ve konferanslarından çıkan sonuçlar, bugün başlayan ve iki gün sürecek olan büyük konferansta ele alınacak. HDP, büyük konferansından çıkacak sonuçları 23 Şubat tarihinde yapacağı 4’üncü Büyük Olağan Kongresi’ne taşıyacak.
Konferansın açılış konuşmasını yapan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, HDP eski Eş Genel başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş ile cezaevinde bulunan siyasi tutukluları selamladı. İki gün sürecek konferansta partinin yeni yol haritasını belirleyeceklerini söyleyen Buldan, eksikliklerini gözden geçireceklerini ve politik hatları belirleyeceklerini belirtti.
‘HDP, cesaret, umut ve kararlılıktır!’
Buldan’ın konuşmasının satır başları şöyle:
“HDP, cesaret, umut ve kararlılıktır! HDP halkımızın gözlerinde parlayan ışıktır. HDP, kimliklerin, inançların, dillerin varlık mücadelesidir. HDP kadınların özgür yaşam mücadelesidir, kadınların baharıdır! HDP gençlerin gelecek umudu ve cesaretidir. HDP aynı zamanda bir demokrasi okuludur. İşte bugün burada hem ülke sorunlarını tartışacağız hem de demokratik çözüm için hedeflerimizi belirleyeceğiz. HDP’nin fikriyatı, HDP’nin ilkeleri ve politikaları inanın ki yüzyılın halklar paradigmasıdır. HDP’yi bu denli önemli kılan; devrimci mücadele geleneğinden devraldığı büyük direniş mirası ve geleceğe dönük ortaya koyduğu büyük demokrasi iddiası, halkları buluşturduğu özgürlük ve eşitlik ütopyasıdır.”
‘Demokratik iktidar hedefi’
“Yetinmeci yaklaşmadık, yaklaşmayacağız. Sürekli daha büyük hedeflere yöneleceğiz. Daha büyük başarılara kilitleneceğiz. Demokratik iktidar süreci en önemli hedefimiz olarak önümüzde durmaktadır. Halkımızın, toplumun, ezilenlerin, kadınların, gençlerin bizden beklentisi büyüktür. Bunu görüyoruz. Bu beklentiye denk bir çalışmayı ve mücadeleyi örgütlemek, mücadeleyi ve demokratik siyaseti toplumsallaştırmak durumundayız.”
‘Tekçi bir sistem’
“Ayakta tutmaya çalıştıkları bu sistem; demokrasiyi, halk iradesini, hukuku, birlikte yaşam iradesini dışlayan bir sistemdir. Sadece ve sadece iktidarın kendi siyasal, ekonomik, rantsal çıkarlarını merkezine alan toplumsal sorunlara ve taleplere ise tümüyle kapalı tekçi talancı bir sistemi ülkeye ve topluma dayatmaktadırlar. AKP-MHP Saray iktidarının temel politikası, halkları ayrıştırma, kamplaştırma, çatıştırma böylece kendi iktidarlarını ayakta tutma üzerine kuruludur.”
‘Tecrit bir an önce kalkmalı’
“Son 10 yıla adaletsizlik, hukuksuzluk tecrit politikalarıyla yönetmeye çalışmaktadırlar. Bir kez daha ifade ediyoruz, Sayın Öcalan üzerindeki tecrit bir an önce kalkmalıdır. Tecrit bir insanlık suçudur Sayın Öcalan’ın tüm tutuklu ve hükümlüler gibi ailesi ve avukatları ile görüşme hakkı vardır. Türkiye halkları, Türkiye toplumu tecridi kabul etmemektedir, Tecridi tüm gücüyle yıkmaya çalışacaklardır.”
‘Tiyatrodan korkan bir iktidarın çöküşü yakındır’
“Demokrasi ve özgür gelecek idealiyle bir arada olan kim varsa, hangi halklar varsa, AKP-MHP iktidarı gidip, o birlikteliği parçalamaya, ayrıştırmaya, toplumlar arasında duvar örmeye çalışmaktadır. Bunun en son örneğini Sevgili Demirtaş’ın tiyatrosunda gördük. İktidarın sahipleri, tiyatroda bir araya gelen kadınların dayanışmasından korktu, ürktü ve hemen terörize etmeye çalıştı. İnanın ki tiyatrodan dahi korkan bir iktidarın çöküşü yakındır. Çok değil, iki, üç tiyatro daha sahnelensin bunlar tuz gibi dağılacak. Korkudan dolayıdır ki kadınlar bir araya geldiğinde bu birlikteliği bozmak için polis şiddeti dahil her yöntemi devreye sokmaktadırlar.”
Faşizme karşı birlik çağrısı
“Bu iktidar faşizmde ısrar ettiği sürece mazlum halklar, ezilenler, yoksullar, bir arada olmaya, birlikte mücadele vermeye devam edeceklerdir. Faşizmin karşısında tüm toplum demokratik birlik olmaya devam edecektir. Savaş politikaları karşısında halklar barış için birlik olmaya, barış etrafında kenetlenmeye devam edecektir. Kadınlara yaşam hakkı tanınmadığı sürece kadınlar yaşamın her alanında erkek iktidara karşı bir arada omuz omuza olmaya devam edecektir. Bu iktidar topluma dayattığı zulmün toplumsal karşılığını mutlaka ama mutlaka halktan görecektir ki görüyor da. Demokrasi ve adalet dağıtmayan bir iktidarı her halde toplum çiçeklerle, güllerle, alkışlarla karşılamayacaktır. Böyle bir iktidarın karşısında ancak ve ancak büyüyen demokratik toplumsal mücadele olacaktır! Bunun böyle bilinmesi gerekir.”
‘HDP olmadan barış zemini oluşturulamaz’
“7 Haziran’dan 31 Mart ve 23 Haziran’a uzanan süreç halkın değişim gücünü, değişim cesareti ve kararlılığını ortaya koyan en önemli tarihi süreçlerdir. O süreçten buyana tekçi iktidarın sahipleriyle halkların demokratik iradesi arasında kıyasıya bir mücadele yürümektedir. Bu mücadele bitmiş değildir. Hatta bu demokratik mücadele halklar acısından daha da büyüyecektir. HDP olmadan demokrasi kurulamaz. Demokratik iktidar oluşturulamaz. HDP olmadan barış zemini oluşturulamaz.”
‘Taleplerin sesi olacağız’
“Genişleyeceğiz. Büyüyeceğiz. Onlar bizi azaltmaya çalıştıkça biz daha fazla çoğalacağız. Herkesin elini tutacağız. Kapısını çalacağız. Kalbine dokunacağız. İktidara, sisteme itirazı olan ezilen herkesin itirazı olacağız, onların taleplerinin sesi olacağız. Barış isteyen herkesin barışa giden yolu olacağız. HDP olduğu sürece hiç kimse kendisini yalnız ve güvensiz hissetmeyecek. Ayrıştırılmak, aralarına nefret tohumları ekilmek istenen halklar arasındaki en güçlü köprü biz olacağız. Yeni yaşam olacağız. Doğan güneş gibi biz de yaratılmak istenen karanlığı aydınlatan ışık olacağız. Mücadele tarihimiz büyük başarılarla doludur. Şimdi bu zincire yeni başarılar eklemenin tam zamanıdır. Buna inancımız da var, cesaretimiz de var, kararlılığımız da var. Hep birlikte, umutla, cesaretle başarmaya diyoruz. Ve mutlaka başaracağız! Mutlaka Kazanacağız. Hızır hepimizin yardımcısı ve yoldaşı olsun. Sizleri büyük başarı dileklerimle saygı ve sevgiyle selamlıyorum.”
‘Büyük konferans hazırlıkları başladı’
Ardından konuşan HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, konuşmasına HDP’nin önceki Eş Genel Başkanları Fatma Gök, Yavuz Önen, Sebahat Tuncel, Ertuğrul Kürkçü, Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ı selamlayarak başladı. Konferans sürecinin uzun bir süredir devam ettiğini kaydeden Temelli, “Hatırlayacağınız üzere geçtiğimiz Ağustos ayında Birinci Örgütlenme Konferansımızı gerçekleştirdik. O konferansa giderken de yine yoğun bir çaba ve emek ortaya koyduk. O günden sonra büyük konferans hazırlıklarımız başladı. Bugün burada bir aradayız. Bugün burada hem geçmişimizi değerlendireceğiz hem de geleceğin yol haritasını yapacağız” diye konuştu.
Temelli’nin konuşmasının satır başları şöyle:
“AKP iktidarı bu yeni dünya düzeninin ya da yeniden oluşturulacak düzenin en büyük gönüllüsü. Çünkü bu zihniyetin aslında Türkiye’de üretilmesinden başka bir şey değildir. Neoliberal sistemin bir aracıdır, payandasıdır. Öyle de olmuştur, halklara sömürüden, şiddetten, yıkımdan, savaştan başka bir şey vermeyen bir iktidardır AKP. Bugün karşı karşıya olduğumuz şey büyük yıkımdan başka bir şey değildir. Çözümsüzlükten beslenir, Kürt meselesinin çözümsüzlüğünden beslenir.
‘AKP yeni bir ittihatçı düzen peşinde’
“Nasıl ki dünya yeni bir düzen kurma peşindeyse AKP’de yeni bir ittihatçı düzen kurma peşindedir. Yeniden bir ittihatçı anlayışıyla Kürt düşmanıyla tıpkı 1910’lı yıllardaki gibi bugün Neo Osmanlıcı politikalarla yıkıma ve savaşa devam etmektedir. Bir Kürt düşmanlığı ve çözümsüzlük üzerinden kendi iktidarının bekasını sürdürmeye çalışmaktadır. Yegane politikaları savaş politikasıdır. Suriye’de Efrin’de başlayarak Gire Spî’de, Irak’ta Kürt Federe Devletine tahammülsüzlüğün son versiyonu pençe Harekatıdır. Bununla yetinmeyip bunu sürdürüyor. Şimdi Libya’da savaş politikalarından beslenmeye devam ediyor.”
‘Türkiye tecrit altında’
“AKP iktidarı, Tecrit sadece İmralı kara sularında yoktur, bütün Türkiye’dedir. Bütün Türkiye’yi tecrit altına almıştır. İmralı’da sayın Öcalan’a uygulanan tecrit demokratik çözümün önünü tıkayan bir tecrittir. Demokratik çözümün önünü tıkamak bu iktidar için elzemdir. Çünkü bu tıkanma sayesinde otoriter rejimini var edebilme ve ayakta tutabilmektedir. Cezaevlerine baktığımız da bu zorba sistemi görmek mümkündür. Bugün cezaevlerinde işkence vardır, insan hakları ihlalleri vardır. Elif Kısa cezaevindedir. Anneler, çocukları cezaevindedir. Masum insanlar cezaevindedir. Hasta tutuklular, masum insanlar cezaevindedir. Cezaevi sorunu Türkiye sorunudur cezaevi fotoğrafı bugün Türkiye’yi en iyi anlatan fotoğraftır.”
‘FETÖ’nün siyasi ayağı bu siyasi iktidardır’
“Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi dediğimiz otoriter bir rejimin icraatlarından başka bir şey değildir. Bu icraatları yaptıkça meşruiyetini kaybetmiş olan bu iktidar gerçek gündemi kaçırmaya çalışmaktadır. Kaçamayacaksınız! İki elimiz yakanızdadır. Her ne kadar çıkıp FETÖ’nün siyasi ayağını aramaktaysanız da size söyleyeyim: FETÖ’nün siyasi ayağı bu siyasi iktidardır. Çünkü FETÖ ne yapıyorsa siz bugün aynısını yapıyorsunuz. Dün FETÖ ile birlikte yapıyordunuz, bugün Cumhur İttifakı dediğiniz küçük ortağınızla yapıyorsunuz. Savaştan besleniyorsunuz. Doğa talanından besleniyorsunuz, ülkeye verdiğiniz tek şey çöküş içinde yıkımdır.”
Demokrasi ittifakı çağrısı
“Mahallelerde, iş yerlerinde meclislerimizi yaratmalıyız hem kendimizi hem toplumun örgütlenmesine olanak tanımalıyız. HDK ile DTK ile birlikte bu zeminden hareketle bir siyasi parti bir mücadele partisi olarak örgütlülüğümüzü tabana yaymalıyız. Stratejilerimiz ancak böyle bir örgütlülük üzerinde şekillendiği sürece anlam taşır. 31 Mart stratejimizin başarısı da bu fikriyattır. Nasıl ki 31 Mart’ta bir başarıya hep birlikte imza attık şimdi ortaya koyacağımız stratejilerle çok daha büyük başarılara imza atacağız. İşte o yüzden tam da bu fikriyatın bize ışık tuttuğu yerden demokrasi ittifakı çağrısı yapıyoruz.”
‘Erken seçim çağrısı yapıp kenara çekilmemeliyiz’
“Müzakereci anlayışımızla katılımcı demokrasi anlayışımızla yan yana gelerek büyüterek faşizme karşı mücadele etmek ve bu iktidarı değiştirmek istiyoruz. Yeni bir iktidar var etmek istiyoruz söz yetki kararın halkta olduğu bir iktidar var etmek istiyoruz. Erken seçim çağrısı yaptık. Erken seçim çağrısı yapıp kenara çekilmemeliyiz. Her şeyden önce bütün toplumu beli bir mutabakat zemininde buluşturmalıyız. Yerel demokrasi odaklı bir parlamenter sistemin nasıl hayata geçeceği konusunda tartışmalıyız. Eşit yurttaşlık temelinde bir demokratik anayasayı nasıl var edebiliriz, tartışmalıyız.”
‘Demokratik cumhuriyeti inşa etmeliyiz’
Radikal demokrasinin en önemli ayaklarından biri ekoloji mücadelesini yükseltmeliyiz. Doğa kurtulmadan yaşam kurtulamaz. Tüm bu mücadelelerle demokratik cumhuriyeti hep birlikte inşa etmeliyiz. Bunun yolunu bulmalı aramalıyız. Toplumu örgütlemek bu yüzden önemlidir bunu başarırsak iktidarı değiştirebileceğimize inanıyorum. Bu anlayışımızla 3’üncü yol anlayışımla erken seçim sürecini örmeliyiz. Bu çerçevede konferansamızın önemli bir sürece tanıklık edeceğini ve bu süreçten önemli sonuçlar çıkaracağını, geçmişi bu çerçeve de ele alıp değerlendireceğini ama önümüzdeki dönemin yol haritasını da çok sağlıklı bir şekilde var edeceğine de inanıyorum. Bu inançla bir kez daha hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.”
HDP 3. Büyük Konferansı’nın ilk günkü oturumları sona erdi
HDP, 23 Şubat’ta gerçekleştireceği 4’üncü Olağan Kongresi’nde yol haritasını belirleyecek. HDP bileşenlerinin katıldığı toplantıda bugün HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Sezai Temelli’nin ardından toplantı basına kapalı devam etti.
HDP fikriyatı, Demokratik Cumhuriyet ve demokrasi ittifakının tartışıldığı toplantıda Ortadoğu ve dünyadaki siyasal gelişmeler de değerlendirildi. HDP’nin 3’üncü yol siyasetinin toplumsallaştırılmasına dair birçok tartışma yürütüldü. Siyasal süreç değerlendirilmesi ardından Kadın ve Gençlik konferanslarının bilgilendirmesi ve bölge toplantılarının sonuçları da konferansta aktarıldı. Bugünkü oturumları sona eren konferansta yarın “Yerel Siyasete Yönelim, HDP Fikriyatına Yönelişler, Demokrasi Cephesini/İttifakını Büyütme, Paradigmanın Toplumsallaşması” tartışmaları sonrasında karar tasarıları görüşülecek.
ANKARA