HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in tutukluluğunun sürdürülmesinin siyasi süreçle bağlantılı olduğunu ifade eden Av. Cemile Turhallı Balsak, “HDP’li vekiller, özel yargılamaya tabi tutuluyor” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili ve Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven, Türkiye’nin Efrin’e yönelik operasyonuna gösterdiği tepki ve yaptığı açıklamalar ile DTK faaliyetleri nedeniyle 22 Ocak’ta gözaltına alınmış ve 31 Ocak tarihinde Diyarbakır 9. Ağır Mahkemesi tarafından tutuklanmıştı.
Güven’in 24 Haziran’da milletvekili olarak seçilmesi ardından avukatlarının başvurusu üzerine dosyayı inceleyen Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesi, “mevcut deliller ve tutukluluk süresini” göz önünde bulundurarak tahliye kararı vermiş; ancak savcı tarafından karara itiraz edilmişti. İtirazı değerlendiren Diyarbakır 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi, Güven’in tahliye edilmeden yeniden tutuklanmasına karar verdi.
Mahkeme, 24 Haziran sonrasında görülen duruşmada, Güven’in tutukluluk halinin devamına karar verdi. Güven’in yargılamasını, avukat Cemile Turhallı Balsak değerlendirdi.
‘Hukuk skandalı’
Balsak, tahliye kararına yapılan itiraz ve verilen tutuklama kararı arasındaki sürede yaşananları “hukuk skandalı” olarak yorumladı. Güven hakkında suç sayılan DTK faaliyetlerini anımsatan Balsak, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında tutuklu kalmadığını ve Güven’in DTK faaliyetlerinin de suç olmadığını kaydetti.
‘Hukuksuz bir yargılama’
24 Haziran seçimlerinin ardından Güven hakkında 11 Temmuz’da görülen 2’nci duruşmada mahkeme heyetinde yaşanan değişikliğe dikkat çeken Balsak, “Heyet başkanı duruşmada yoktu. Eski heyetten sadece bir hakim vardı. Hakimlerden biri 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nden gelen ve İdris Baluken’in tahliye edilmesi ardından hakkında tutuklama kararı veren hakimdi. Dosyanın mahkeme açısından bir anlamı yoktu. Kendi kararını hiçe sayarak, tutukluğu yönünde karar verdi. Hukuk açısından izahı olmayan bir yargılama” dedi.
‘Mahkemeler, AYM yokmuş gibi kararlar veriyor’
Balsak, mahkeme heyetinin Anayasa’nın 14. maddesine bağlı tutukluluk halinin devamında karar verdiğini ifade etti. Kişinin milletvekili seçilmesi halinde Anayasa Mahkemesi (AYM), uluslararası mahkemeler ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) aldığı emsal kararlar olduğunun altını çizen Balsak, “Özel Yetkili Mahkemelerin olduğu 2011 yılında, cemaat mahkemelerin cezaevinde bulunan ve milletvekili seçilenler hakkında tahliye kararı verilmesine karşı direndiler. AYM’nin kişilerin lehine karar vermesiyle kriz çözüldü. O dönem, AYM kararları yoktu; ancak bugün emsal kararlar da var. Mahkemeler, AYM yokmuş gibi kararlar veriyor” ifadelerini kullandı.
‘Hukukla izahı yok’
Mahkemenin Güven hakkında verdiği kararların siyasi süreçle bağlantılı olduğunu ifade eden Balsak, şöyle devam etti: “Hukukla izahı yok. Çünkü emsal kararlar var. Uluslararası mahkemelerin de almış olduğu kararlar var. Karar siyasi konjonktürün baskısıyla anlatılabilir. HDP’li vekiller, özel yargılamaya tabi tutuluyor.
Kaynak: MA