Türkiye’nin Zap, Metîna ve Avaşîn bölgelerine yönelik saldırılarda özellikle sınırdaki köylerin hedef alındığına dikkat çeken HDP Milletvekili Sait Dede “Bu saldırılarla köyleri boşaltmaya, Kürdistan’ı bir savaş alanına çevirmeye ve bölgeyi tampon bölge yapmaya çalışıyorlar’ dedi
Zap, Metîna ve Avaşîn bölgelerine yönelik saldırılarını sürdüren Türkiye, Şırnak’tan Hakkari’ye uzanan sınır hattı boyunca da “askeri operasyon” adı altında köyleri kuşatma altına alıyor. Son olarak Hakkari’nin Yüksekova ilçesine bağlı Şîşemzîn, Xurekana Temo ve Xurekana Seyîda köyleri çevresinde bulunan Astenga Reş bölgesinde 26 Haziran askeri saldırı başlatan askerler, Şîşemzîn köyünü ablukaya alarak, köylüleri zorla operasyon bölgesine götürdü. Daha sonra gözaltına alınan köylüler, askerler tarafından işkenceye uğradı. Türkiye’nin her operasyon sonrası sivil halka yöneldiğini belirten Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Sait Dede, tek amacın bölgeyi sömürü altında tutmak olduğunu söyledi.
Topyekûn bir savaş politikası yürütülüyor
Cumhuriyet tarihi boyunca Kürtlere karşı imha, inkar ve soykırım politikasının uygulandığını dile getiren Dede, “Devlet son 6-7 yıldır Ortadoğu’da farklı politikalar yürütüyor ve bu kapsamda amaç Kürtleri tekrardan statüsüz bırakmak, Kürdistan’ı sömürü altına almaktır. A veya B Kürt’üne bir savaş yapılmıyor; bütün Kürt halkına karşı topyekûn bir savaş politikası yürütülüyor. Dolayısıyla bu yüzyılda Kürt halkının menfaatlerini düşünmeyen, tarihe ihanetçi olarak geçecektir. Başur (Güney) halkı da bölgede başlatılan operasyonlara ses çıkarmalıdır. Yapılan saldırıların amacı yeni yüzyılda Kürt topraklarını kendi himayesi altına almaktır. Bu nedenle de Kürtlerin asla ama asla işgalci ve Kürtleri yok etmeye çalışanlarla bir arada durmaması ve karşısında onurlu, dik bir şekilde durması gerekiyor” dedi.
PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin ağırlaştırılmasıyla Ortadoğu’da savaş, kriz ve kaos ortamının da derinleştirdiğine dikkat çeken Dede, “Ne zaman tecrit devreye girmişse, Kürtlere karşı baskı, soykırım, imha politikaları da arttı. Asıl mesele tecrittir. Sayın Öcalan, bütün halkları ve farklılıkları bir arada yaşayacak demokratik bir toplumun inşasının temel aktörüydü. Bu aktör ne zaman devre dışı bırakıldı, o zaman savaş daha fazla derinleşmeye başladı. Başur’da operasyonlar, Rojava’ya saldırılar, işgal hareketleri ile Türkiye siyasetinde Kürtlere yönelik siyasi, sosyal ve fiziksel olan baskılar birbirinden bağımsız değildir. Uygulanan baskılar bütün Kürt ve Kürdistan halkına karşıdır. Bugün bu uygulamanın yürütücüsü de AKP iktidarıdır” ifadelerini kullandı.
‘Sonuç alamayacaklar’
Bölgesel güçlerin Kürt halkının Ortadoğu’daki rolünü ve gücünü ortadan kaldırmaya dönük politikaları sürdürdüğünü dile getiren Dede, “Uygulanan politikalarla sonuç alamayacakları ortadadır. Çünkü AKP’den önceki hükümetler ve geçmiş bölge devletleri bunu defalarca denedi. Bu tür uygulamalarla Kürtleri sindirmeye çalıştılar. Ama Kürtler tarihten bu yana bu faşizan uygulamalara karşı hep direndi ve direnmeye devam ediyor” diye konuştu.
‘Köyler boşaltılmaya çalışıyor’
Hakkari’nin 3 farklı ülkeye sınır olan ve konumu açısından önemli bir yer olduğu vurgulayan Dede, Türkiye’nin ise bu bağı koparmak istediğini belirtti. Dede, şunları söyledi: “Özellikle sınır köylerine yönelik bir baskı, operasyon ve tutuklama konsepti uygulanıyor. Bu saldırılarla köyleri boşaltmaya, Kürdistan’ı bir savaş alanına çevirmeye ve bölgeyi tampon bölge yapmaya çalışıyorlar. Kürt halkı, iktidarın mutlaka ama mutlaka bu operasyonlardan sonuç alamayacağını iyi biliyor. Bu operasyonlar ve saldırılara karşı Kürt halkı boyun eğmeyecek. Tek çözüm Sayın Öcalan’la görüşülmesi ve müzakerelerin başlamasıdır.”
‘Operasyonlar çözüm değil’
AKP’nin baskı politikalarıyla iktidarını sürdüremeyeceğini söyleyen Dede, “Operasyonların çözüm olmadığı ve hiçbir getirisi olmadığı apaçık ortadadır. Tek yaptıkları, militarist ve şovenist kesimleri bu politikalarla yanında tutmaktır. Artık bu politikalarda tutmaz oldu. Çünkü insanlar aç ve adalet istiyor. İnsanlar artık kendi topraklarında kendi özleriyle barış içinde yaşamak istiyor” dedi.
‘Türkiye siyasetini belirleyen temel güç Kürtlerdir’
Yapılan operasyon ve baskılara karşı kimsenin umudunu kaybetmemesi gerektiğini dile getiren Dede, “Baskılar, operasyonlar ve saldırılar var ama bu saldırıların karşısında günden güne büyüyen bir kazanım var. Artık Ortadoğu’da Kürtler olmadan bir oyun, bir sahne kurulamıyor. Türkiye siyasetinde de bu böyledir. Aslında temelde yok etmek istedikleri bu roldür. Türkiye siyasetini belirleyen temel güç Kürtlerdir. Bu nedenle kimse umudunu kaybetmesin. Herkes bu saldırı ve işgal karşısında sesini daha gür çıkarmalıdır” çağrısı yaptı.
Kaynak: MA