HDP Milletvekili Meral Danış Beştaş PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan tecridin savaş kararına paralel olduğunu belirterek ‘İmralı Kürt Sorunu’nu çözmek konusunda en önemli meseledir’ dedi.
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven’in başlattığı ve ülkedeki bütün cezaevlerine yayılan açlık grevi eylemleri sonucunda PKK Lideri Abdullah Öcalan ile avukatları, 8 yıl aradan sonra 2 Mayıs’ta İmralı Adası’nda görüşme gerçekleştirdi. Başlayan bu görüşme ardından 22 Mayıs, 12 ve 18 Haziran’da üç ayrı görüşme daha gerçekleştirdi. Ancak 18 Haziran’da yapılan son görüşmeden sonra avukatların yaptığı bütün başvurular ya yanıtsız kaldı ya da Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün 2 Mayıs görüşmesi ardından “Kaldırıldı” denilen ve “5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun’nda” yer alan “Hükümlüler hakkında getirilen kısıtlamaları” gerekçe gösteriliyor.
‘Hukuksuzluk devam ediyor’
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş , İmralı Adası’nda yeniden devreye konulan ağırlaştırılmış tecrit ve yapılan görüş başvurularının reddedilmesine ilişkin Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendirmelerde bulundu. 18 Haziran’dan sonra İmralı Adası’nda ağırlaştırılmış tecrit uygulamasının yeniden devreye konulduğunu belirten Beştaş, “Yine görüşme sağlanamıyor, yine keyfiyet ortada, yine hukuksuzluk devrede. Görüşme başvurularının ret gerekçelerinin hiç birinin ceza mevzuatı ile alakası yok. Bunu yıllardır yaşıyoruz. Türkiye, 1999 yılından bu yana, siyasal konjektüre ve iktidarın siyasal amaçlarına göre bunu yaşıyor. Sayın Öcalan’a yönelik hukuksuzluk devam ediyor” dedi.
‘Görüşme hakkı hiçbir gerekçeyle ortadan kaldırılamaz’
Öcalan’ın ailesi ve avukatlarıyla görüşme hakkının olduğunu ve bu hakkın siyasal gerekçelerle ortadan kaldırılmayacağının altını çizen Beştaş, “İktidarın keyfiyeti ya da uluslararası dengelere göre hukuksuzluk devam ediyor. Siyasi bir etiğe uygun bir tutum ile karşı karşıya değiliz” diye belirtti.
‘Adalet Bakanlığı kendi başına karar alamıyor’
Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün İmralı Adası’ndaki görüş yasağına ilişkin 16 Mayıs’ta yaptığı “Görüşme yasağına ilişkin bu kararlar kaldırıldı ve görüşme imkanı getirildi” açıklamasını hatırlatan Beştaş, şunları söyledi: “Bu kendi kendileri reddetmektir, inkar etmektir. Bu ülkenin Adalet Bakanı meydanlara çıkarak, Sayın Öcalan’a yönelik yasak kaldırıldığını duyurdu. Bu açıklamayı yaptıktan sonra tekrar böyle bir gerekçeyle karşımıza çıkmaları, her şeyden önce kendi içlerindeki çelişkiyi ortaya koyuyor. Özgür olmadıklarını, kendi başlarına karar almadıkları gerçeğini ortaya koyuyor. Bakanın yaptığı açıklama ardından bugün ki durumu nereye koyacağız.”
‘Barış talepleri gözardı edilemez’
Öcalan üzerindeki tecrit uygulamasının, Türkiye’nin temel sorunu olan Kürt sorununda çözüme dönmesi noktasında en önemli sorun olduğunu dile getiren Beştaş, “Biz on yıl önce de bugün de aynı şeyi söylüyoruz; siz Sayın Öcalan’ı bu şekilde teslim alamazsınız. Siz Sayın Öcalan’a yönelik tecrit politikalarıyla Kürt halkını da teslim alamazsınız. Türkiye halklarının barış taleplerini göz ardı edemezsiniz” diye konuştu.
Öcalan’ın 22 Mayıs’ta işaret ettiği 30-40 günlük süreyi hatırlatan Beştaş, siyasi çıkar gayesiyle tecridin uygulanmasının hiç bir izahı olmadığını söyledi.
‘Bundan sonra kimse tecridi kabul etmeyecek’
Tecrit uygulamasını kabul etmeyeceklerini vurgulayan Beştaş, “İmralı Adası herhangi bir hapishane olmadığı gibi uygulanan tecrit herhangi birine karşı uygulanmıyor. Milyonlarca insanının irademdir dediği bir şahsiyetten söz ediyoruz. Tecrit kararı tamamen savaş kararına paralel bir karardır. Çözümsüzlük politikalarının yansımasından biridir. Tecride karşı 200 gün boyunca nasıl bir direniş sürdürüldüyse, bundan sonra da kimse bu tecridi kabul etmeyecektir” ifadelerini kullandı.
Hükümetin gerilim siyasetiyle Türkiye’de demokrasiyi sağlayamayacağını ifade eden Beştaş, “Kürt halkının barış ve demokrasi ısrarını görmezden gelemezler. Uluslararası alanda Türkiye’nin tıkandığı ve kaybettiği en temel mesele budur. Bunu çözebilecek bir kişi var o da Sayın Öcalan’dır. Bu nedenle bir an önce tecrit kaldırılmalıdır. Bir an önce bu hukuksuzluktan vazgeçilmelidir” çağrısında bulundu.