AKP’nin getirdiği “Yargı paketine” şerh düşen HDP, ihtiyaç olanın anti demokratik düzenlemelerin sonlandırılması, Terörle Mücadele Kanunu’nun kaldırılması ve mevcut yasaların revize edilmesi gerektiğini kaydetti.
Halkların Demokratik Partisi (HDP), AKP’nin Meclis’e getirdiği “Yargı Reform Paketi”ne şerhi düştü. 39 maddelik “Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”ne şerh düşen HDP, paketin Türkiye yargı sistemindeki sorunları ve adaletsizlikleri gidermekten ziyade demokrasi ve hukuk devletinden ne denli uzaklaşıldığının itirafı niteliğinde olduğunu kaydetti.
‘Ben yaptım oldu anlayışıyla hazırlandı’
Paketin hazırlanış aşamasında muhalefetin ve sivil toplumun dahil edilmediğinin eleştirisinin yapıldığı şerhte, paketin “ben yaptım oldu” bakış açısıyla yapıldığına vurgu yapıldı. Paketin ihtiyaçlara karşılık olmadığının belirtildiği şerhte, ihtiyaç olanın anti demokratik düzenlemelerin sonlandırılması, Terörle Mücadele Kanunu’nun (TMK) kaldırılması ve mevcut yasaların revize edilmesi olduğu belirtildi.
‘Dondurma mı meyve mi?
Yargı paketi ile ilgili özensizliklerin, siyasi usul, içerik ve yasama tekniği başlıklarıyla ele alınması gerektiğinin ifade edildiği şerhte, siyasi usul bakımından teklifin iktidarın “tüm partilerle müzakere edilerek” şeklindeki açıklamasına karşın, parlamentonun 3’üncü büyük partisi HDP’nin sürece dahil edilmediği belirtildi. Teklifin içerik bakımından ise 2 yıllık bir OHAL “enkazı” altında kalmış bir ülkenin ihtiyaçlarına hiçbir surette karşılık olmayan düzenlemeler içerdiğinin altı çizildi. Yasama tekniği bakımından ise teklifin komisyon görüşmelerinde konuşmacıların dinlenmediği, kısıtlandığı ve 39 maddeni 24 saat içerisinde görüşüldüğün dikkat çekilerek, “ Komisyon divanının komisyon üyelerine ortak bir karar için ya da fikirlerini almak için sorduğu tek şey ise müzakerelerin ilerleyen saatleriyle gelen yorgunluğu gidermek için ‘dondurma mı, meyve mi’ istedikleri sorusu olmuştur” denildi.
‘HSK bağımsız olmalı’
Şerhte, Adalet Bakanı’nın kurul başkanlığını yaptığı, 13 üyesinden 6’sının partili cumhurbaşkanı tarafından seçilen Hakimler Savcılar Kurulu’nun (HSK) bağımsız ve tarafsız olmayacağı belirtildi. Şerhte şu öneride bulunuldu: “Başta kurulun tarafsız ve bağımsız olabilmesi, siyasi iktidarlardan ayrı karar verebilme niteliğini haiz olması son derece önemlidir. Yine kurulun bağımsız yapısının bir güvencesi olarak, atama ve disiplin işlemleri de siyasi iktidarlardan bağımsız bir biçimde gerçekleşmelidir.”
Avukatlara pasaport
Teklifin 1’inci maddesi, en az 15 yılını tamamlamış avukatlara “hususi” damgalı pasaport verilmesini öngörüyor. Şerhte pasaport hakkının iyi bir düzenleme olmasının yanı sıra kamu hizmeti sunan hekimler ve diğer meslek üyelerine bu hakkın tanınmamış olmasının kabul edilemez olduğu belirtildi.
KHK’lilere pasaport şartı: De-formasyon maddesi
KHK’lilere şartlı pasaport verilmesini düzenleyen maddenin yargının yürütmeye yedeklenmiş durumuna yasal zemin kazandırdığı eleştirisi yapıldı. Şerhte, “Çünkü Anayasa 23. Maddede açıkça belirtildiği üzere ‘Vatandaşın yurt dışına çıkma hürriyeti, vatandaşlık ödevi ya da ceza soruşturması veya kovuşturması sebebiyle sınırlanabilir.’, bunun dışında bir idari kararla pasaportlara tahdit uygulanmasının hukuki bir karşılığı yoktur. Bu anlamda, bu ‘reform’ maddesi, aynı anda hem Anayasa ihlali hem de kalıcı OHAL mahiyeti ile ‘re-formasyon’ değil ‘de-formasyon’ maddesidir” denildi.
Haber ve eleştiri: Adaletsiz uygulamaların itirafı
Teklif ile propaganda suçu ile ilgili düzenlemeye ise, “Haber verme sınırını aşmayan veya eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz” cümlesinin eklenmesinin reform olarak kabul edilemeyeceği belirtildi. Şerhte, yapılması gerekenin TMK’nın kaldırılması olduğu belirtilerek, “Anayasa 90. maddesi gayet açık olduğu halde hukuk uygulayıcı ve yürütücüleri bu ilkeye uymamaktadır. Yapılması gereken İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi (İHAS) ve İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi (İHAM) kararlarında ifade özgürlüğüne ilişkin belirlenmiş olan sınırlara uymaktır. Bu reform değil olsa olsa adaletsiz uygulamaların itirafı olur” ifadelerine yer verildi.
TMK kapsamındaki bütün suçlar olmalı
Bazı suçlarla ilgili istinafta kesinleşen beş yılın altındaki ceza kararlarına Yargıtay’da temyiz yolu açılması ile ilgili düzenleme ile ilgili, “TMK kapsamındaki bütün cezalara karşı temyiz yolunun açılması gerekmektedir. İstinaf ve temyiz dengesi sağlanmaya çalışılmış gibi görünse de istinaf incelemesini, Yargıtay’ın iş yükünü azaltan ara formül olarak lanse eden ve kovuşturma sürelerinin azaltılmasını hedeflediğini iddia eden siyasi yaklaşımla mevcut uygulamalar birbiri ile çelişmektedir” denildi.
Şerhte, adil yargılama ve uzun tutukluluk sürelerine ilişkin getirilen düzenlemelerin yetersiz olduğu belirtildi. Uzun tutuklulukların siyasi amcalarla kullanıldığının belirtildiği şerhte, HDP’nin eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş örneği verildi.
MA / Diren Yurtsever