HDP Eş Genel Başkanları, DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel ve Diyarbakır Belediyesi Eşbaşkanı Gülten Kışanak’a verilen cezaların Erdoğan’ın emriyle verildiğini belirterek, “Cezalar 2 Mart 1994 ve 4 Kasım 2016 darbelerinin devamıdır” dedi.
Halkların Demokratik Partisi Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Sezai Temelli, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında 2016 yılının Ekim ayında tutuklanan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Gültan Kışanak ve aynı yıl Kasım ayında tutuklanan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel’e verilen cezalara ilişkin yazılı açıklama yaptı.
“Tuncel ve Kışanak cezaları 2 Mart 94 ve 4 Kasım 2016 darbelerinin devamıdır” başlığı ile yapılan açıklama şöyle: “DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel ve Diyarbakır Belediyesi Eş Başkanı Gültan Kışanak, dün yargılandıkları Malatya 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde ağır hapis cezalarına çarptırıldı.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında Ekim 2016 tarihinde tutuklanan Tuncel ve Kışanak’ın yargılanmaları hukuksuzluklar ve usulsüzlüklerle doludur. Bu karar hukuki değil siyasidir, karar Saray’ın emri ile verilmiştir. Bu nedenle de verilen karar bizim açımızdan da vicdanlarda da yok hükmündedir.
Dün bu soruşturmayı başlatan ve iktidar tarafından ‘darbeci’ olmakla itham edilen, ‘yargıda komplo kurmakla’ suçlanan Cemaat ile var olan iktidarın Kürtlere yaklaşımı arasında herhangi bir fark olmadığı bu yargılama ile bir kez daha açığa çıkmıştır. Cemaat yargısının Kürtlere ve demokratik siyasete karşı başlattığı kumpaslar, iktidar yargısı tarafından aynen sürdürülmektedir.
İktidarın güdümünde olduğunu kanıtlayan yerel mahkeme bu kararla Tuncel ve Kışanak şahsında demokratik siyaseti cezalandırmıştır. Adına yargılama denilen bu garabet başından beri böyle kurgulanmış ve kurgulandığı gibi sonuçlandırılmıştır.
Bu zihniyet 100 yıllık Kürt inkarının dayandığı asayişçi, intikamcı uygulamaların devamıdır. Bu uygulamalar sadece Kürtlerle sınırlı kalmayarak bütün demokrasi güçlerini, farklı düşünen herkesi, tüm demokratik muhalefeti tehdit etmektedir. Cemaat’in Kürt siyasetine ve halkına karşı başlattığı saldırılar nasıl sadece Kürtlerle sınırlı kalmadı ve Türkiye’ye yönelik bir darbeye dönüştüyse, AKP de 20 Temmuz OHAL darbesiyle kendisinden farklı düşünen herkesi hedef almıştır.
31 Mart yerel seçim arifesinde verilen bu karar aynı zamanda bir siyasi mühendislik içermektedir. 31 Mart’ta tarihe karışacak olan kayyum zihniyeti bu kararla meşrulaştırılmaya, halk iradesinin gasp edilmesi halkalaştırılmaya çalışılmaktadır. Gültan Kışanak şahsında Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin hizmetleri; Sebahat Tuncel şahsında ise belediyecilikte çok önemli ve evrensel özellikler taşıyan gelişmelere imza atan Demokratik Bölgeler Partisi’nin faaliyetleri cezalandırılmaktadır. Karar bu açıdan 2009 seçimlerinden hemen sonra Cemaat ile AKP’nin ortaklaşa başlattığı ve adına ‘KCK operasyonları’ dedikleri hukuksuzluğun da sürdürülmesidir.
Ağır bedellerle demokrasi mücadelesi veren bizim için kesilen bu cezalar onur nişanesidir. Bu darbeci zihniyet bizleri, faaliyetlerimizi, kadın özgürlük ve eşitlik mücadelesini cezalandırabilir, ama dünyada hayranlık uyandıran mücadelemizi asla engelleyemez.
Bu iktidar cezalandırdıkça Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilen Selahattin Demirtaş örneğinde görüldüğü gibi, bizler büyüyeceğiz. Bu kararları alanlar ise, dün Kışanak’a Diyarbakır zindanında işkence edenler ve 2 Mart 1994 darbesinin mimarları gibi utançla anılacaklardır.” denildi
HABER MERKEZİ