HDP’den Diyarbakır’daki gözaltılara ilişkin yapılan açıklama yaptı. Açıklamada ‘yargıda reform tartışmalarının Diyarbakır’daki görünümü, savunmaya gözaltı olmuştur’ denildi
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Demokratik Toplum Kongresi’ne (DTK) yönelik yürütülen soruşturma kapsamından 32’si avukat 101 kişi hakkında gözaltı kararı alınmasına ilişkin Halkların Demokratik Partisi’nden (HDP) yazılı açıklama geldi.
Partinin Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Ümit Dede imzasıyla yapılan açıklamada, yürütülen soruşturma kapsamında evlerine yapılan baskınlarla aralarında Parti Meclisi (PM) üyeleri Berna Çelik’in de bulunduğu çok sayıda siyasetçi ve avukatın gözaltına alındığı belirtildi.
Sindirme politikası
Avukatlara ve savunma hakkına tahammülsüzlüğün; demokrasiye, hak ve özgürlüklere, eşitlik, barış ve kardeşlik değerlerine, bu değerlerin hukuk ve adalet zemininde savunulmasına dönük olduğunun altı çizilen açıklamada şunlar kaydedildi:
“Türkiye’de 2015 yılında başlayan ve bugüne kadar şiddetlenerek kalıcı hale getirilmek istenen AKP/MHP baskıcı rejiminde yüzlerce, binlerce HDP ve DTK çalışanları, üye ve yöneticileri gözaltına alınmış, tutuklanmış, AKP medyası tarafından uydurma haberler ile hedef gösterilmiştir. Partimize ve demokratik kurumlara yönelik başlatılan bu gözaltı furyasının hukukla açıklanabilir hiçbir yanı yoktur. Yaşanan bu gözaltılar, AKP/MHP iktidarının faşizan yöntemlerle HDP ve demokratik siyasetin temsilcisi olan diğer kurum ve kişilere yönelik uyguladığı sindirme politikasının bir ürünüdür.
İktidarlar öteden beri, baskıcı ve faşizan yöntemlerle savunma hakkına ve savunmanlara saldırmış; avukatların adalet talebini, hak ve özgürlükler savunusunu, kendi çıkarlarına ve varlıklarına yönelik bir tehdit olarak algılamıştır. Çünkü yargının, iktidar tarafından ele geçirilip, bir zor aygıtı olarak araçsallaştırıldığı bu süreçte; siyasi iktidar karşısında bağımsızlığını ve mesleki onurunu koruyabilmiş olan, hukuk ve adalet safında yer alan yegâne yargısal özne, avukatlardır. Avukatlara ve savunma hakkına tahammülsüzlük; demokrasiye, hak ve özgürlüklere, eşitlik, barış ve kardeşlik değerlerine, bu değerlerin hukuk ve adalet zemininde savunulmasına tahammülsüzlüktür. Adalet Bakanı Gül’ün ‘Adalet yerini bulsun, isterse kıyamet kopsun’ açıklaması ile başlayan yargıda reform tartışmalarının Diyarbakır’daki görünümü, savunmaya gözaltı olmuştur.
Adalet arayışçısı meslektaşlarımıza, siyasetçilere baskı ve zorla geri adım attırabileceklerini düşünenler kaybedeceklerdir; meslektaşlarımız, savunmaya yönelik saldırılara karşı dimdik durmaya devam edeceklerdir. Hukuksuzca gözaltına alınan avukat ve siyasetçiler bir an önce serbest bırakılmalıdır.
ANKARA