HDP, DTK, DBP ve HDK süren açlık grevi eylemleri ve tecridi protesto etmek amacıyla tutukluların yaşamlarına veda etmeleri gündemi ile basın toplantısı düzenledi
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Merkez Yürütme Kurulu (MYK), Diyarbakır’da olağanüstü toplandı. Eş Genel Başkanlar Sezai Temelli ve Pervin Buldan başkanlığında gerçekleştirilen toplantıya, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı Berdan Öztürk, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Mehmet Arslan ve Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit de katıldı. MYK toplantısı devam ederken, HDP, DTK, DBP ve HDP Eş Genel Başkanları ve Eş Sözcüsüleri, HDP Diyarbakır İl binasında 2019 Newroz kutlamaları, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit uygulaması ve buna karşı DTK Eş Başkanı Leyla Güven öncülüğünde başlatılan açlık grevi eylemlerine ilişkin ortak basın toplantısı düzenledi.
Toplantıda konuşan Buldan, “Olağanüstü bir toplantı gerçekleştirdik. Newroz sonuçlarını değerlendirmek, açlık grevlerinin geldiği kritik aşama, cezaevlerinde yaşanan ölümlere ilişkin uzun bir toplantı yaptık. Bunun sonuçlarını sizinle paylaşmak istedik” dedi.
‘Newroz’da verilen mesaj nettir’
HDP, HDK, DTK ve DBP’nin ortak açıklamasını okuyan Buldan, “Mutlaka kazanacağız, tecridi kıracağız” şiarıyla gerçekleştirilen Newroz kutlamaların ilişkin, “Newroz kutlamaları herhangi bir olumsuzluk yaşanmadan, büyük bir kitlesellikle gerçekleşti. Milyonlarca insan tüm baskılara, zulme ve engellemelere rağmen Diyarbakır, Van ve İstanbul başta olmak üzere il ve ilçelerimizde çok net mesajlar verdi” şeklinde konuştu.
Buldan, Newroz kutlamalarına ilişkin devamla şunları söyledi:
“* Kürt halkı başta olmak üzere bütün demokrasi güçleri iktidar tarafından yapılan hakaretlere ve ‘bu topraklarda yeriniz yok’ sözlerine cevap vermiştir. Buradayız, kararlıyız ve umutluyuz; demokrasi, özgürlük, adalet, eşitlik ve barış mücadelemizden vazgeçmiyoruz demiştir.
* AKP ve MHP faşizmine, tekçiliğine, inkar politikalarına boyun eğmedik ve eğmiyoruz demiştir. Kendi siyasi iradesine sahip çıkmış ve 31 Mart’ta kayyımları geldikleri yere göndereceğinin açık bir işaretini vermiştir.
* Tecridi ve yok sayma politikasını kabul etmediğini, etmeyeceğini ve kendini var eden değerlere bağlılığını yeniden yüksek sesle vurgulamıştır.
Bu nedenlerle Newroz kutlamalarında bütün ülkeye ve topluma umudu gösteren, mücadelede kararlılığını vurgulayan ve Newrozlaşan halkımıza şükranlarımızı bir kez daha sunuyoruz. Teşekkür ediyoruz.”
‘Hukuk dışı tecrit devam ediyor’
PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki sürdürülen tecrit ve açlık grevi eylemlerine dikkat çeken Buldan, şöyle konuştu: “İmralı’da Sayın Abdullah Öcalan’a yönelik 4 yıldır sürdürülen insanlık ve hukuk dışı ağırlaştırılmış ve mutlak tecridin kaldırılması talebiyle yapılan açlık grevlerinde Leyla Güven şahsında 139’uncu, cezaevlerinde ise 101’inci günü aşılmıştır. Bu tecrit 4 yıldır, yaklaşık 1460 gündür sürdürülmektedir. Bu tecrit var olan yasalara, Anayasa’ya ve Türkiye’nin imzalamış olduğu uluslararası demokratik sözleşmelere karşı hukuk dışı bir şekilde sürdürülmektedir. İnsani ve hukuki açılardan kabul edilemez bir durum yaşanmaktadır.
İktidar, Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı başta olmak üzere tüm yetkililer duymazdan ve bilmezden gelme tutumlarına devam etmektedir. Bu aymazlık ve umursamazlık insanların sabrını son derece zorlamaktadır. Son 10 gün içinde ne yazık ki cezaevlerinden 4 cenaze çıkmıştır. 4 tutsak tecridi protesto etmek için kendi yaşamına son vermiştir. Almanya’da ise bedenini ateşe veren bir kişi ne yazık ki kurtarılamamıştır.
‘Yaşamı savunarak mücadele edelim’
Tüm kurumlar olarak, bizler elbette ölümü değil yaşamı ve yaşatmayı savunuyoruz. Nedeni ne olursa olsun kendi yaşamına son vermeyi doğru bulmadığımızı bir kez daha ifade ediyoruz. Bütün mücadelemiz ve çabamız bir canın bile yitirilmemesi, sorunların çözülerek mutlak barışın sağlanmasıdır. Bu yüzden bu tarz eylemlerin devam etmemesi için herkese açık çağrımızı yapıyoruz. Gelin zulme karşı yaşamı savunarak mücadele edelim.”
‘Ölümlerin sorumlusu yetkililer’
Cezaevlerinde tecridi protesto etmek amacıyla yaşanan ölümlere işaret eden Buldan, “İktidarın cezaevinde yaşamını yitiren canların cenazeleri karşısındaki tutumu ise hem hukuk ve inanç hem de insani ve ahlaki açılardan kabul edilemezdir. Cenazelerin ailelerden kaçırılması, ailelerin onayı alınmadan ve defin hakkı gasp edilerek zorla defnedilmesi, dini vecibelerin yerine getirilmesinin engellenmesi büyük bir utanç konusudur. Acı olan ve şaşkınlıkla izlediğimiz odur ki, bazı bakanlar meydan meydan dolaşarak tarihin utanç sayfalarında yer alacak olan bu uygulamalardan övgü ile bahsedebilmektedir. Ne yaparsanız yapın sorumluluktan kaçamazsınız; devletin koruması altında yaşanan ölümlerin sorumlusu siz yetkililersiniz” diye konuştu.
Çağrı yapıyoruz, sessiz kalmayı
Kamuoyuna çağrıda bulunan Buldan, “Bugün bir kez daha tüm kamuoyuna, halka, demokrat ve vicdan sahibi tüm yurttaşlarımıza, sivil toplum örgütlerine, siyasi partilere, derneklere, sendikalara, meslek birliklerine çağrı yapıyoruz: Sessiz kalmayın, bu konuda bir tek kişinin bile canını ve sağlığını kaybetmemesi için çabalarımıza destek olun. Dayanışma gösterin. Bugün yaşananların yarın daha da olumsuz sonuçlara yol açmaması için sesinizi yükseltin. Bu süreci hep beraber, tüm toplumun ve halkın sahiplenmesi ile aşabiliriz. Hukuk ve insanlık değerleri açısından İmralı’da aile ve avukat görüşünün bir an önce yapılması gereklidir” ifadelerini kullandı.
İktidara seslenen Buldan, “Hukuki ve yasal hakların kullanılmasını engellemeyin, 4 yıldır süren mutlak ve ağırlaştırılmış tecridi sonlandırın” diye konuştu.
Toplantı ardından MYK toplantısına devam edildi.