Yeni, sancılı bir seçim arifesindeyiz. Seçimlerin adil ve eşitlikten yoksun olduğu herkes ve kesim tarafından dillendiriliyor. Oraya girmeyeceğim.
Türkiye’de çiftçiliği ortadan kaldıran, tarımı ve gıdayı şirketlerin kontrolüne veren politikalar son on yıllardır uygulanıyor. Bu yüzden çiftçiler mutsuz ve nefes alamaz halde. Seçimler arifesinde HDP bu duruma ne diyor, bakalım.
HDP’nin Tarım Bildirgesi’nin üst başlığı “Çiftçiler Nefes Alacak!”
BDDK; “2 milyon 721 bin çiftçi icralık durumda” diyor. Durum çok net. Çiftçinin önce bir nefes almaya ihtiyacı olduğu apaçık ortada.
HDP’nin vaatleri:
* Çiftçiye mazot, gübre, ilaç ve tohum desteği artırılacak. Çiftçiye ürün alım garantisi verilecek.
* AKP’nin uygulamadığı, “Milli gelirin en az yüzde 1’i oranında (36 milyar lira) çiftçiye destek” kanunu derhal uygulanacak.
* Tarımsal arazilerin konutlaşmasının ve sanayileşmesinin önlenmesi amacıyla Tarımsal SİT Alanları tesis edilecek.
* Sulama, tohumculuk, hayvan besiciliği teknolojilerinde dışa bağımlılık azaltılacak. Bu amaçlara uygun kooperatifleşme imkânları artırılacak.
* Yayla yasakları derhal kaldırılacak, köylere geri dönüşün koşulları oluşturulacak. Bu kapsamda çiftçilere canlı hayvan ve arazi desteği sağlanacak.
HDP’nin bu vaadleri çiftçiye nefes aldırır mı? Aldırır! Sorununu tümden çözmeye yeter mi! Yetmez! Çünkü çiftçinin bugüne değin ödenmemiş, 100 milyar liralık “destek” “alacağı” var. Çiftçiye verilmesi gereken bu destekler verilmediği, üretim girdilerinin sürekli arttığı, çiftçilerin ürettiği ürünün fiyatı düşük tutulduğu için çiftçiler icralık duruma geldi. Çiftçilerin borçlarının silinmesi halinde üretime devam edebilir. Tarım yasasının öngördüğü desteğin verilmesi halinde çiftçinin sorunu bir nebze çözülür. Türkiye tarımsal ürün bakımından ithalatçılıktan kurtulur. Kendine yeterliliği sağlar. Sonra ihracatçı konuma geçebilir.
HDP’nin tarım bildirgesindeki başlıklardan bir diğeri “İhracatçı konuma gelinecek” şeklinde. Bakalım.
* Tarımda kendine yeterlik sağlanarak, ihracatçı konuma getirilecek.
* Tarım işçilerinin tamamı iş yasası ve sosyal güvence kapsamına alınacak.
* Küçük çiftçilere su ve elektrik ücretsiz verilecek.
* GDO yasaklanacak.
* Et ve et ürünleri ithalatı yerine yerli üretim artırılacak.
* Köyler canlı birer yaşam ve üretim merkezi haline getirilecek.
* Kooperatifler Yasası geçimlik tarımdan yana olacak biçimde yeniden düzenlenecek.
* Küçük çiftçiler için üretim girdilerinden kullandıkları mazottan ve gübreden vergi alınmayacak.
* Tarım toprakları korunacak, amaç dışı kullanılamayacak, kirletilemeyecek.
* Mayınlı araziler temizlenerek geçimlik tarıma açılacak.
Bu başlıkta ele alınan konular üretimi hedeflemesi ve üretimden pazarlamaya zinciri oluşturacak kooperatifçiliği geçimlik üretim yapan çiftçiler için kurgulaması iyi yanları. GDO’ların yasaklanması halk sağlığı ve doğa sağlığı için çok önemli. Tarım arazilerin korunması vaadi geleceği sigortalamak, mayınlı arazilerin temizlenmesi ve geçimlik tarıma açılması düşüncesi yerinde. Bir başka iyi yanı harabeye dönmüş, leylek yuvalarına dönmüş köy evlerin yeniden şenlendirilmesini öngörmesi. Herkese sağlıklı ve erişilebilir gıda konusunda vaadinin olmaması ve kadın çiftçilere yönelik söz kurmaması eksiklik!
Bir başka başlık, “Mevsimlik tarım işçilerinin koşulları düzeltilecek” başlığı. Bu başlık altında;
* Mevsimlik tarım işçiliğini yasal statüye kavuşturacak, örgütlenme özgürlüğünün önünü açacağız. Mevsimlik işçilerin; ulaşım, barınma, beslenme, temiz su, tuvalet, ücret, çalışma saatleri, iş güvenliği, sağlık, sosyal güvence, çocukların eğitimi gibi haklarının işverenlerle işçiler arasındaki sözleşmelerle belirlenmesine imkân sağlayacağız.
* Evlere ve tarlalara takılan ön ödemeli sayaçları iptal edeceğiz. Tarlalara geçimlik tarım için gereken suyu ücretsiz vereceğiz.
* Tarım alanlarının, ormanların ve meraların sermaye projelerinde kullanılmasına izin vermeyeceğiz. Bu projeler için tahrip edilen orman alanlarını yapılaşmaya açmayacağız.
* Tarım alanlarını sit kapsamına alacak ve koruyacağız. Geçimlik/küçük çiftçiliği, hayvancılığı, arıcılığı destekleyeceğiz.
Kangrene dönmüş mevsimlik işçi sorununu ele alan tek parti olması HDP’yi farklı kılıyor. Savaşın tarımda ve ekolojide yarattığı tahribata yönelik görüş ve çözüm önerisinin olmaması ciddi bir eksiklik!
Evet, HDP’nin bildirgesinde eksik yok mu? Çok! Ancak artıları eksilerinden daha çok! HDP’nin Tarım Bildirgesi, AKP’nin tarımda uyguladığı “yılanın kuyruğunu yeme” politikasını onaracak vaadler içeriyor. Kangrene dönmüş, azap haline getirilmiş olan mevsimlik işçi sorununu ele alan tek parti olması haklar meselesine nasıl yaklaştığını göstermesi bakımından anlamlı ve öğretici.