“Bir diktatör sizinle bir medya savaşına girerse, savaş alanına en güçlü adamlarını göndermez.”
(Joris Luyendijk)
Bütünüyle “şahsımın bekası” üzerine oluşmuş Saray stratejisi bir sloganda özetlenebilir: “Hiç düşmeyecekmiş gibi ihale işlerine; yarın düşecekmiş gibi seçim işlerine çalış”. İhale işleri herkesin malumu iken seçim işleri, birkaç cephede birden oldukça sofistike taktiklerle kesintisiz yürütülüyor. Taktiklerden biri, muhalif bir blok oluşumu “tehlikesine” karşı sürekli yeni toplumsal kutuplaşmalar üreterek muhalefeti parçalı ve yönetilebilir ölçekte tutmak ise bir diğeri de bizzat muhalefet partilerini bölmeye yönelik faaliyetler. Sabah yazarı Mahmut Övür’e, belli ki bu çerçevede bir talimat gelmiş. O da derhal yazmış, “Selahattin Demirtaş parti kuracak” diye.
Bu başlığın bir olguyu okura iletmekten çok bir niyet beyanı olduğu anlaşılıyor. O nedenle ne HDP ne de Demirtaş tarafından muhatap alınmayı hak etmiyor. Ama Mahmut Bey’in “müthiş enerji birikmiş durumda” tasviriyle süslediği “HDP içindeki fay hatları” listesi, aslında Saray’ın HDP’ye yönelik saldırılarında bundan sonraki hamlelerin nereden geleceğini ifşa etmesi açısından kayda değer.
Mahmut Bey’e öncelikle Kandil, Öcalan ve Demirtaş üçlüsü arasında “gerilim”den bahsetmesi emredilmiş. Sonra, KDP ile PKK arasında bir gerilim söylenmiş. Bir de “derin bir tartışma konusu” olarak “PKK’nin bir ABD aparatı olması” diye bir laf etmiş. Bu “derin gerilimlerin” açılımları konusunda kendisine pek bir bilgi verilmemiş olsa gerek, öyledir diye ortaya atıp geçmiş.
Mahmut Bey, içeriklerini anlamadığı bu “gerilim başlıklarının” HDP içine yansıdığı konusunda ise iddialı. Ayrıca “Türk solu aktörleri” milletvekili ve yönetici oluyorlarmış. Bu, HDP içinde “paralel bir gerilim” olup Demirtaş’ın cezaevinden siyasi mesajlar vermesi de ayrı bir gerilim imiş. Bildiği Türk partilerinin aksine HDP’nin ırk temelinde değil parti programı temelinde bir araya gelmiş yurttaşlardan oluştuğunu algılaması Mahmut Bey’den elbette beklenemez. HDP bir Kürt partisi; o halde Kürt olmayanları içermesi bir “gerilim” alameti. Kafa bu kadarına işliyor. Demirtaş’ın ise üç yıldır hapsedilmiş olmasına rağmen, bir muhalif ittifakın kurucu ilkeleri üzerine ortaya attığı tartışma başlıklarıyla HDP ve ülke siyasetine katkıda bulunuyor olması belli ki Mahmut Bey’in efendilerini ziyadesiyle rahatsız etmiş.
Mahmut Bey Demirtaş’ın yazdığı metinlerde ortaya attığı tartışma başlıklarından hiç söz etmiyor. Bunun yerine, “sol partilere ve sol medyaya” yakın olduğu ve “en önemli siyasi hedefi”nin Erdoğan karşıtlığı olduğu gibi kendisine iletilmiş iddiaları kanıt göstererek Demirtaş’ın parti kuracağı sonucuna varıyor. Bu çıkarsamayı yazısına başlık yaptığı yetmiyor; sonunda da, “Diyarbakır Anaları”nda çok enerji olduğunu söylüyor.
Mahmut Bey ve efendilerinin ortak eseri olan bu tutarsız bulamacı bu köşede ele almanın iki nedeni var. Birincisi, yukarıda değinildiği üzere, Saray’dan HDP’ye bundan sonra yönelecek saldırıların başlıca hamleleri, belli ki Mahmut Bey’in listelediği maddeler üzerinden biçimlenecek. Saray’ın seçmen kitlesinin erimeyi sürdürdüğü ve HDP seçmeninin Türkiye siyasetindeki belirleyici rolünün her geçen gün daha da belirgin nitelik kazandığı koşullarda, Mahmut Bey gibilerin çoğaldığına tanık olacağız. Onların yetersiz kaldığı durumda ise Saray’ın dizginleri ele alıp belirledikleri bu “fay hatları” üzerinden HDP’yi bölmek için yoğun bir mücadele içine gireceği anlaşılıyor.
İkinci neden ise Mahmut Bey’in bu yazısı ile siyaset teorisine yapmış olduğu katkı. Mesnetsiz ve tutarsız gibi görünen “tezlerinin” dijitalleşme kavramı çerçevesinde kazandığı yüksek anlamı idrak etmek öyle herkesin harcı değil. Demirtaş’ın parti kurma niyetini anlamak için öncelikle “dijitalleşme” meselesine ve bunun siyasete olan derin etkilerine Mahmut Bey derecesinde vakıf olmak gerekiyor. Dijitalleşiyor da ne oluyor? Şu oluyor: “Klasik partilerde derin sancılar yaşanıyor. Hele Türkiye’de bu çok daha derin yaşanıyor.” Anladınız mı şimdi? Anlamadıysanız üzülmeyin, hiçbiriniz Mahmut Bey’in antenlerine sahip olmadığınız için o dijital talimatların size ulaşması da zaten söz konusu olamaz.