Başkale’de inceleme yapan HDP ve CHP heyeti halkın kaderine terk edildiğini belirterek, bölgede acil bir şekilde konteyner götürülmesi gerektiğini söyledi
İran’ın Xoy kentinde 23 Şubat’ta meydana gelen 5.9 şiddetindeki deprem, Van’ın Başkale ilçesine bağlı beş köyde yıkıma neden oldu.
Bölgede incelemede bulunan Halkların Demokratik Partisi (HDP ve Cumhuriyet Halk Partisi’nden (CHP) oluşturulan heyette yer alan isimler, gözlemlerini aktararak, eksiklikleri Mezopotamya Ajansı’ndan Cemil Uğur’a sıraladı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, milletvekilleri Tekin Bingöl ve Nihat Yeşil ile birlikte 26 Şubat’ta depremin yıktığı mahallelerde incelemelerde bulunan partinin Van İl Başkanı Mehmet Kurukcu, mevsim koşullarına dikkat çekerek, bölgeye çadır yerine bir an önce konteynır gönderilmesi gerektiğini söyledi.
“Oradaki insanlar yoksulluktan dolayı öldü” diyen Kurukcu, olası bir deprem sonucunda bölge halkının yeniden ölümle karşı karşıya geleceğini belirtti. Yapıların tamamının kerpiç ve taştan olduğuna işaret eden Kurukcu, “Devlet bunlara imkan sağlayıp yeni sağlam yapılar yapabilir mi? Yapılabilir. Bir daha yaşanacak felaketin önüne geçilmesi lazım. Biliyorsunuz, Van’da soğukluk uzun sürer onun için çadır olmaz. Biran önce bölgeye konteynır götürülmelidir. Halk daha çok mağdur olmayacağı şekilde herkes dayanışma içerisinde olması gerektiğini düşünüyoruz” dedi.
Yardımlar engellendi
HDP’li belediyelerin gönderdiği yardımların engellenmesine değinen Kurukcu, “Başkale’de kriz masasında yardımlar toplanıp dağıtılmak isteniliyor. Bu yanlış. Kriz masasının görevi yardımları dağıtmak değil, o bölgede yaşanan sıkıntı ve sorunları gidermek. Kriz masası sadece hükümetle kurulmamalıdır. Kriz masasında tüm siyasi parti temsilcileri, STK temsilcileri, kanaat önderleri, muhtarlar olmalıdır. Evet, bugün ben dışarıdan bir kamyon gıda getiriyor olabilirim. O yardımın sağlıklı dağıtılması için muhtarın yardımına ihtiyacım var. Böylesi durumlarda yeri gelince siyasi kimliğimizi, bürokrat kimliğimizi bir kenara bırakılmalıyız. O gün dayanışma içerisinde olmalıyız. Bu durumların bir daha yaşanmamasını istiyoruz” diye konuştu.
Halk kaderine terk edildi
Bölgede incelemelerde bulunan HDP İl Eşbaşkanı Öznur Bartın, deprem sonucunda 630 yapının yıkıldığını, geriye kalan yapıların ise kullanılamaz hale geldiğini söyledi. Çadır yardımlarının yetersiz olduğu, hayvanların ise barınamadığını ve soğuğa terk edildiğini aktaran Bartın, “Olağan sabırla bekleyen halkın umutsuzluğu gözlerinden okunuyordu. Hayvancılıkla geçimini sağlayan bu halkın telef olan hayvanları da yıkıntılardan daha çıkarılmamış, dolayısıyla salgın hastalıklara da davetiye çıkarıyordu. Köy halkı da kendi kaderine terk edilmiş durumda” diye belirtti.
Bartın konuşmasına şöyle devam etti:
“HDP Van’da iktidar ve özelinde Başkale ilçemizden yüzde 80-90 civarında oy alan partidir. Doğal afetleri siyasi malzeme haline dönüştürmek insani duyguların ne kadar zayıf ve tehlikeli bir boyut aldığının göstergesidir. Yaşanan afeti dahi halkın kimliği, dili, dini veya siyasi görüşü üzerinden değerlendirmek insanlık ayıbıdır. HDP, dini, dili, kimliği, ırkı ne olursa olsun, ayrım yapmadan tüm mağdur ve mazlumların yanında olan halkçı bir partidir. Yardımların engellenmesi HDP ile halk bağını koparma amaçlı ucuz politik bir yaklaşımdır. HDP’yi kriminalize etme ve yalnızlaştırmaya dayalı aciz bir dirençtir. Ancak unutulan bir şey var; bölge halkı yoksul olabilir ancak tüm zulümlere birebir tanık olduğu için bu garip oyunları kolayca çözümleyen ve süreci çok rahat okuyabilen onurlu politik bir halktır”
AKP’li vekilin tehditleri
AKP Van Milletvekili Abdulahat Arvas’ın, Gelenler (Qîratî) Mahallesi’nde depremzedeleri tehdit etmesine de değinen Bartın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu insanlarımızın acısı çok tazeydi ama söz konusu vekilin kendi siyasi gelenekleri bu tabi. İnsanları aş ile, iş ile, özgürlük ile tehdit ederler. Biat etmezseniz aç kalırsınız, işsiz kalırsınız ya da tutuklanırsınız deniliyor. Bölgeye giden milletvekili de yoksul, evi- barkı yıkılmış insanlarımızın haklı tepkisine tahammül edemiyor. Azarlayan ve yardım yapmamakla tehdit eden bir dille, çaresiz ama onurlu bu halka söz konusu davranışı reva görme cüreti göstermiştir.”
HABER MERKEZİ