Partisinin Urfa Kongresi’nde konuşan HDP Eş Genel Başkanı Buldan, artan saldırılara dikkat çekerek ‘Demokratik siyaset dedikçe cezaevlerinin yolunu gösterdiler ama biz mücadeleden asla taviz vermedik’ dedi
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Urfa İl Örgütü, “Dem dema HDP’ê ye/Şimdi HDP Zamanı” şiarıyla 4’üncü Olağan Kongresi’ni gerçekleştirdi. Kentte bulunan bir düğün salonunda gerçekleştirilen kongrede, salona “Şenyaşar ailesi için adalet herkes için adalet”, “Tecride, savaşa ve yoksulluğa hayır”, “Bijî berxwedana ciwanan” (Yaşasın gençlerin direnişi), “Rêxistinbûna jinê, azadiyê jinê ye” (Kadının örgütlenmesi, kadının özgürlüğüdür) yazılı pankartlar asıldı. Kongreye, HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, kent milletvekilleri Ömer Öcalan, Ayşe Sürücü, Nusretin Maçin, Nimetullah Erdoğmuş, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın kardeşi Mehmet Öcalan, yerine kayyım atanan Suruç Belediyesi Eşbaşkanı Hatice Çevik, Urfa Barış Anneleri İnisiyatifi üyeleri ile sivil toplum örgütü temsilcileri, siyasi parti yöneticileri ve binlerce kişi katıldı.
HDP Urfa Milletvekili Nimetullah Erdoğmuş, “Her partinin bir programı var ancak HDP farklı bir programı var. HDP’nin programının ortasında onurlu yaşam vardır. Bu HDP’nin doğallığından gelir. Nasıl Fırat bu topraklara yaşam veriyorsa, nasıl ki akışını değiştirmek mümkün değilse, HDP’de bu topraklara onurlu bir yaşamın gerçek bir anlamda yerleşmesi için kendini programlamıştır” diye konuştu.
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, 2 Haziran 1994 tarihinde HADEP Parti Meclisi (PM) üyesi iken katledilen Muhsin Melik’i, İbrahim Ayhan, Şenyaşar ailesinin katledilen fertleri, Suruç katliamında yaşamını yitirenleri ve demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenleri anarak sözlerine başladı. “Biz gücümüzü sizden alıyoruz” diyen Buldan, “Biz kararlılığımızı sizin bize olan bağlılığımızdan, bu mücadeleyi sizlerin bize verdiği destekle yürütüyoruz. O yüzden diyoruz ki iyi ki varsınız, buradasınız. Her birinize ayrı ayrı bir kez daha teşekkür ediyorum” dedi.
‘HDP fikriyatı ve çizdiği 3’üncü yol var’
HDP’nin yasak ve baskılara karşı mücadelesini büyüttüğünü belirten Buldan, “HDP artık milyonların büyük umut yürüyüşüne dönüştü. Bu da sizlerin bize olan güveninden kaynaklanıyor. Sizler de iyi biliyorsunuz ki özellikle bu ülkeyi yönetenler bu ışığı söndürmek için büyük bir çaba içine girdiler, çok uğraştılar, HDP’nin Türkiye halklarına ve toplumuna verdiği umudu, yaydığı ışığı, verdiği cesareti kırmak ve engellemek için her türlü yolu denediler, denemeye devam ediyorlar. Onlar istiyorlar ki Türkiye toplumu karanlıkta kalsın, umutlar kırılsın, cesaret olmasın, kararlık olmasın, onlar kendi iktidarlarını bu şekilde ayakta tutsunlar. Biz de başka bir yaşam mümkündür diyoruz. Artık HDP fikriyatı ve çizdiği 3’üncü yol vardır” ifadelerini kullandı.
‘Cezaevinde rehine olarak tutuluyorlar’
“Bu kararlılığı kırmak, bu cesareti ve umudu kırmak için her türlü baskı ve şiddet yöntemlerini hayata geçiren bir iktidarla karşı karşıyayız” diyen Buldan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir siyasi partinin yöneticilerinin yarısını da cezaevinde olduğu başka bir ülke dünyanın hiçbir yerine yoktur. HDP’nin yöneticilerini milletvekillerinin belediye eş başkanlarının üyelerimizin, partimize selam veren insanların cezaevinde olduğu gerçeğini hepimiz biliyoruz. Sadece HDP değil, bu ülkede barış, demokrasi, özgürlük isteyenler, ülkenin refaha kavuşmasını isteyenler cezaevindeler. Barış akademisyenleri, gezi davasında yargılananlar, milletvekilleri, belediye eş başkanları ve bu toplumun güven duyduğu birçok kesimin bugün cezaevinde olduğu gerçeğini hepimiz çok iyi biliyoruz. Onlar cezaevinde rehine olarak tutuluyorlar bunu herkesin bilmesinde fayda var.
‘En iyi bildikleri şey yok saymak’
Karşımızdaki sistemin en iyi bildiği şey yok saymak, inkar etmek, baskı uygulamak, şiddet uygulamak, tutuklamak ve gasp etmektir. Kürt halkının demokrasi güçlerinin bütün değerlerini kazanımlarını gasp etmekle, cezaevine göndermekle övünen bir zihniyetin toplumun tamamına yaymak isteyen bir anlayışla karşı karşıya olduğumuzun herkesin bilmesi gerekiyor. Siyasetimizi kumpas ve komplolarla yargılamaya çalışan bir anlayışla karşı karşıyayız. Kürt halkının, demokratik siyasetin güçlü bir varlık olarak kendini gösterdiği bu dönemde bütün bunları engellemek için biraz önce saydığım yol ve yöntemleri devreye koydular. Biz demokrasi dedikçe onlar faşizmi daha fazla yükseltmekte ısrar ettiler. Biz barış dedikçe savaş narları atmaya devam ettiler, biz adalet dedikçe hukuksuzluklarını yaymaya devam ettiler. Bize bütün hukuksuzluklara cevap vermeye yeltendiler.
‘Nasıl Kobanê düşmediyse HDP de düşmedi düşmeyecek’
Demokratik siyaset dedikçe cezaevlerinin yolunu gösterdiler ama biz ne yaptık mücadeleden asla taviz vermedik, demokratik siyaset ısrarımızdan vazgeçmedik, boyun eğmedik, biat etmedik, diz çökmedik. Asla diz çökmeyeceğimizi de bu kürsüden bir kez daha ifade etmek istiyorum. Asla boyun eğmeyeceğimiz, biat etmeyeceğimiz bir kez daha ifade etmek istiyorum. Sizden aldığımız büyük moral ve güçle HDP’yi ayakta tutmaya, büyütmeye, genişletmeye hep birlikte devam edeceğiz. Nasıl Kobanê düşmediyse HDP de düşmedi düşmeyecek.”
Ayrıntılar geliyor…