Önceden de yapılıyordu ancak, son zamanlarda HDP etrafındaki tartışmalar çok fazla yoğunlaştırıldı. Tartışma başta sosyal medya olmak üzere farklı mecralarda yürütülüyor. Çeşitli boyutlarda yürütülen bir tartışma olsa da tümümün odaklandığı nokta, ‘HDP bir Kürt partisi mi, değil mi?’ Bir kesim ‘HDP marjinal sosyalistlere değerleri peşkeş çekiyor, o yüzden Kürt partisi değil’ derken diğer kesimlerden bazıları ‘sosyalizm bitti, HDP iman tazelemeli’, diğer bir kesim de ‘HDP sosyalist değil, emperyalizme hizmet ediyor’ diyor. Bu tartışmaların etrafındaki düşüncelerini beslemek için, farklı konu başlıkları da tartışma gündemine taşınıyor.
Kayyum atamaları, tutuklamalar gibi HDP’ye nefes aldırtmamaya çalışan devlet pratiklerinin hedefi bellidir. Ama HDP suçlanıyor! ‘Meclis ve belediyelerden çekilmelidir HDP. Falan vekil, filan belediye eşbaşkanı yıllardır tutuklu ama HDP sahip çıkmıyor’ deniyor. Öyle bir hava verilmeye çalışılıyor ki sanki tutuklamaları, kayyum uygulamalarını HDP yapmıştır. HDP’nin mevcut pozisyonu ‘suçlu koltuğuna’ oturtturulmak isteniyor. Kimi HDP’den devrim yapmasını bekliyor, kimi HDP’den iş çıkmaz haydi başka kapıya diyor.
Epey çevre meşrebine göre bu bağlamlar içinde HDP’ye çağrılar yapıyor. Hani denir “Bayram değil, seyran değil eniştem beni neden öptü” (Cinsiyetçi ifadır, kadınlardan özür dileyerek kullanıyorum) misali HDP’ye bu büyük teveccüh neden?
Yoğunca eleştiri ve suçlamaya HDP muhatap oluyor. Herhalde altında Kürt sevgisi yoktur. HDP üzerinde odaklanan bu çevrelerin önemlice bir kesimi geçmişte daha farklı yaklaşımlar içindedir. Bu dönemde yön değiştirdiler, niçin? HDP’yi her yönden çekiştirmekteki murat nedir? Arkasında hangi niyet veya beklentiler var? Hedeflenen HDP mi, yoksa daha büyük ve geniş bir zaviye mi var? Vurulmak istenen o büyük zaviye mi? Burada HDP büyük hedefe ulaşabilmek için başlangıç noktası mı oluyor?
Bizce büyük hedefe ulaşmanın küçüğe yönelerek parça parça düşürme taktiğidir. Hedefe konulan kırk beş yıllık değerlere saldırının başlangıç noktasıdır HDP. Kürt’ün özgürlük değerleridir. Bir tarafta devlet baskılıyor, nefes aldırmamaya çalışıyor diğer yandan demokratlık, devrimcilik, Kürtçülük adına düşünce muğlaklığı yaratılmak isteniyor. En tehlikeli olan da budur. Doğrudan devletten kaynaklanan fiziki yönelim rahat fark edilebiliyor. Bu konuda Kürtler tecrübelidir, başa çıkabiliyorlar.
Düşünce muğlaklığı ise kolay görülmeyen, sanki iyi niyetli yapılmış eleştirilermiş gibi algılanabiliyor. Sonuçta ideolojik ayrışmaya götürülmek isteniyor. Tehlikeli oluşu da buradan kaynaklanıyor.
İdeolojik yetersizlik düşünsel ve yaşamsal muğlaklık getirir; aşılmaz ise parçalara böler. Parçalanma güçsüzleşme ve etkinlik kaybına uğramadır. HDP’ye dönük eleştiri adı altında yapılanlardan amaçlanan da bu.
Nihayetinde tümüyle özgürlük değerlerinin tasfiyesi ve ortadan kaldırılmasıdır. Durumun bu olduğunu belirtmek abartı değil, gerçeğin tespitidir.
Düşünce ortaklığının parçalılığı yapısallıkta da parçalanmaya götürür. O açıdan sıklıkla suçlama, karalama düzeyine ulaştırılan tartışmalar masum eleştiriler değildir. Öyle değerlendirilmesi en hafif tabirle gaflettir. Gafletten çıkılmaz ise siyaset arenasından çekilmeyi kaçınılmaz kılar.
Saldırılar organizedir ve kimi merkezlerden koordineli yürütülüyor. Bu dönem saldırıları dünya ve Ortadoğu konjonktüründen kaynağını alan küresel bir bağlam içinde çok boyutludur. Geçmişte de ideolojik ve düşünsel saldırılar olmuştur. Onlar ideolojik, düşünsel ve yaşamsal mücadeleyle aşılmıştır. Günümüzde özgürlük mücadelesinin büyümesi bölgesel ve küresel güçlerin gündemlerini zorluyor. Bu yüzden saldırıları hem fiziksel hem de düşünsel olarak bölgesel ve küresel düzleme çekmiştir.
Sadece HDP üzerinden meselelere bakmak yanılgı, yetersizliklere götürür ve istenmese bile karşıt pozisyonlara savurur. HDP’ye eleştiri adı altında yapılanlara katılan önemli bir kesim, iyi niyetli ve katkı sağlama amaçlı dahil olmak istiyor olabilir, öyledir de. Asıl söz de onlaradır. İyi niyetli halinizle yanlış iple oynamayın.
Oyunu görmek gerekiyor. HDP’ye saldırılar Rojava, Güney, Kuzey, Rojhilat ve diaspora Kürtleri hesaba katılmadan anlaşılamaz. Yine ABD, Rusya, İran, Türkiye vb. güç odaklarının amaç ve hedefleri göz önüne alınmazsa görülemez. Oradan HDP’nin duruşu ve saldırılar anlaşılabilir. Ve konum belirlenebilir.
Yine dönemin özellikleri ve saldırı niteliklerini anlayabilmek için, hiç değilse yakın geçmişe bakmak gerekir. Son kırk beş yılda neler oldu ve günümüzde neler oluyor, nereden gelindi nereye gidiliyor? Özet şekilde de olsa üzerinde durmakta yarar vardır. Yer kalmadığı için gelecek yazılarda bu konu üzerinde durulmaya çalışılacaktır.