Bekçilik sisteminin ayrımcılık, fişleme, kötü muamele ile hak ihlallerine neden olacağı gibi birçok nedenle şerh düşen HDP, kanun teklifinin geri çekilmesi ve bekçilik sisteminin lağvedilmesi gerektiğini belirtti
Halkların Demokratik Partisi (HDP), çarşı ve mahalle bekçilerinin yetkilerini genişleten, “Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanun Teklifi”ne muhalefet şerhi düştü. Bekçilerin kolluk ve yardımcı kuvvet olarak tanımlandığı kanun teklifinin genel gerekçesinde yer alan “halkın problemlerini sahada çözecek yapıların etkinleştirilmesi” ibaresiyle ilgili şerhte, “Bekçilerin sokaklar başta olmak üzere her türlü mahalli bölgede muğlak olarak tanımlanan ‘halkın problemleri’ bahanesine sığınarak yürütme erkinin gündemini halkın arasında işletecektir. Bunun yanı sıra ‘yardımcı kuvvetlere’ ihtiyaç duyulması, İçişleri Bakanlığı kapsamındaki Emniyet güçlerinin kanunla tanımlı görevleri dışındaki amaçlara işaret etmektedir. Elbette ki bu amaçlar AKP’nin kendi siyasal ajandası üzerinden gerçekleştirilmek istenecektir” ifadesi yer aldı.
‘Büyük bir iç istibdat ordusu AKP döneminde yaratılmıştır’
Bekçi sayısının 2018 yılı itibariyle 11 bin 398 olduğuna işaret edilen şerhte, bekçi ve polis sayısının 253 bin 886 olduğu hatırlatıldı. Şerhte, “Büyük bir iç istibdat ordusu AKP döneminde yaratılmıştır. Türkiye’de her 185 kişiye bir polis düşüyorken, bekçilerin buna eklenmesi AKP’nin ‘toplumla savaş’ paradigmasının tahkim edilmesinden başka bir şey değildir. Bu devasa bütçe ve çoğu ülkenin ordusundan daha büyük miktardaki kolluk sayısına rağmen ‘yardımcı kuvvetlere’ ihtiyaç duyulması, iktidarın açık bir şekilde siyasal programını devreye koymasıdır” ifadelerine yer verildi.
‘Otoriterleşme artarak devam etmekte’
Türkiye’de giderek otoriterleşen iktidarın güvenlik algısının değiştiğini ve militer güçlerin devreye sokulduğuna işaret edilen şerhte, “Kürt Meselesi ve Türkiye’nin demokrasi sorununun tartışıldığı Çözüm Masasının devrilmesi, Dolmabahçe Mutabakatı’nın yok sayılması, MHP ve eski derin devlet unsurları ile kurulan ittifak, çatışmaların tekrar devreye sokulmasına eşlik eden ivme kazanmış bir otoriterleşme artarak devam etmektedir. Böylesi bir ‘tek adam güvenlik mimarisi’nin içine ‘bekçiler’ denen grup yerleştirilmiştir. Hiçbir liyakat gözetmeksizin iktidar partisi teşkilatları ve bazı derin iktidar odakları tarafından hazırlanan listelerle işe alınan bekçiler, tek adam rejiminin güvenliğini sağlayabilir” diye belirtildi.
‘İktidarın sokaktaki gözü’
Yurttaşların iktidardan duyduğu hoşnutsuzluğun arttıkça, iktidarın her gün yeni bir baskı ve denetim mekanizması ürettiğine dikkat çekilen şerhte, bekçiliğin parti devletinin bir göstergesi olduğu belirtildi. Bekçilerin iktidarın sokaktaki, gözü, hafiyesi ve kelepçesi olduğu ifade edilen şerhte, şunlar yer aldı: “Bekçilik müessesinin ortaya çıkışına neden olan şey, AKP genel başkanının uykudan önceki ‘hayalleri’ ile başlamıştır. Bekçilik sistemi toplumun denetlenmesi, hizalanması gibi denetim ve baskı politikalarının bir aracı olarak kullanılmıştır, kullanılmak istenmektedir. Gerek Abdülhamit’in istibdat rejiminin bir parçası gerekse de İttihatçı yönetimin denetim mekanizmasının bir dişlisi olarak işlev gördüler ama asla toplum yararına bir pozisyonları olmadı.”
‘Toplum üzerindeki baskı arttırılmak isteniyor’
Şerhte, bekçilerin özellikle muhalif muhitlerde kullanılmak istendiği ifade edildi. Şerhte, şu ifadeler yer aldı: “2020 yılı itibariyle iktidarın bir beka kalkanına ihtiyaç duyması tesadüf değildir. Çoklu krizler içerisinde olduğumuz bu dönemde, iktidar kendi bekasının baskı ve şiddet araçlarını üretmeye devam ederken, bu özgün dönemi açıklayan raporlar ve kamuoyu araştırmaları durumun Türkiye halkları açısından vahametini ortaya koymaktadır. Nihayetinde karşı karşıya olduğumuz gerçeklik şudur: Bekçilik sisteminin kurumsallaşması ve yoğunlaşması ile birlikte toplum üzerindeki baskı arttırılmak, iktidarın bekasını korumasının araçları oluşturulmak.”
‘Kanun teklifi geri çekilmeli’
Şerhte, Suriye Milli Ordusu (SMO) adı altında örgütlenen radikal grupların bir kısmına Türkiye vatandaşlığı verildiği ve bu kişilerin bekçi yapılması yönünde ciddi iddiaların olduğuna yer verildi. Şerhte, “Radikal gruplarla organik bağlar kuran AKP’nin bu gruplara verdiği vaatlerin bir kısmını bekçilik sistemine dâhil etmek suretiyle gerçekleştireceğine dair kaygılardan ötürü de kanun teklifinin geri çekilmesi ve bekçilik sisteminin lağvedilmesi gerekmektedir” denildi.
‘Yeni güvenlik krizlerine gebe’
Bekçilere silah ve zor kullanma yetkisi veren maddeler ile ilgili şerhte şunlar belirtildi: “Bu yetkinin bekçilere verilmesi kabul edilmemelidir. Bekçilerin her sokakta şiddete başvurma potansiyelinin olduğu ve hak ihlallerini olabildiğince arttıracaklarını tahmin etmek güç değildir. Polislere dahi belirli durumlarda silah kullanma yetkisi verilirken, herhangi bir psikolojik ve hukuki eğitime tabi tutulmayan bekçilere böyle bir yetkinin verilmesi durumunun yeni güvenlik krizlerine gebe olacağı aşikârdır. AKP’nin adeta kendi paramiliter güçlerini silahlandırması, bu kişilerin mahalleleri baskı altına almaya çalışması, bir çeşit ahlak zabıtalığı yapmalarından başka bir şey değildir. Bireysel silahlanmanın artış göstermesi ve açığa çıkan güvenlik sorunları ile hükümet adeta kendisine yeni bir paramiliter güç oluşturmak istemektedir.”
CHP’den de bekçilik düzenlemesine şerh
Öte yandan Cumhuriyet Halk Partisi de (CHP), çarşı ve mahalle bekçilerinin yetkilerini genişleten “Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu Teklifi”ne muhalefet şerhi düştü. Şerhte, kanun teklifiyle keyfi bir kolluk yapısı oluşturulduğu, bekçilerin görev ve haklarının uygun şekilde düzenlenmediği kaydedilerek, “Teklif metni, temel hak ve özgürlükleri tehdit edecek şekilde, bir hukuk devletinin temel taşlarından olan hukuki belirlilik ve güvenlik ilkelerine aykırılıklar içermektedir” denildi. Şerhte, bekçilerin geniş görev ve yetkilerle donatılmasının tamamıyla yürütmenin keyfiliğine terk edildiğini belirtildiği şerhte, “Öte yandan da hukuki işlem ve eylemlerinde kanunun gücünü arkasına alan ve böylece son tahlilde Anayasa’ya ve hukuka değil, yürütmeyi teşkil eden kişilerin arzularına göre şekillenip faaliyet göstermesi riski bulunan, bağımlı bir kamu personeli sınıfının doğmasına yol açabilecektir” ifadelerine yer verildi.
‘Siyasi iradeye tabi hissetme riskleri büyüktür’
Teklifin, objektif bir hukuki rejim tarafından düzenlenmediğine işaret edilen şerhte, “Böyle bir silahlı kolluğun uygulamalarını hukuk içinde tutmanın mümkün olmadığı açıktır. Tamamen yürütmenin tercihleri tarafından istihdam edilecek silahlı bekçilerin kendilerini kanuna değil, özellikle işsizliğin böylesine yüksek oranlarda seyrettiği bir dönemde, işverenleri olarak görecekleri siyasi iradeye tabi hissetme riskleri büyüktür. Cumhuriyet Halk Partisi; bekçilik kurumuna değil, bekçilik teşkilatının kanun düzeyinde güvenceli şekilde düzenlenmeyip, yürütmenin keyfiliğine tabi silahlı bir kolluk haline getirilmesine karşıdır” denildi.