HDP Parti Meclisi toplantı sonuç bildirgesini açıkladı: Sayın Öcalan ile acilen görüşme yapması sağlanmalıdır
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Parti Meclisi, 30 Kasım ile 1 Aralık tarihlerinde gerçekleştirdiği toplantının sonuç bildirgesini yayımladı.
Toplantının bildirgesinde, “Savaş politikalarıyla rıza üretmeye çalışan, tecridi derinleştiren AKP-MHP iktidarına geçit vermeyeceğiz!” denildi.
İktidar savaş peşinde
Kürt sorunu başta olmak üzere birçok siyasal ve toplumsal sorunun derin bir çözümsüzlüğe itildiği belirtilen bildirgede, şunlara yer verildi:
“Taksim katliamı ile birlikte AKP-MHP iktidarı seçimin startını verdi, iktidarın gündemi halkın gerçek gündemini perdeleme politikasıdır. Bu politikaların başında da savaş planları gelmektedir. AKP-MHP iktidarı kendi bekası için savaş peşindedir. AKP-MHP iktidarı, çareyi hem içeride hem de dışarıda savaşı derinleştirmekte aramaktadır. Kutuplaştırma, gerilim, düşmanlaştırma ve savaş politikalarıyla ayakta durmaya çalışan bir iktidar var karşımızda. İktidar, Kürdistan Bölgesel Yönetimi topraklarında yürüttüğü saldırılarda savaş suçu işlendiğine dair suçlamalar ile karşı karşıyayken, İstiklal Caddesi’nde uluslararası ve bölgesel güçlerin de içinde olduğu karanlık odaklarca patlatılan bombayı Kuzey ve Doğu Suriye topraklarına yönelik işgalin gerekçesi yapmaktadır”
Kazanımları yok etmeye çalışıyor
İktidarın savaş siyasetine karşı muhalefetin demokratik bir duruş sergilemediğinin ve iktidarın ömrünü uzatacak gerilim ve çatışma politikalarına payanda olduğunun vurgulandığı bildirgede, “AKP-MHP iktidarının Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik başlattığı operasyonların altında yatan anlayış Kürt karşıtlığı ve düşmanlığıdır. Amaç ise Kürtleri statüsüz bırakmak ve Kürtlerin kazanımlarını yok etmektir. Kuzey-Doğu Suriye topraklarına yönelik hazırlığı yapılan kara harekâtı ile insanlık umudu haline gelmiş bir kadın devrimi olarak dünya halklarına mal olmuş Rojava Devrimi boğulmak istenmektedir” denildi.
‘Barışın önünde engel’
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın 25 Mart 2021 tarihinden bu yana avukat ve ailesiyle görüştürülmediğine, tecrit koşullarının ağırlaştırıldığına değinilen bildirgede, şunlar kaydedildi: “Öcalan’ın sağlığına dair kaygılar giderilmeli, avukatlarıyla görüşmesi sağlanmalıdır, AKP-MHP iktidarı İmralı üzerinde tecritte ısrar ederek ve savaş politikalarını derinleştirerek Kürt sorununu çözümsüz bırakmak, bölgeyi kaosa sürüklemek istemektedir. Tecrit, Türkiye’de toplumsal barışın önündeki en büyük engeldir. Eş Genel Başkanlarımızın ve milletvekillerimizin görüşme başvuruları yanıtsız bırakılmıştır. Öte yandan avukatları en son İmralı’yı ziyaret eden CPT yetkililerinden müvekkillerinin koşullarına ilişkin sordukları sorulara tatmin edici bir cevap alamadıklarını belirtmiştir. İmralı’ya yapılan son CPT ziyaretinde Sayın Öcalan’ın görüşmeye çıkmaması, CPT’nin avukatlara hiçbir bilgi vermemesi bir takım soru işaretlerini beraberinde getirmiştir. İktidar bu duruma ilişkin acil bir açıklama yapmalı, avukatların ve bağımsız heyetlerin Sayın Öcalan ile acilen görüşme yapması sağlanmalıdır. Aynı şekilde CPT de derhal açıklama yapmalı, kamuoyunu aydınlatmalıdır.”
Kadınlara yönelik gözaltılar
İktidarın savaş siyasetine karşı toplumsal mücadelenin büyütülmesi çağrısında bulunulan bildirgede, “Seçim çalışmalarıyla savaş karşıtlığının iç içe yürütülmesi ihtiyacı açığa çıkarılmıştır. Önünde engel olarak gördüğü tüm mücadele ve direniş odaklarına saldıran erkek egemen zihniyete sahip AKP-MHP iktidarı, kadınları en büyük tehdit olarak görmektedir. 25 Kasım’da sokakları dolduran kadınlara yönelik erkek- devlet şiddetinin bu kadar yoğunlaşması da bu sesten ve isyandan ne kadar korkulduğunun göstergesidir. 25 Kasım’ın akabinde Kürt kadın hareketi olan TJA aktivistlerine yönelik gerçekleştirilen gözaltı operasyonu, AKP-MHP iktidarının baskı ve zor aygıtlarıyla susturmak istediği kadınlara düşman ve saldırgan politikalarından bağımsız değildir. Bu saldırılara karşı mücadelemizi yükselteceğiz” ifadelerine yer verildi.
‘Çözüm biziz’
Barışçıl politikaları gerçekleştirmek için savaşı yönlendiren saray rejiminden kurtulmanın birincil hedef olduğu vurgulanan bildirgede, son olarak şunlar belirtildi: “HDP, Demokratik Cumhuriyetin öncü gücüdür. Bu temelde; Emek ve Özgürlük İttifakı özgür toplum ve eşit yurttaşlık hedefiyle, emekçilerle, kadınlarla, gençlerle, ezilen gruplarla birlikte daha çok genişleyecektir. Sendikaları, meslek birliklerini, yurttaş girişimlerini, inanç gruplarını, tek tek demokrat ve vicdan sahibi yurttaşları, sanatçıları, aydınları, toplumun kanaat önderlerini, demokratik örgütleri ve yöre derneklerini demokrasi ittifakı anlayışıyla kapsayacağız ve bu ittifakı iktidara taşıyacağız. Partimizin stratejik aklı 2015, 2018 ve 2019 seçimlerinde iktidara hezimeti yaşatmış, yaşatmaya devam edecektir. Partimiz iktidarın tüm hamlelerine, olası tüm senaryolara hazırdır. Türkiye’nin kader seçimlerinde, HDP Türkiye halklarını seçeneksiz bırakmayacak, Üçüncü Yolu iktidara taşımanın çoklu taktik ve stratejik hamlelerini gerçekleştirecektir. Çözüm biziz. Türkiye’nin demokratik geleceğinin inşa gücüyüz. Demokratik değişimin adresi biziz ve koşullar ne olursa olsun mutlaka kazanacağız!”