HDP PM toplantısı açılışında konuşan Eş Genel Başkan Sancar, ana gündemlerinin HDP’nin olağanüstü kongre kararı olduğunu vurguladı ve ‘HDP, kurumsal varlığını devam ettirecek şekilde birikimini Yeşil Sol’a aktarmanın yöntemlerini tartışacak’ dedi
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Parti Meclisi (PM), Eş Genel Başkanlar Pervin Buldan ve Mithat Sancar başkanlığında partinin Ankara’daki genel merkezinde olağanüstü kongre gündemiyle toplandı.
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, toplantı açılışında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.
Parti Meclisi’nin tarihsel önemde kararlar almak üzere tartışmalar yürüteceğini belirten Sancar, “Hem HDP’nin hem de Yeşil Sol Parti’nin kongreleri gündemimizdedir. Bizler bir yandan bu çalışmaları seçim sonrası değerlendirme faaliyetlerini sürdürürken, öte yandan ülke gündeminin bütün sorunlarıyla ilgilenmeye, bütün mücadele alanlarında var olmaya gayret ettik” diye konuştu.
Ekonomi büyük bir buhran içinde
Sancar, Türkiye’nin içerisinde bulunduğu ekonomik krizi, sadece kriz kelimesi ile geçiştirmenin doğru olamayacağını, ekonominin büyük bir buhran içerisinde olduğunu kaydetti. Sancar, “Ortada büyük bir çöküş var ve bu büyük çöküşün altında kalan ise halkın yüzde 95’idir, emekçilerdir, yoksullardır. Bu süreçten halkın tümünün aynı şekilde etkilendiğini iddia etmek halk ile alay etmektir. Diğer yanda bir avuç sermaye varlığına varlık katıp, servetini büyütüyor” dedi.
Doğa talanı
Sancar, bir yandan Cudi’de ormanların yok edildiğini, diğer yandan Akbelen’de orman kıyımının yaşandığını ve Dikmece köyünde “acele kamulaştırma” ile doğa varlıklarının, zeytinliklerin talan edildiğini söyledi. Sancar, “Bütün bunların amacı; yağmacı, ranta dayalı, soyguncu bu ilkel birikim modelini sürdürmektedir.” şeklinde konuştu.
Diyanet’in Kobanê davasına müdahilliği
Kobanê davasının, hiçbir kural tanıma kaygısı güdülmeden yürütüldüğünü belirten Sancar, “IŞİD zihniyetinin ve yenilgisinin intikamı bu dava ile alınmak isteniyor. IŞİD’e karşı direnişin hesabı sorulmak isteniyor. İktidar tüm imkanları ile Kobanê kumpas davasına yükleniyor. En son Diyanet İşleri Başkanlığını devreye soktular. Müdahillik dilekçesi adı altında neredeyse IŞİD zihniyetinin bir devamı olacak bir ifadeler bütününü mahkemeye sunuyorlar. Bu iktidar, bu saldırıları ideolojik ve politik düzeyde bu dava üzerinden yürütüyor” diye belirtti.
Aynı hukuksuzluğun Cumartesi Anneleri için de görüldüğünü kaydeden Sancar, şöyle konuştu: “Halkın temsilcilerine bile toplanma imkanı tanımayan açık bir hukuksuzluk bir despotik yönetim söz konudur. Bütün alanlarda devam eden adaletsiz yağmacı, talancı savaşa dayalı düzen bir yandan da toplumu teslim almaya çalışıyorlar.”
‘HDP’yi koruyacağız’
Seçim sürecinde partilerine yönelik her türlü kuşatmanın yürütüldüğü hatırlatan Sancar, konuşmasına şöyle devam etti:
“Umudun ve değişimin adresi burasıdır. HDP siyasi birikimidir, mücadele tecrübesidir. Şimdi bizler bunu yeni yapılanma ile birlikte en yüksek noktaya çıkarma sorumluluğu ve görevi ile karşı karşıyayız. HDP bu ülkenin umudunu oluşturan fikriyatın sembolüdür. Seçime girmedik, seçime iktidarın oyunlarını boşa çıkarmak, bu rejimin tuzaklarına düşmemek için başka bir yöntemle girdik. Şimdi HDP olarak bizler varlığımızı koruyacağız ama birikimimizi aktardığımız Yeşil Sol Parti’yi hem toplumsal mücadelenin bütün alanlarında hem de parlamentoda en etkili güç haline getirmek için elimizden gelen bütün çabaları harcayacağız.
‘Yeşil Sol’a aktarmanın yöntemlerini tartışacağız’
Şimdi bunu Yeşil Sol Parti’de devam ettirecek yöntemleri de hep birlikte tartışacağız. Ana gündemimiz HDP’nin olağanüstü kongre kararı alması olacaktır. Bunu sizlerle tartışacağız. Olağanüstü kongremizi toplayacağız. HDP kurumsal varlığını devam ettirecek şekilde birikimini Yeşil Sol’a aktarmanın yöntemlerini tartışacak. PM bu açıdan gerçekten tarihi bir toplantı gerçekleştirmektedir. Ve çok önemli bir görev ve sorumlulukla karşı karşıyadır. Bütün bunları saydığım gündemleri en soğukkanlı tecrübeye dayalı ve sonuç alıcı bir biçimde masaya yatıracağız. Hep birlikte tartışacağız. Hedefimiz topluma dayatılan çaresizlik ve teslimiyet seçeneklerini boşa çıkaracak yöntemler geliştirmek ve mücadeleyi büyütmektir.
‘Mücadele bizi davet ediyor’
Bu hedefler çerçevesinde yöntemleri ve planlamamızı değerlendireceğiz. Kararlarımızı alacağız ve en güçlü şekilde yolumuza devam edeceğiz. Bu toplantının başarılı geçeceğine inancım tamdır. Geleceğin umut ve özgürlük üzerine kurulması için, bizi bekleyen bütün ezilenler, Kürt halkının özgürlük mücadelesi, doğa savunucularının, ekoloji çevrelerinin, doğayı ve yaşamı savunma mücadelesi, kadınların, eşitlik, özgürlük ve hak mücadelesi, gençlerin aydınlık bir gelecekte yaşama mücadelesi, bütün bunlar bizleri davet ediyor. Emekçiler bizleri davet ediyor. Mücadele bizleri davet ediyor. Çaresizlik ve teslimiyeti boşa çıkaracak öncülere bir davettir. Biz bu daveti kabul ediyoruz.”
ANKARA