Kısacası, HDP bir halk hareketidir ve bu özelliğinden kaynaklı tarihte ender görülen yeniden var olma mücadelesinin çok bileşenli tek örneğidir. Burada önemli ve hayati olan ise isim değil fikriyattır. Dolayısıyla yeniden inşa sürecinin sonunda ister HDP, ister Yeşil Sol Parti, isterse de başka bir isimle olsun esas olan bu ruhun ta kendisidir.
Arin Yusufoğlu
Kendi gerçekliğiyle yüzleşmeyen, var olma sebeplerini doğru analiz etmeyen, gerçekçi ve ihtiyaçları doğru tahlil etmeyen hiçbir siyasi güç başarıya ulaşamaz. Her siyasi hareketin, partinin ve organizasyonun dönem dönem tıkanıklıklar yaşadığı ve başarısızlıklarla sınandığı çokça tanık olduğumuz bir durumdur. Türkiye siyasi partiler tarihinde bunun sayısız örneklerini yaşayarak gördük. HDP’yi bütün bunlardan farklı kılan şey ise; HDP’nin salt bir seçim partisi ve diğer partiler gibi kuru muhalefetle sistemi muhafaza etme partisi değildir. HDP Türkiye ve Kürdistan halklarının ortak mücadelesinin bizzat adıdır. HDP demokrasi ve özgürlük talepleri doğrultusunda kendini örgütlemiş ve Türkiye siyasal tarihinin en güçlü, en örgütlü ve en renkli mücadele hareketidir. Dolayısıyla HDP bir isimden ibaret değildir. HDP bir fikriyattır ve halkların özlemini çektiği, arzuladığı ve inandığı kardeşçe yaşamanın adı ve teminatıdır.
Türkiye halklarının direniş gelenekleri ve mücadele kültürleri ile Kürdistan direniş hattının buluşmasıyla halklara umut olan HDP, 2023 seçimlerinde istenilen başarıya ulaşamadı. Stratejik hedefi olan 3. Yol hattını doğru örgütleyemedi. Öngörüleriyle kitlesini etkili, sonuç alıcı ve organize etmede eksik kaldı. Dolayısıyla taraflı-tarafsız herkesin gelecek umudu olarak gördüğü HDP’nin seçim sonuçlarıyla birlikte bir tıkanıklığı yaşadığı ortaya çıktı.
Strateji doğru, fikriyat hayati ama pratikte öncülük eksik… Neden? Çünkü; Üçüncü Yol stratejisini doğru okuyamadı. Siyasal konjonktür, faşizmin yoğun baskıları ve muhalefetin geneline dönük toplumdaki umut, HDP’yi hem bir rehavete hem de yanlış bazı tercihlere sürüklemiş olduğu ortaya çıktı.
Başarısızlık ya da istenilen hedefe yeterince ulaşmama bir sorgulama sebebidir. Seçim sonuçlarının açıklanmasının hemen ardından toplumun genelinde, HDP karşıtlarında ve hemen hemen tüm kesimlerde HDP’nin durumu negatif boyutlarıyla tartışmaya açıldı. Yeminli HDP ve Kürt düşmanlarının yönlendirmesiyle basın ve sosyal medya platformlarında HDP’yi bitirmek, içini boşaltmak için yoğun çabalar sarf edildi. Ancak tüm bu yönelim, yönlendirme ve saldırgan tutumlara rağmen HDP yönetimi soğukkanlılığını koruyarak özüne uygun bir süreç başlattı. Bu süreci aynı zamanda bir eylem planı şeklinde örgütledi. Merkezi kurullar başta olmak üzere; tüm il-ilçe yönetimleriyle kapsamlı eleştiri ve özeleştiri toplantıları yaptı. Devamında HDP’yi tamamlayan ve öncülük eden Halkların Demokratik Kongresi, Demokratik Toplum Kongresi, Yeşil Sol Parti ve Demokratik Bölgeler Partisi gibi yapıların eşbaşkanlarıyla yine HDP’yi HDP yapan bütün bileşenlerin eşbaşkan ve eşsözcüleriyle uzun ve derinlikli toplantılar yapıldı, tartışmalar yürütüldü. Kadın ve gençlik meclisi bu tartışma platformlarının tümünde etkili rol oynadı. Eleştiri ve özeleştirileriyle güç kattı. Yeni dönemde Üçüncü Yol stratejisini örgütlemede ve yaşama geçirmesinde çok önemli tespitlerde bulundu.
Bu tartışmaların devamı ve tamamlayanı olarak Temmuz ayı boyunca halk toplantıları yapıldı. Parti temsilcileri, Türkiye’nin dört bir yanında düzenlenen bu toplantılarda yaklaşık 50 binden fazla kişiyle bir araya gelmiş, halkın nabzını tutmuştur. Bu toplantılar, halkın beklenti, talep ve eleştirilerini doğrudan dinlemek ve bu görüşleri gelecek planlamalarına entegre etmek amacıyla önemlidir. Hatta bu halk toplantıları bu sürecin belki de en kıymetli platformları olmuştur. Ağustos ayı, parti için stratejik planlamaların yapıldığı bir dönem haline gelmiştir. “Örgütlenme ve Siyasal Strateji” başlığı altında düzenlenen çalıştaylar; sivil toplum örgütleri, emek hareketleri, yerel demokrasi güçleri, aktivistler, akademisyenler, siyaset bilimciler ve parti içi uzmanların katılımıyla gerçekleşmiştir. Çalıştaylar, parti için belirlenen hedeflere nasıl ulaşılacağına dair somut adımların tartışıldığı platformlar olmuştur. Aynı dönemde “Gelecek Dönem Mücadele Planı” adı altında ikinci bir çalıştay düzenlenmiş, katılımcıların katkılarıyla parti hedeflerine yönelik stratejik adımların atılması hedeflenmiştir.
Çalıştaylarda; Kürt sorunu temel bir sorun olarak ele alınmış, ülkede yaşanan ekonomik-politik-sosyolojik ve diğer tüm sorunların asıl nedeni olduğu tespiti bir kez daha vurgulanmıştır. Mütedeyyin çevreler, inanç grupları, kadın sorunu ve gençliğin gelecek kaygıları, yine 3. Yol perspektifi ışığında değerlendirmelere tabi tutulmuş, halktan ve yerel örgütlerden gelen eleştiriler doğrultusunda önemli kararlar alınmıştır.
Çalıştaylarda öne çıkan en önemli başlıklardan birisi de bundan sonraki tüm seçimlerde adayların halkın ön seçimi ile belirlenmesi olmuştur. Parti içi demokrasi, yerel örgütlerin inisiyatif ve iradesi, halkın dahiliyeti ve sahiplenişi bundan sonraki süreçte öne çıkacak en önemli hususlar olmuştur. Son olarak, HDP 11 yıllık siyasal mücadelesi boyunca karşı karşıya kaldığı siyasi soykırım operasyonları, hukuki baskılar ve yönelimlere rağmen mola niteliğinde bir kongre yaptı. Bu kongre ile birlikte tüm siyasal gücünü ve birikimini Yeşil Sol Parti’ye aktaracağını açıklamış oldu. Eylül ayıyla birlikte Yeşil Sol Parti, konferans ve büyük kongresini gerçekleştirecek. Çalıştaylarda ve konferanslarda ortaya çıkan sonuçlarla birlikte büyük kongrede güçlü bir kararlaşma ile bu süreç taçlandırılmış olacaktır.
Kısacası, HDP bir halk hareketidir ve bu özelliğinden kaynaklı tarihte ender görülen yeniden var olma mücadelesinin çok bileşenli tek örneğidir. Burada önemli ve hayati olan ise isim değil fikriyattır. Dolayısıyla yeniden inşa sürecinin sonunda ister HDP, ister Yeşil Sol Parti, isterse de başka bir isimle olsun esas olan bu ruhun ta kendisidir. Bu sürecin sonunda HDP’nin tüm birleşenleriyle daha güçlü, daha kararlı ve daha etkili bir dönüşüm sağlayacağı kesindir. Buna Anka kuşu misali kendini, kendi küllerinden yeniden yaratma da denilebilir. Esas olan da budur. Dolayısıyla HDP’deki bu kararlı duruş, yeniden yapılanma ve kendi özüyle yeniden buluşma; tek umut olma özelliğini de büyütecektir.