HDP Eş Genel Başkanları Buldan ve Sancar, depremin 10’uncu gününde Kriz Koordinasyon Merkezi ile birlikte yaptıkları çalışmalara dair bilgi verdi ve gözlemlerini paylaştı. Sancar konuşmasında, ‘kader planı’ değil rant politikası var vurgusu yaptı
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar, Mereş merkezli depremlerin 10’uncu gününe ilişkin Amed’de kurulan Kriz Koordinasyon Merkezi’nde yürütülen çalışmaları yerinde izledikten sonra basın toplantısı düzenledi.
Kriz Koordinasyon Merkezi’nin yönetildiği HDP Peyas (Kayapınar) İlçe Örgütü binasında düzenlenen basın toplantısına milletvekilleri ve parti yöneticileri katıldı.
Toplantıda ilk olarak HDP Örgütlenmeden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Özlem Gündüz konuştu. Gündüz, Kriz Koordinasyon Merkezi’nin çalışmalarını paylaştı.
Depremin ilk gününden itibaren Amed ve Ankara’da olmak üzere kurdukları iki kriz koordinasyon merkezinde 3 bin 500’den fazla gönüllüyle sahada olduklarının bilgisini veren Gündüz, 100’ün üzerinde parti yöneticisi, çalışanı, milletvekili ve Parti Meclisi (PM) üyeleri ile Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin kriz koordinasyonunda seferber olduğunu söyledi.
Gündüz, süreç içerisinde yürüttükleri çalışmalara dair şu bilgileri paylaştı:
“İlk günde deprem alanıyla ilgili birçok birim oluşturuldu, bilgi işlem birimi, lojistik birimi, konaklama, barınma, ulaşım, yaralıları takip birimi ve enkaz ihbarı ve gelen enkazları ilgili birimlere ulaştıracak bir birimimiz oluşturuldu. Yine gönüllüleri organize edecek birimlerimiz oluşturuldu. Depremden dolayı diğer kentlere göç etmek zorunda kalan insanlarımızla ilgilenen, oradaki ihtiyaçları karşılayan, konaklama, barınma ve diğer ihtiyaçları karşılayacak diğer birimlerimiz, il binalarımızda oluşturduğu kriz masaları üzerinden bu ihtiyaçlar karşılanmaya başlandı.
827 afetzede hastanelere taşındı
Şu ana kadar bizim kriz koordinasyon merkezimize gelen göçük ihbar sayısı 1097, bildirilen kayıp göçük altındaki afetzede sayısı 6636. Bütün veriler tek kriz masalarımız tarafından ilgili yerlere iletildi. Bugüne kadar TIR kamyon kamyonet gibi araçlarla 700’den fazla araç yardım bölgelere iletildi, köylere ulaştırıldı. Deprem bölgesinde bağı olmayan kurum ve kuruluşlar yardım sevenler onlarca araçla yardım gönderdiler. Bu gelen yardımlarda bizim koordinasyonlar üzerinden dağıtıldı. Deprem bölgelerinden Ankara, Mersin, Urfa, İstanbul ve Kayseri’deki hastanelere taşınan tedavi gören 827 afetzede ile kriz masamız üzerinden temas sağlanmıştır.
387 aile evlere yerleştirildi, 496 çadır kuruldu
Evlerde misafir etme çalışmaları kapsamında 30 farklı ilden aldığımız bilgiler üzerinden, 387 aileyi bugüne kadar misafir ettik.
Çeşitli illerimizden gönderilen kış şartlarına uygun 496 adet büyük çadır bin 541 ısıtıcı bin 200 ton odun kömür ve 18 adet jeneratör ile 133 tüp deprem bölgelerine ulaştırıldı.
Deprem bölgelerinde il, ilçe mahalle ve köylerdeki sandık kurulu üyelerimiz, komisyonlarımız tarafından aranmaya başlandı. 3567 sandık kurulu üyemizi aradık. Bu üyelerimiz yine deprem bölgelerinde yaşanan durumlar hasar tespitleri alınarak kriz masalarımız tarafından değerlendiriliyor. Merkezi kriz koordinasyonumuz tarafından oluşturulan 40 kişilik bir ekip deprem bölgelerinde köy ve mahalle muhtarlarını aradılar. Bu deprem bölgelerinde hasar tespitlerini talepler nelerdir bunlar alınarak il kriz koordinasyonlarımıza ve ilgili kurumlarına yönlendiriliyor. Bugüne kadar 2015 muhtar arandı, bu aramalar devam ediyor.
Kayyum atanmayan belediyeler sahada
Özellikle kayyım atanmayan belediyeler üzerinden yürüttüğü çalışmalar var. Belediyelerimiz bütün imkanlarıyla sahadalar. Belediyelerimiz merkezlerde 4 aşevi kurdu, kriz koordinasyonumuz tarafından da 5 aşevi kuruldu.”
Daha sonra sözü alan Eş Genel Başkan Pervin Buldan’ın konuşmasından satır başları şöyle:
“Her yerde feryat var. İnsanlar hem yakınlarına ulaşabilmek için, aynı zamanda açlıktan ve soğuktan yaşamlarını yitirmemek için büyük bir feryat içerisindeydi. Bu feryadı 10 gün içerisinde gördük ama bir şey daha gördük; iktidara büyük bir öfke olduğuna da gördük gittiğimiz her yerde. Fakat bütün bunların yanında belki de bizleri en mutlu eden büyük bir dayanışmanın olmasaydı. Siyasi görüşü ne olursa olsun, mezhebi ne olursa olsun, insanlar büyük bir dayanışma ruhuyla, bir seferberlik ruhuyla bu yaraları hep birlikte sarmak için depremzedelerin yanında olmaya çalıştı, yaralarını sarmaya çalıştı.
Yaşamını yitiren insanların sayısı, bugün 35 binlerle ifade ediliyor ancak bu sayının çok fazla olduğu gerçeğini de unutmamak lazım. Çünkü enkaz altında hala insanlar yakınlarını bekliyor, enkazdan çıkarılmasını bekliyor. Dolayısıyla enkaz kaldırma çalışmalarının titizlikle yapılmasının altını bir kez daha çizmek isterim. Hukuk komisyonumuz hukuki hazırlıklar yapılmadan enkazların kaldırılmaması, için de büyük bir çaba sarf ediyorlar.
Kimsesiz çocuklar
İhtiyaçlar çok fazla, özellikle soba, çadır, battaniye ihtiyacı ve hijyen malzemelerine ihtiyaç var.
Bir başka mesele, kimsesiz çocuklarla ilgili, özellikle sosyal medyada ortaya atılan kimi iddialar var. Bunların bir an önce araştırılması ve kamuoyunun bu anlamda aydınlatılması gerektiğini düşünüyorum. Kimsesiz çocukların nerelere gönderildiği, nerelerde kaldığı, bunların kimlik tespitlerinin bir an önce yapılmasına yönelik bir çalışma da mutlaka başlatılmalıdır.
İktidar organize olamadı
Evet, 10 gündür organize olmayan bir iktidar var. Maalesef bu 10 günlük süreç içerisinde iktidarın olumsuz anlamda yaptıklarını ve yapamadıklarını bir kez daha gördük. Özellikle ilk 2 gün, gittiğimiz yerlerde, ben Adıyaman’da, Sayın Sancar Hatay’da, gördüklerimizi, yaşadıklarımızı, iktidarın bu konudaki eksikliklerini, yetmezliklerini, organize olamama durumunu yerinde tespit ettik. Şuna inanıyoruz elbette, zamanında bir kurtarma çalışması olsaydı, belki bugün kayıplarımız bu kadar olmayacaktı. Bütün bunlarla birlikte STK ve siyasi partilerin yaptığı çalışmaların engellendiğini görüyoruz.
İmar affı çıkaranlar sorumludur
On binlerce insanın enkaz altında can vermesi elbette bir cinayettir. İmar affı çıkaranların, denetim yapmayanların, önlemleri almayanların, bundan birebir sorumlu olduğunu da belirtmek istiyorum. Biz Meclis’te bütün bunlara karşı, özelikle imar affına karşı, 2018’de çıkarılan imar affına karşı muhalefet eden tek partiydik, dolayısıyla bugün bunların sonuçlarının ne kadar ağır olduğunu, sonuçlarının insanlara ne kadar büyük zarar verdiğini hep birlikte gördük.
Savaş ekonomisi
Ama ne yazık ki ‘bir mermi kaç para?’ diyen zihniyetin insanların çadırsız kaldığını, insanların açlıktan ve soğuktan sokaklarda kaldığını hep birlikte gördük ve deneyimledik. Savaşla ülkenin ekonomisini çökerttiklerinin gerçeğini bir kez daha ifade etmekte fayda var. Biz ısrarla barış politikasını savunduk hala barışı savunmaya devam ediyoruz.
Tecrit politikaları ile yüzleşilsin
Bugün 15 Şubat uluslararası komplonun yıldönümü bu komployu kınadığımızı ifade etmek istiyorum. Savaş ve tecrit politikalarıyla bu ülkenin yüzleşmesi gerektiğini bu ülkeyi yönetenlerin yüzleşmesi gerektiğinin altını çizmek istiyorum. Bu ülkenin daha fazla acıyı ve ölümleri yaşamaya takati kalmadı bunu hepimiz görüyoruz. Parti olarak insanları ölüme terk değil yaşatan bir düzene olan ihtiyaç için bundan sonraki mücadelemizi titizlikle belirtmek isterim. Bir enkaz düzeni değil bir yaşam düzenine ihtiyaç var bu ülkede.
Deprem doğal, iktidarın politikası felaket
Buldan’ın ardından sözü alan Sancar’ın konuşmasından bazı başlıklar ise şöyle:
“Depremin bir doğa olayı olduğu, hepimiz biliyoruz. Deprem kendi başına bir felaket değildir, sonuçları felaketin kendisidir. Bu felaketi de yaratan esas olarak, iktidarların, devletlerin politikasıdır. Bu depremde de aynı gerçeği bir kez daha yaşadık.
Can kayıplarının artmasında da acil müdahale ve yardım çalışmalarının fazlasıyla gecikmesi önemli rol oynamıştır. Bu da felaketin sebebinin iktidar tercihleri olduğunu bizlere gösteriyor. O nedenle sadece bu olayı ‘asrın felaketi’ olarak nitelemek sorumluluktan kaçıştır. ‘Kader planı’ sözleriyle sorumluluğu üzerinden atmaya çalışmanın herhangi bir inandırıcı bir tarafı yoktur. Ortada bir kader planı değil bir talan, rant ve sömürü planı söz konusudur.
İnsanlık ayakta, dayanışma büyük
Sahada gördüğümüz tablo yıkımın büyüklüğü ve bu yozlaşmış düzenin çöküşüydü ama bütün bu enkazın altından umut veren bir başka gerçeklik de ortaya çıktı. O da dayanışmanın büyüklüğüydü. İnsanlık ayakta dayanışma büyük bu da yaraları sarma konusunda önemli bir katkı sağlıyor. İktidarın bundan sonrası için de planları olduğunu görüyoruz.
İktidar rant planı yapıyor
Depremin yıkımlarını yaratan politikaları bu iktidar hayata geçirdi şimdi de bu sonuçları siyasi ve iktisadi ranta dönüştürme planlarını yapıyor. Buna karşı hukuki ve siyasi alanda mücadelemizi sürdüreceğiz. Binlerce arkadaşımız sahada on binlerce gönüllü bu çalışmalara katılıyor ama bundan sonra bizleri bekleyen uzun ve zorlu bir süreç var. Bu süreçte siyasi iktidarın rant planlarına, siyasi ve ekonomik rant planlarına karşı en geniş muhalefeti ve en geniş mücadeleyi örgütlemek gerekiyor.”
Seçim sorusu
Konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Sancar, seçim tartışmalarına yönelik bir soruya, “Biz biraz önce belirlediğimiz çerçevede çalışmalarımızı yürütüyoruz. Seçim tartışmalarını takip ediyoruz ama bu toplantımızın amacı felaketle ilgili çalışmaları değerlendirmek ve değerlendirmelerimizi sizlerle paylaşmaktır. Şuan bu tartışmalar için herhangi bir yorumda bulunmak istemiyoruz. Elbette takip ediyoruz ama bunu da değerlendirip tartışacağız, görüşlerimizi daha sonra kamuoyu ile paylaşacağız.”
Buldan ve Sancar, parti yöneticileri ve kriz koordinasyon merkezi çalışanlarıyla birlikte toplantının devamını basına kapalı olarak gerçekleştirdi.
AMED