HDP MYK, kayyumlara tepkilerin arttığı bir dönemde emniyet müdürlüğünün yönlendirmesiyle bazı ailelerin Diyarbakır İl binaları önüne gönderildiğine dikkati çekerek, “Yalanlar ve iftiralarla haklı ve meşru demokrasi mücadelemize gölge düşüremezsiniz” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Merkez Yürütme Kurulu (MYK), çocukları eve gelmeyen ailelerin emniyet müdürlüğünün yönlendirmesiyle Diyarbakır İl binalarının önünde yaptıkları eylemlere dair yazılı açıklama yayımladı.
HDP’li 3 büyükşehir belediyesine atanan kayyumların protesto edilmesini gölgelemek için ailelerin il binaları önüne gönderildiğine dikkat çekildi. Açıklamada, “Büyük bir hukuksuzlukla, Anayasa ve yasaları, Türkiye’nin altında imzası bulunan uluslararası sözleşmeleri çiğneyerek, 3 büyükşehire kayyım atanmasının üzerinden 2 haftadan fazla zaman geçti. Bu gayri meşru uygulamaya karşı hem ülkemizde hem de uluslararası alanda büyük bir tepki ve protesto yükseldi, dayanışma büyüdü. Ayrıca 3 kentin seçmenleri, Kürt halkı iradesinin gasp edilmesi, verdikleri oyların yok sayılması, sandık meşruiyetinin çiğnenmesi karşısında tepkilerini göstermeyi sokaklarda demokratik protesto haklarını kullanarak sürdürüyor.
AKP-MHP ittifakının hukuksuz ve mesnetsiz bu irade gaspının teşhir olduğu günlerde, iktidar ve medyası HDP’ye yönelik yeni bir karalama kampanyası başlattı. İktidarın hedefi, kayyımlara karşı büyüyen bu demokratik protestoları ve sivil itaatsizliği baltalamaktır” denildi.
Ailelerin HDP Diyarbakır il binası önüne gönderilmesini yeni senaryo olarak tanımlayan HDP, devamında şu ifadelere yer verdi: “Yeni senaryonun adı, ‘çocukları eve gelmeyen aileleri partimizin kapısına yönlendirmek’tir. Anne ve babaların Diyarbakır’da partimizin önünde oturma eylemleri gerçekleştirmelerini sağlayarak, partimiz hakkında kara propaganda yapmaktır. Ailelerin Emniyet tarafından partimize yönlendirilmesi, iftira ve yalanlarla kayyıma karşı demokratik protestoların zamansal olarak örtüşmesi bir tesadüf değildir.
24 saat partimiz izleniyor
Diyarbakır il binamız her gün 24 saat Emniyet güçlerinin kameraları, TOMA’ları, zırhlı araçları sivil ve resmi polisleriyle gözetim altında tutulmaktadır. Bu yeni bir durum da değildir. Her türlü hukukun ve hakkın çiğnendiği bu icraat uzun süredir vardır. Emniyet güçleri partiye giren çıkan herkesi tespit etmektedir. Hatta bu baskılar nedeniyle üyelerimiz parti binasına girip çıkmakta zorlanmaktadır.
Bizler değil emniyet müdürlüğü biliyor
Önceki hafta bu suçlama ile partimizin önüne gönderilen bir ailenin çocuğu, ailevi nedenlerle evinden kaçtığını açıklamıştır. Yine bir başka aile, yaptığı açıklamada Emniyet tarafından çocuklarının Suriye’ye gönderildiğine dair bilgi verildiğini beyan etmiştir. Aynı aile basına verdiği bilgide, Emniyet’in kendilerini parti binamıza yönlendirdiğini söylemiştir. Bir kez daha söyleyelim ki, bu ailelerin çocuklarının akıbetini bizler değil Emniyet güçleri bilmektedir.
Hazırlanan plan gereği Anadolu Ajansı’nın kameraları önünde ve Emniyet güçlerinin gözetiminde partimizin camları kırdırılmıştır. Emniyet güçleri bu saldırıları engellememiş, suçu teşvik etmişlerdir. Bu iftiraların ve yalanların hedefi kayyıma karşı süren demokratik tepkilere gölge düşürmektir.
Her zaman ölüme karşı yaşamı savunduk
Defalarca söyledik, bir kez daha vurgulayalım ki HDP, demokratik siyasetin merkezinde yer alır. Hiç bir zaman barış, demokrasi, hukukun üstünlüğü ve adalet mücadelesinden vazgeçmemiştir. Ölüme karşı yaşam ve barış hakkını savunmuş, savaş ve çatışma politikalarının karşısında durmuştur. Bu siyasetimizden asla taviz vermedik, bundan sonra da taviz vermeyeceğiz. HDP, insanları yalnızca demokratik siyasete yönlendirmektedir.
Bu komployu, bu iftiraları kimlerin yaptığını biliyoruz. Yalanlar ve iftiralarla haklı ve meşru demokrasi mücadelemize gölge düşüremezsiniz.”