Malatya Katliamı’nın yıl dönümünde açıklama yapan HDP, ‘Bu katliamlar, devletin Kürt halkına ve Alevi toplumuna geleneksel bakışından ayrı düşünülemez’ ifadesini kullandı
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Halklar ve İnançlar Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Tülay Hatimoğulları, 18 Nisan 1978’de yaşanan Malatya Katliamı’na dair yazılı açıklama yayımladı.
Katliam öncesi yaşananlara dikkat çekilen açıklama da şu bilgiler yer aldı: “11 Aralık 1977’deki yerel seçimlerde Malatya Belediye Başkanlığı’nı ilk kez sağ güçlerin desteklediği bağımsız aday Hamit Fendoğlu kazandı. Fendoğlu, kargo yoluyla gönderilen bomba düzeneğinin patlaması sonucu 17 Nisan 1978’de vefat etti. Benzer bir bomba düzeneği de CHP Maraş Pazarcık Belediye Başkanı Memiş Özdal’a da gönderildi, ancak şüphe üzerine geri gönderilen paketi açan bir memur hayatını kaybetti. Fendoğlu’nun ölümü; çevre il, ilçe ve köylerden binlerce insanın Malatya’ya gelmesine neden oldu ve hazırlıklı olan bu kitlenin saldırısının fitilini ateşledi. Sayısı 20 bine yaklaşan faşist göstericiler, işaretlenmiş işyerlerini ve konutları tahrip ve yağma ederek ateşe verdi. Dönemin Malatya Belediyesinin hoparlörlerinden cihat çağrıları yapılıp, tahrik edici bir rol oynanırken, güvenlik güçleri günlerce saldırılara ve katliama seyirci kaldı.”
Katliam sonrasında Alevilerin büyük bir kısmının Malatya’yı terk etmek zorunda kaldığının belirtildiği açıklamada, “Malatya Katliamı; aynı yılın Aralık ayında gerçekleşen ve yüzlerce yurttaşın katledildiği Maraş Katliamının da provası oldu” denildi.
‘Asimilasyondan ayrı düşünülemez’
Katliamın 42 yıldır aydınlatılmadığı belirtilen açıklamada, “Onlarca yurttaşımızın yaralandığı, 8 canımızın katledildiği Malatya Katliamı hala acısını koruyor. Malatya’da yaşananlar farklı halkların, inançların, kültürlerin beşiği olan Anadolu ve Mezopotamya topraklarında görülen ve dinmeyen acılardan sadece biridir. Koçgiri, Dersim, Ortaca, Malatya, Sivas, Maraş, Çorum, Madımak ve Gazi katliamları da aynı zihniyetin sonuçlarıdır. Bu katliamlar, devletin Kürt halkına ve Alevi toplumuna geleneksel bakışından, inkâr ve asimilasyon politikalarından ayrı düşünülemez” denildi.
‘Yüzleşme olmadan yaralar kapanmaz’
Yaşanan katliamlar için hiçbir zaman Alevi toplumundan özür dilenmediği hatırlatılan açıklamanın devamında, devletin katliamdaki rolünün ve tutumunun mahkum edilmesi gerektiği belirtildi. Katliamlarla yüzleşme gerçekleşmedikçe yüzyıllar geçse dahi açılan yaraların kapanmayacağı vurgulanan açıklamada, “Geçmişlerindeki acı olaylarla yüzleşemeyen toplumların, demokratik ve ortak bir geleceği inşa edemeyeceklerini düşünüyor ve bu nedenle de nefret suçlarının ülkemizde devam ettiğini biliyoruz. 42 yıl önce katledilen canları saygıyla anıyor, Malatya Katliamı’nı bir kez daha lanetliyoruz” diye belirtildi.
MALATYA