HDP’nin muazzam kongresine dair görüntü ve detayları çokça görüp, okumuşsunuzdur. Ben biraz detay dışına çıkmak istiyorum. Salonda başka şeyler de yaşandı. Müsadenizle!
**Amed’ten HADEP mitingine gidiyoruz denilerek ikna edilen 65 yaş üstü dolu bir otobüs, Ankara’ya vardıktan sonra çok durmadı. “Hanê kelebek bayrağı? Nerde kelebek?” sorularına karşılık bulamayan yaşlı heyeti, meselenin HDP kongresi olduğunu anlayınca otobüs ile geri dönme kararı aldı. Amed’e henüz varıp varmadıkları bilinmiyor. Duruma tanık olan görevlilerden biri “Valla engellemeye çalıştık ama çok kararlıydılar! Ben de onlara ha Hadepe ha Hadep, ikisi aynıdır dedim. Bunu deyince yaşlı bir ana ‘Sus! Sen kelebeği bilmezsin lawê min, sus’ dedi…
**Bu kongrede çok önemli bir ilk oldu. GBT barbarlığına yakalanmamak için saatler önceden yola çıkıp GBT’ye maruz kalmadan yol alan çoğu otobüs, haliyle çok erken saatlerde vardı salona. Sabah altı buçukta salonun yarısı çoktan doluydu. Aslında salon full dolmuştu ama diğer yarısı dışarıda halay+sigara işleri ile meşguldü. Bundan olsa gerek mucizevi şekilde program saatinde başladı.
Ayrıca gece salona vardığı için yorgun düştüğü belli olan bir genç sabah saat 8 gibi gözüme çarptı, arkadaşının omzuna yaslanmış yatıyordu. Kongre bitti, arkadaş hala yerinde yatıyordu. Tebrik ediyorum gerçekten, bu gürültü ve kalabalıkta nasıl bir motivasyon ve yoğunlaşmadır öyle…
**Salondaki en ilginç grup sahnenin hemen sağ ve solunda yer alan, protokolden gözünü ayırmayan özel birimdi. Özel birim dediğime bakmayın, güvenlik ve koruma amaçlı değil. Bunlar özel selfie ekibi idi. Ellerinde telefon, gözlerini şahin gibi dikmiş, ayağa kalkan, alana giren, havada uçan, alandan çıkan, kıpırdayan her vekil ve tanınmış kişi ile selfie çeken özel bir birimdi bu! Kimse olmayınca birbirleri ile çekiyorlardı. Kişi ve kendisini aynı açıya koyup, filtre uygulayıp, deklanşöre mitralyöz gibi basan arkadaşlar, neyşınıl coğrafik ekibi çalıştı alanda. Hakları yenmesin lütfen! Çünkü akşam facebook ve instagram çökmüştür…
**Protokolun olduğu yere özel ilgi her zaman vardır. Bunu en iyi Newroz organizasyonu yapanlar bilir. Festivallerden hatırlarsınız, sanatçımız sahnede şarkısını söylüyordur. Birden biri fırlar, zafer işareti yapar, sarılır vs. konser sonra devam eder. Sahneye çıkma gayreti ve alanda verilen mücadele Kurdistan’dan bir nesli yok etti. Ömürlerini buna adadılar ama sonuç çıkmadı… Sahne, çok geçmeden yerini Newroz ve benzeri etkinlikteki protokollere bıraktı. Aynı nesil gözünü sahneye yakın, stratejik anlam atfedilen bu yerlere dikti. Dün kongrede de yabancı heyetler, davet edilen partiler ve kurumlar için ayrılan protokol adeta titan ve tanrıların savaş alanı gibiydi. Merdiveni tırmanıp, güvenliği ikna edip bu kısma geçen her genç, zafer kazanmış komutan edası ile oturuyordu. Geçemeyen bir genç, zafer işareti yapıp “Maa ne olmiş yani, biz de geçax, biz de halqız” diyerek geçiş bileti almaya çalışıyordu.
**Yollarda yoğun sağanak halaydan ötürü hızını alamayıp Ankara’yı geçen ve Bolu’da soğuğu alan Batman grubu, yoğun çabalara rağmen ikna edilemedi! Otobüs heyeti, yaptığı açıklamada; “bu kutsal yolda halayın durması yanlıştır, sonu nereye gidecekse gitmeli” demiş. Geri dönmeyen halay otobüsü, en son Tekirdağ sınırlarında görülmüş. Bari Batman’a geri dönseler…
**Kongreye bu kadar kişinin katılacağını sanırım polis de tahmin etmiyordu. Bir, yüz, bin, on bin derken otuz-kırk bin kişiyi aramak bir yerden sonra zor. Salona her giriş çıkışta da arama olunca siz gerisini tahmin edin. Bir arkadaş vardı, salona 22 bin defa giriş çıkış yaptı galiba.
**Kongre müziklerine acil bir çözüm gelmeli. Kesinkes halay arası verilmeli! Haydaa, ne alaka? Zaten hep halay çekildi diyeceksiniz demeyin. Gerçekte pek çekilmedi, halkımız kendini yeterince ifade edemedi bu konuda. Tamam yollardan gelen gelenler halay çekmekten tükenmiş, bitmişti; fakat salonun atmosferi başkadır. Oynamak, inadına oynamak istiyorsun. Çözülsün dediğim konu ise şu: Parça çalmaya başlıyor ve insanlar ısınmaya başlıyor, derken kararsızlar da dahil olmaya ve çember büyümeye başlıyor. Ortaya etkileyici görüntü çıkıyor derken, hooppp müzik kesiliyor. Yani halayın en olmayacak yerinde en olmadık anında en olmayacak duygusunda kesiliyor! Bunu BM gündeminde bile anlatamazsınız! Ağır bir durum… Yapmayın etmeyin!
**Sinevizyonda dünyanın farklı yerlerinden destek video mesajları verilmeye başlandı. Mesajların finalinde yaşlı bir kadın vardı. Sözlerinde “sizler gerçek yurtseverlersiniz” diye bir cümle vardı ve bu cümle ekranda kaldı bir süre. Arkamda 15 yaşlarında genç bir kadın arkadaş vardı. Cümleyi okuyunca, tebessümle “Helee pîrêye baxx! Tabii kii yurtseveriz, ne sandın!” dedi.
Pîrê dediği kadını tanımamıştı tabi. Arjantin’de kaybolan çocukları için adalet arayışında simge olan Plaza De Mayo annelerinden Nora Morales Cortinas’a diyordu.
**Seyirci kısmına değil de salonun içine yani delegelerin olduğu yere girmek isteyen halkın mücadelesi ise bambaşka bir konu! Delege girişi kapısından girmek gerekiyordu ve girecek kişi sayısı sınırlı idi doğal olarak. Fakat bunu kime anlatacaksın? Delege kapısına seçim kayıt kağıdı ile gelip ‘ben HDP’liyim, oy verdim’ diyen mi dersin, ‘ben Hüda Kaya’nın komşusuyum’ diyen mi dersin, ‘ben proto kürdüm kardeşim açın kapıları’ diyen mi dersin… Bazıları bunu başardı bazıları ise hala kapıda duruyor.
**Protokol kısmında hangi ülke heyetinin nereye oturacağı koltuk üzerine yazılı notları ile belirlenmişti. Rusya en arka kısma denk gelmişti. Arkadaşa takıldım, mesaj mı bu? “Yok ama umarım bu naif politik mesajı almıştır” dedi. Almıştır almıştır…