AYM’nin HDP’nin hesaplarına bloke koymasına karşı açıklama yapan HDP Hukuk Komisyonu Eşsözcüsü Nuray Özdoğan, ‘Halkların demokratik partisine oy veren milyonların cebinden çıkan paradır. Bu iktidar çalmaya alışık bir iktidardır’ dedi
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının talebi doğrultusunda Anayasa Mahkemesi’nin (AYM), partilerinin hazine yardımı hesabına bloke koymasına ilişkin basın toplantısı düzenledi. HDP Genel Merkezi’nde düzenlenen toplantıda açıklamayı HDP Hukuk Komisyonu Eşsözcüsü Nuray Özdoğan yaptı.
Bizler de basından öğrendik
AYM’nin 5 Ocak’ta verdiği kararın tarihe kara bir leke olarak geçeceğini belirten Özdoğan,“AYM’nin verdi 5 Ocak’ta verdiği kararın iki aşaması var. Birinci ve en önemli aşaması, partimizin banka hesabına özellikle 2023 yılında ödenecek devlet yardımına dair bloke konulması kararı. Bu kararı 6 üyenin karı oyuna ve 9 üyenin kabul oyuyla karar verildi. Bize yapılan tebligatın içeriğinde de AYM kararı eksik. O kadar çok hukuka aykırı işlemlerle karşılaşıyoruz ki; AYM üyeleri, karşı oy verirken bunun gerekçelerini yazmadıkları bir karar mı ortaya koymuşlardır? Yoksa karşı oy gerekçeleri bize mi tebliğ edilmemiştir? Yayınlanan karar içerisinde de bize karşı oy gerekçelerini göremiyoruz. Bilgilenmek bizim de kamuoyunun da hakkı. Tebliğ etmek zorundadır. Ama Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tedbir yönünden yaptığı başvuru ve sonrasındaki süreci bizler de sizler gibi basından öğrendik” dedi.
Bu kararın geçerliliği yok
Mahkemenin, bu konuda kendilerine değil basına bilgi vererek süreci yürüttüğünü vurgulayan Özdoğan, “Bu, algı operasyonlarının bir parçası olmak demektir. 3 Ocak’ta AYM’ye gittiğimizde, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının böyle bir talebi olduğu tarafımıza sözlü olarak iletildi, bu konunun hangi tarihteki toplantıda ele alınacağına dair bilgi olmadığı söylendi. Başsavcılığın talebi hukuk dışı olmasına rağmen mahkeme sonuç olarak nihai kararla bağlantılı bir karar vermiş. Bu bir ara karar gibi yansıtılsa da, verilen karar AYM 99-7 itibariyle nihai karara götüren bir karardır. Anayasa Mahkemesi ancak kapatma yönünde bir karar vermeyecek ise hazine yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakma yönünde karar verebilir. Ara karar şeklinde nihai karara etki eden bir karar veremez. Nihai karara etki eden, doğrudan belirleyen bir karar verdiğinde bunu nitelikli çoğunluk dediğimiz üçte iki çoğunlukla bu kararı olmak zorundadır. Oy çokluğuyla alınan bu kararın hukuken geçerliliği yoktur” dedi.
Önce dava sonuçlanmalı
AYM’nin Anayasa hükümlerine uymak zorunda olduğunu belirten Özdoğan, HDP hakkında açılan kapatma davası ve sonrasında gelişen sürecin siyasi müdahaleler ile yürüdüğüne işaret etti. Özdoğan, bloke kararı sürecinde MHP Hukuk ve Seçim İşleri Komisyonundan sorumlu genel başkan yardımcısının, “2023 seçimleri için siyasi partilere yapılacak hazine yardımı üç katına çıkacak. HDP’nin bu yardımdan yararlanmaması için kapatma davasının bir an önce sonuçlanması lazım” sözlerini anımsatarak, “Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı partimizle ilgili kapatma iddianamesi düzenlendiği tarihten ve AYM’nin tedbir talebini reddettiği tarihten bu yana ne değişti de bir tedbir kararı alınmasının zorunluluk olduğunu somut olarak ispat etmesi gerekirdi. Dilekçesine baktığımızda buna dair bir ispat göremiyoruz. İddianamedeki iddiaları aynen tekrar ettiği ve daha da ileri giderek aslında partinin siyasi söylemlerine tekrar tekrar eleştirdiği bir metin sunmuştur” ifadesinde bulundu.
Bu siyasete müdahaledir
Bütçe görüşmeleri esnasında milletvekillerinin 2023 yılında bütçede savaşa ayrılan kaynaklara yönelik eleştirilerinin iddianamede yer aldığına değinen Özdoğan, “Sınır ötesi operasyonlara dair yapılan eleştirileri, Sayın Öcalan’a yönelik uzunca yıllardır süren ağır tecrit koşullarının eleştirilmesini, gerekçe olarak sunulmuştur. Öyle ki iktidar tarafından karartılan, pek çok soru işareti barındıran Taksim katliamına ilişkin partimiz tarafından yapılan kınama açıklamasında PKK’nin isminin geçmemiş olmasını gerekçe olarak sunulmuştur. Savcılık makamı bütçe görüşmeleri sırasında medya kanallarına verdiği görüşleri eleştirmiş. Hangi haber kanallarına görüş vermemesi gerektiğine dair görüşte bulunmuş. AYM’ye bunları sunmuş. Bütün bunlar aslında partimizin nasıl siyaset yapacağına, nasıl söz kuracağına nerede duracağına, neye muhalefet edip etmeyeceğine ilişkin bir müdahaledir dedi.
Halkı parası sizin değil
Savcılık dilekçesinde yer alan, “Parti toplantılarına ait giderlerin hazineden karşılanacağı açıktır. Bu devlet yardımı yapılırsa HDP bunun parti toplantıları ve siyasi faaliyetleri için harcayacaktır” ifadelerine dikkat çeken Özdoğan, “Siz bunu engelleyemezsiniz. Bu siyasi parti, siyasi faaliyetlerine devam edecektir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı şunu bilmelidir ki hazine yardımı halkların parasıdır. Yine halkların demokratik partisine oy veren milyonların cebinden çıkan paradır. Ne iktidarın ne savcılığın gasp edeceği paralar değildir. Bu iktidar çalmaya alışık bir iktidardır. Anayasa Mahkemesi, iktidar ortaklarının taleplerini ve görüşlerini dilekçesine taşıyan Başsavcılık makamının talebini kabul ederek, bu faşizan ve anti-demokratik cephenin seçim kampanyasına ortak olmuştur” ifadelerinde bulundu.
Bu kararı tanımıyoruz
Yargısal değil siyasi takvimin işlediğini belirten Özdoğan, “Bu ülkenin halklarına karanlığı layık görenlere karşı Halkların Demokratik Partisi siyaseti, demokrasiden ve hukuk devletinden yana mücadelesinden vazgeçmeyecektir. Halkların ortak mücadelesi karşısında yargısal örtüyle kaplanmış siyasi kararlar hükümsüzdür. Bu kararı hiçbir şekilde tanımıyoruz” dedi.
ANKARA