HDP Danışma Kurulu üyeleri, kapatma davası ve hesaplara bloke konulmasına karşı açıklama yaparak, ‘İktidarın hamlelerine karşı ortak tutum almaya çağırıyoruz’ dedi
Halkların Demokratik Partisi’ne (HDP) yönelik saldırıların artmasıyla birlikte partiye açılan kapatma davası ve Hazine yardımı hesabına bloke konulmasına ilişkin HDP Danışma Kurulu üyeleri basın toplantısı düzenledi.
Karar siyasi bir girişimdir
Taksim’de bulunan Hill Otel’de yapılan basın toplantısında 42 Danışma Kurulu üyesinin imzasının yer aldığı basın metnini kurul üyesi Prof. Dr. Ayşe Erzan okudu.
Hazine yardımının Anayasa Mahkemesi (AYM) kararıyla bloke edilmesinin adil, demokratik ve eşit koşullarda yapılması gereken seçim sürecine adeta “hançer sokulduğunu” söyleyen Erzan, AYM kararının kamuoyuna “geçici” bir “tedbir” gibi sunulduğunu belirti. Anayasa’da ve kanunlarda böyle bir tedbirin yeri olmadığını ifade eden Erzan, “Hukukla bağdaşmayan bu karar son ve kesin hükmün sonucu olan yaptırımı, peşinen bir tedbir diye uygulamaktadır. Karar, baştan itibaren siyasi etki altında yürüyen bu yargılama sürecinde, yine siyasi etki altında verilmiştir. Hukukla ve adaletle ilgisi bulunmamaktadır. Karar, doğrudan doğruya HDP’nin seçim süreçlerindeki varlığını ve etkililiğini sınırlamayı amaçlayan bir siyasi girişim niteliğindedir” şeklinde konuştu.
Yasal süreç anlatıldı
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın partiye yönelik temelli kapatma davası açtığını da hatırlatan Erzan, “Başsavcının sunduğu ilk iddianame, bir iddianamede aranan gerekli unsurlardan yoksun olduğu için AYM tarafından reddedilmiş, bunun üzerine Başsavcılık yeni bir iddianame hazırlamak zorunda kalmıştır. Yine Başsavcılık, dava sürecinde, HDP’nin Hazine yardımı hesaplarının bloke edilmesini talep etmiş ama bu talep AYM tarafından, tıpkı ilk iddianamede olduğu gibi, reddedilmiştir” diyerek yaşanan süreci anlattı.
Hukuk dışı bir karar
Anayasa’nın 69’uncu maddesine göre, bir siyasi partinin “Hazine yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılması” kararı, yargılamanın sonucunda verilebilecek bir karar olduğunu aktaran Erzan, “HDP’nin ‘hazine yardımı’ alması, yasal dayanağı olmanın ötesinde, HDP’yi Türkiye siyasetinin en güçlü üçüncü partisi yapacak ölçüde kararlı bir irade ortaya koyan milyonlarca seçmenin tercihine dayanmaktadır. Anayasa Mahkemesi’nin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 52’nci maddesine göre, kapatma ve ya ‘Devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmasına, toplantıya katılan üyelerin üçte iki çoğunluğu ile karar’ verilebilir. AYM kararı, 15 kişilik heyet tarafından üçte ikiden az (eksik) oy çokluğu ile verilmiştir. Bu yönüyle hukuk dışıdır” dedi.
Seçime etki edecektir
HDP’nin yargılama sürecinin son evresine gelindiğini belirten Erzan, HDP ile ilgili kararın seçimlerden hemen önce “kapatma kararı” olarak verilmesinin, seçimlere doğrudan doğruya etki yapacağının altını çizdi. Blokaj kararına evet oyu veren yargıçların, “İhsas-ı rey”de bulunduğunu kaydeden Erzan, bloke kararının HDP’nin seçim sürecindeki etkililiğini sınırlandırmaya yönelik “siyasi tavır” niteliğine büründüğünü aktarırken, “Nitekim, kapatma davasının açılması ve yürütülmesi sürecinde, AYM’ye yönelik olarak, iktidar tarafından gelen saldırgan tutum ve tehditler, kapatma davasının tümüyle siyasi saiklerle yürütülmekte olduğunun işaretleridir. AYM’nin bloke etme kararı, siyasi saiklerin ne kadar etkili olduğunu bir kez daha ve çok açık olarak ortaya koymaktadır” diye ekledi.
Ortak tutum çağrısı
Yapılan siyasi hamleler ile HDP’nin engellendiği bir seçim sürecinin amaçlandığına vurgu yapan Erzan, “HDP’ye yapılan hukuk dışı operasyonlar, kapatma davası ve hazine yardımının bloke edilmesiyle ilgili karar, yalnız HDP’yi ve ona oy veren milyonları değil, bütün muhalif siyasi parti ve seçmenleri birinci derecede ilgilendirmektedir. Demokratik, adil, eşit, özgür bir ülkede barış içinde yaşama umudu taşıyan herkesi, kurum ve siyasi partileri, iktidarın, seçim güvenliğiyle, geleceğimizle, hayatımızla birebir ilgili olan bu hamlelerine karşı uyanık olmaya ve ortak tutum almaya çağırıyoruz” dedi.
İSTANBUL