Çerkes Soykırımı’nın yıldönümüne dair yazılı açıklama yayımlayan HDP, Rusya’yı ve Türkiye Çerkes soykırımını tanımaya davet ederken, Jineps Gazetesi Yayın Kurulu Üyesi Jiy Zafer Süren, soykırımla ‘yüzleşme’ çağrısı yaptı. İHD, soykırımın insanlık suçu olduğunu söyledi
21 Mayıs 1864 tarihinde Rus-Çerkes Savaşları’nın sona ermesiyle Çerkesler için de sonun başlangıcı oldu. Çarlık Rusyası, savaşı kaybeden Çerkesleri sürgüne tabi tuttu. Resmi olmayan rakamlara göre, Tahmini olarak 35000 kişinin Avrupa’ya, 1,2-1,5 milyonu Osmanlı yurduna; İstanbul ve Anadolu’nun kimi bölgeleriyle bugünkü Ürdün, Suriye, İsrail ve Libya’ya gönderildiği bilinmektedir. Göç sırasında 500 000’e yakın Çerkes’in hayatını kaybetti. Çerkeslerin çıkardığı Jineps Gazetesi Yayın Kurulu Üyesi Jiy Zafer Süren, yaşadıkları soykırımın 156’ncı Çerkes halkının yaşadığı acıları Mezopotamya Ajansı’ndan Mehmet Aslan’a anlattı.
‘Yüzde 90’ı sürgün edilir’
Osmanlı-Rusya savaşları sürerken Rusya-Kafkasya savaşlarının da başladığını hatırlatan Süren, Karadeniz’den Hazar Denizi’ne her yere savaşın sıçradığını söyledi. Süren, “Kafkasya’nın doğusunda, Dağıstan ve Çeçen-İnguş Bölgesi’nde 1859’da Şeyh Şamil’in teslim olması sonucu hâkimiyeti ele geçiren Çarlık, bütün gücüyle batıya yüklenir ve savaş boyunca kadın, çocuk ayırmaksızın tam bir imha politikası izler. 1864 yılına kadar süren savaşlar, Ubıh, Abaza ve Adıgelerin yenilgisiyle sonuçlanır. Çarlık kurmayları nüfusun geri kalanının Osmanlı’ya sürgün etmeyi önceden planlanmıştır. İki düşman güç, Osmanlı ve Çarlık, Çerkeslerin sürgün edilmesinde anlaşır. Osmanlı’nın ‘göçmene’, savaştıracak güce ihtiyacı vardı” dedi. Kafkasya’nın orta ve doğusunda, bugünkü Kabardey, Çeçenya, İnguşetya, Dağıstan ve Osetya bölgelerinde sürgünün yoğun olarak görülmediğini ifade eden Süren, ancak asıl sürgünün Karadeniz kıyısındaki Ubıh, Abaza ve Adıgelere uygulandığını ve nüfusun yüzde 90’ının sürgün edildiğini söyledi.
’40’a yakın ülkede dağınık bir şekilde yaşıyorlar’
Sürgünden sonra Çerkeslerin gittikleri yerlerde de katledildiğini aktaran Jiy Zafer Süren, sadece Trabzon’da 53 bin Çerkes’in öldüğünü söyledi. Ubıhların dilini konuşabilen insanların kalmadığının altını çizen Süren, “Anadolu bir dile mezar oldu. Fransız araştırmacı George Dumezil ve öğrencisi Charachidze, ‘Son Ubıh’ olarak anılan Tevfik Esenç ile çalışarak Ubıh dilinin alfabesini oluşturdular. Kafkasya’nın yerli halklarından Adıgelerin bir boyu olan Natuhayların adı bugün sadece tarih kitaplarında kaldı, savaş bu halkı yok etti. Çerkesler şimdi dünyanın 40 civarındaki ülkesinde dağınık bir halde yaşamlarını sürdürüyor. Ubıh, Abaza ve Adıgelerin Türkiye’deki nüfusu, kadim topraklarında yaşayanlardan çok daha fazla” diye konuştu.
‘Ölüm kampları’
Sürgünün ardından Osmanlı topraklarına yerleştirilen Çerkeslerin kaldıkları kampların nasıl “ölüm kamplarına” çevrildiğini ise Süren, “Günü bir somun ekmekle geçiriyordular. Bazen onu da bulamıyorlardı. Ölüler gömülemiyor, bir kenara atılıveriyordu. Yerleştirildikleri bölgelerde de ilk yıllarda aynı zorluklarla karşılaşmışlardır. Aynı zamanda Kafkasya kıyılarına, yığılmış sürgünler, binecekleri gemileri beklerken hemen hemen aynı sorunları yaşadılar.” dedi.
Yüzleşme çağrısı
Soykırımın birçok devlet tarafından tanındığını anımsatan Süren, “Beklentimiz, vatandaşı olduğumuz Türkiye Cumhuriyeti ve Rusya Federasyonu başta olmak üzere insan hak ve özgürlüklerine saygı duyan bütün devletler tarafından kabul edilmesidir. Bu bir ‘öç alma’ çağrısı olarak algılanmamalıdır. Birlikte, özgür demokratik bir geleceği başarabilmek için ‘yüzleşmektir’, omuz omuza yaşayabilmektir. Bu yüzleşmeyi elbirliğiyle başarabilmeliyiz” çağrısında bulundu.
‘Çerkes soykırımını tanıyın’
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Halklar ve İnançlar Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Tülay Hatimoğulları, 21 Mayıs Çerkes Soykırımı’nın yıldönümüne dair yazılı açıklama yayımladı. Bu coğrafyada birlikte yaşayan ve ortak gelecek tasavvur eden halkların tarihinde büyük felaketler meydana geldiği, bunlardan birinin de Çerkes Soykırımı olduğu belirtilen açıklamada, sürgün sırasında 1,5 milyon Çerkes’in topraklarından, yaşam alanlarından koparıldığı, sürgün yollarında 500 binden fazla Çerkes’in yaşamını kaybettiği hatırlatıldı. Açıklamanın devamında, “Kimlikleri, dilleri, örgütlenmeleri yasaklandı, topraklarından koparılan Çerkesler sürgün yaşadıkları topraklarda asimile edildi. Çerkesler 156 yıldır adalet arıyor, insanlığın bu büyük dramla yüzleşmesini, yaralarının sarılmasını bekliyor. Başta tarihi/siyasi sorumluluğu olan Rusya Federasyonu’nu olmak üzere, Türkiye’yi ve dünyayı Çerkes soykırımını tanımaya davet ediyoruz” ifadelerine yer verildi.
İHD: İnsanlık suçu
İnsan Hakları Derneği (İHD), Çerkes Soykırımı’na dair yazılı açıklama yayımlandı. Soykırımın insanlık suçu olduğu ve bir halkın, topluluğun hedef alındığının vurgulandığı açıklamada, soykırımın etkileri ve sonuçlarının da yıkıcı olduğu belirtildi.
Açıklamada, soykırıma uğrayan tüm halklar gibi Çerkes halkı içinde öncelikle yaşadıkları soykırımın dünyaca tanınması, hafıza merkezlerinin kurulması, onarıcı adaletin yani tanıma, özür dileme ve kayıpların tazmininin gerçekleşeceği sürecin bir an önce başlatılması talep edildi. Açıklamada son olarak, “Türkiye ve diğer devletler tarafından ‘Çerkes Soykırım ve Sürgünü’ tanınmalıdır” denildi
ANKARA